bir çok konudaki görüşlerini aktardı. Türk ordusunun laikliğin koruyucusu olarak bilindiğinin hatırlatılması üzerine Gül, “
Hayır, bu eski bir söylem artık. Laikliğin koruyucusu halktır. Bu
ülke çok değişti ve ben
Türkiye'nin laik bir ülke olarak kalmasından yanayım.” dedi.
Konuşmasında Türkiye'de laikliği desteklediğini belirten
Abdullah Gül, laikliğin kişilerin inancına saygı duyan bir tanımı olduğunu da hatırlattı. “Eğer benim eşim başörtüsü takıyorsa, bu onun kendi inancıdır.” diyen Gül, kendisinin Türkiye'de laikliğe tehdit olup olmadığı ile ilgili bir soruya ise gülerek, “Ben göreve gelmeden önce siz kesin ‘işte bu insanları geliyor' diyerek uyarılmışsınızdır. Ama yıllardır bu ülkeyi takip ediyorsunuz. Laikliğe tehdit olduğum yönünde her hangi bir işarete rastladınız mı? Biz bu ülkeyi modernleştirmeye çalışıyoruz. Dış dünya ile bütünleşmeye çalışıyoruz. Eğer gizli bir hedefimiz olsaydı
Avrupa Birliği (AB) üyeliğini ister miydik.” cevabını verdi.
Abdullah Gül, ordunun kendisinin
cumhurbaşkanı seçilmesine karşı geldiği fikirlerine ise katılmadığını söyledi. Bunun kişisel bir tavır olmadığının altını çizen Gül, “Biz açık bir toplumuz. Militan akılla hareket eden bazı siviller var. Bu kişiler bu tür konuları hep sömürüyor. Biz ordu ile omuz omuzayız. Eğer Türk tarihini biliyorsanız, maalesef askeri darbelerin başarılı olmadığı açıktır. Ama Türkiye son yıllarda çok değişti.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Gül, önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimleri AK Parti'nin kazanması halinde yine cumhurbaşkanlığına
aday olup olmayacağı sorusuna ise, “Daha çok var.” dedi. Gül, başörtüsü sorununun ise demokratik normlar içinde çözülmesi gereken bir sorun olduğunu, ülkede kutuplaşma yaratmamak için zorlama bir çözüme gitmek istemediklerini anlattı.
Abdullah Gül,
Kıbrıs konusunda ise kendisini kandırılmış hissettiğini söyledi. Kıbrıs konusunda düş kırıklığı yaşadıklarını belirten Gül, “Ayrıca kandırılmış hissediyorum. AB, Kıbrıs'ta yapılan referandumdan sonra üzüntülerini belirtmişti. Daha sonra maddi
yardım ve ticaret konularında bir
takım sözler verildi. Ama hala hiç bir şey yok ortada. Bu AB'nin güvenilirliği için iyi bir örnek değil.” diye konuştu.
Atatürk'ü muhafazakar partiler daha iyi temsil ediyor
Gül, bir soru üzerine Atatürk'ün vasiyetinin sözde sol partiler tarafından savunulduğunu, ancak yapılanlara bakıldığında sol partiler değil muhafazakarların Atatürk'ün vizyonunu daha iyi temsil ettiğini söyledi. Gül şöyle konuştu: “Atatürk, Türkiye'yi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaktan bahsetti. Bu ne demektir. Bu
demokrasi,
ekonomik kalkınma,
modernizasyon, özgürlükler demek. Şimdi bakın yapılanlara. Şimdi ekonomik kalkınmaya bakın. Bütün bunlar muhafazakar parti dönemlerinde gerçekleştirildi. Biz Atatürk'ün göstermiş olduğu hedefleri yerine getiriyoruz.”