''
Birleşmiş Milletler Kalkınma Organizasyonları Arap-
Körfez Programı'' (AGFUND) Ödülleri, Beşiktaş'taki Four Seasons Oteli'nde düzenlenen
törenle sahiplerine verildi.
Tören, Cumhurbaşkanı Gül'ün gönderdiği mesajın okunmasıyla başladı.
Gül, mesajında, AGFUND tarafından 1999'dan bu yana düzenlenen
ödül töreninin bu yıl
Türkiye'nin ev sahipliğinde gerçekleşmesinden büyük memnuniyet duyduğunu belirtti.
Her yıl farklı konularda düzenlenen yarışma sonucu verilen söz konusu ödülün bu yılki temasının ''Görme Bozukluklarının Önlenmesi'' olduğuna dikkati çeken Gül, insanların
yaşam kalitesini doğrudan ilgilendiren böyle önemli, ancak
ihmal edilen bir konuyu sadece gündeme getirmekle kalmayarak çözüme yönelik geliştirilen ve uygulanan somut projelerin AGFUND'un ayrıcalıklı konumunu ortaya koyduğunu vurguladı.
AGFUND gibi saygın bir kuruluşun düzenlediği bu ödül törenini himaye etmenin kendisi için ayrı bir mutluluk olduğunu ifade eden Gül, mesajında şunları kaydetti:
''Türkiye,
Birleşmiş Milletler Bin Yıl Kalkınma Hedefi doğrultusunda
yoksulluğun azaltılması ve gelir dağılımının dengeli hale getirilmesi ilkelerini planlarının odağına koyarak başlattığı önemli hamleleri kararlılıkla sürdürmektedir. Türkiye'nin gelişmekte olan
ülkelere sağladığı
kalkınma yardımları son 5 yılda 5.3 milyar dolara ulaşmıştır. Türkiye,
OECD ülkeleri arasında en çok yardımda bulunan ülkeler listesinde 19. sıradadır.
Öte yandan, Türk sağlık
sektörünün kalitesi, güvenilirliği ve
hizmet anlayışıyla tüm dünyada ilk sıralarda yer aldığının altını da çizmek istiyorum. Türkiye, bugünkü etkinliğin ana temasını teşkil eden göz hastalıklarının tedavisi konusunda da önemli mesafeler kaydetmiştir.''
-BAKAN ÇELİK'İN KONUŞMASI-
Devlet Bakanı Faruk Çelik de törende yaptığı konuşmada, AGFUND'un kurulduğu 1980'den beri yardıma en muhtaç topluluklara yönelik proje ve programlara desteğini esirgemediğini, başarılı yardım çalışmalarını motive ettiğini söyledi.
Küreselleşen dünyada,
yoksulluk ve beraberinde getirdiği sağlık,
açlık, bulaşıcı hastalıklar, eğitim ve benzeri temel kalkınma problemlerinin, yalnızca bu sorunlarla yüz yüze olan
toplumların değil, tüm insanlığın ortak problemi olduğunu ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dünyaya gözünü kapatarak çevresine bakmayı reddeden, sınırlarını kapatmakla dış dünyanın sorunlarından etkilenmeyeceğini düşünen, dünyanın başka köşelerinde yaşanan sorunların kendisini ilgilendirmeyeceğine inanan, sadece kendi gelişme ve kalkınmasına odaklanan yaklaşımlar küreselleşme ile geçersiz hale gelmiştir.
Artık kalkınma problemleriyle mücadelede birçok ülke ve uluslararası kuruluş ortak hedefler çerçevesinde çözüm geliştirmek için birlikte çalışmalar yapmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler, geçtiğimiz yüzyılın son 20 yılında, hızla artan iktisadi ve siyasi güçlerine bağlı olarak kalkınma yardımları konularında yerlerini almışlardır.''
Çelik, Türkiye'nin kalkınma yardımlarıyla ilgili çalışmalarında son yıllarda gözle görülür bir artış gerçekleştiğini belirterek, ''Son 3 yılda yıllık ortalama resmi kalkınma yardımları 700 milyon dolara ulaşmıştır. Özel sektör tarafından gerçekleştirilen doğrudan yatırımlar,
sivil toplum örgütlerince sağlanan yardımlar gibi diğer kalkınma yardımı unsurlarıyla birlikte ise ülkemizin toplam kalkınma yardımları ortalama 2.5 milyar dolar seviyelerine yükselmiştir'' diye konuştu.
-SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA-
Bugün dünya üzerinde gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkeleri etkileyen
gıda krizi ve mali krizin, yardım krizine dönüşme tehlikesinin söz konusu olduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti:
''Maalesef kriz zamanları, kalkınma yardımlarının hızının kesildiği, ülkelerin küresel insani sorunlar yerine kendi iç sorunlarına yoğunlaşmayı
tercih ettikleri zor zamanlardır. Elbette bu durum, kalkınma yardımları için ayrılan kaynakların azalması riskini de ortaya çıkarmaktadır. Oysa kriz dönemleri, kalkınma yardımlarının en çok önem taşıdığı ve
gelişmekte olan ülkelerin bu yardımlara en fazla ihtiyaç duyduğu dönemlerdir.''
Hayat kapasitesinin artırılması ve kapasite geliştirmenin, sürdürülebilir kalkınmanın vazgeçilmez dinamikleri olduğunu söyleyen Çelik, ''AGFUND'un ödül kategorilerini oluşturan sağlık, eğitim ve kapasite geliştirme yardımlarının, sürdürülebilir kalkınma kavramıyla ne kadar uyumlu olduğunu da göz ardı etmemek gerekir'' dedi.
-SUUDİ ARABİSTAN PRENSİ AL SAUD-
Suudi
Arabistan Prensi ve AGFUND Başkanı Talal Bin Abdullah Aziz Al Saud da ''Köklü demokrasisiyle Türkiye, Arap ülkelerinin de izinden gitmesini umduğumuz kalkınma
modeli için örnek teşkil etmektedir'' dedi.
Siyasi blok ve partilerle icra edilen gerçek demokrasinin, insanların ihtiyaçlarına
cevap verdiği ve önlerindeki seçenek yelpazesini genişlettiğinden kalkınma için uygun ortamı sağladığını ifade eden Al Saud, şunları kaydetti:
''Özgürlüklerin eksik olduğu yerlerde kalkınma hemen hemen hep geçici olmaya mahkumdur ve sadece belli kesimler meyveleri toplarken, yolsuzluklar baş göstermeye başlar. Dolayısıyla böyle bir kalkınma hassastır ve ancak yozlaşmış rejimler iktidardan indirildiğinde ne kadar sahte olduğu su yüzüne çıkar. İşte o zaman böyle bir kalkınma zayıflatılmış olur.''
AGFUND Ödülü'nün herhangi bir din, ırk,
renk veya ülke ayrımı gözetilmeksizin, dünyada insani gelişmeyi artırmada AGFUND tarafından benimsenen
ortaklık mekanizması için moral
destek sağladığını dile getiren Al Saud, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Tam da dünya 11 Eylül'ün etkilerinden kurtulmuş ve insanlarla kültürler arasında
zehir saçan savaş tellalları ortadan kalkmışken finansal kriz baş göstermiştir. Kriz birçok ekonomiye
darbe vururken daha yoksul kategorilerde yapılan kalkınma yardımlarının da kısılmasına neden olmuştur. Bu kriz, küreselleşme adımlarını yavaşlatmış olabilir. Ancak bize göre ulusal ile uluslararası olan arasındaki ilişki sürekli olduğundan küreselleşme ilerlemeye devam etmektedir.''
-ÖDÜL TÖRENİ-
Konuşmalarından ardından 3 kategoriden oluşan AGFUND Ödülleri sahiplerine verildi.
''Görme bozukluklarına neden olan başlıca hastalıkları
kontrol etmeye yönelik ulusal
politika ve programlar oluşturulmasına yardımcı olmada uluslararası örgütlerin rolü'' alanında uluslararası ve bölgesel kuruluşlara verilen birinci kategori ödülünü, 10
Afrika ülkesinde ''Sürdürülebilir Onkoserkiyaz Kontrolü'' çalışmasını yürüten Helen Keller Uluslararası Kurumu aldı.
Ödül, Bakan Çelik ve Prens Al Saud tarafından, Helen Keller Uluslararası Kurumu Başkanı Shawn Baker'e verildi.
''Görme bozukluklarının engellenmesi ve görme engellilerin rehabilitasyonunda sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları'' alanında sivil toplum kuruluşları tarafından yürütülen projelere verilen ikinci kategori ödülünü, Mısır'da ''Entegrasyon ve Kendi Kendine Sürdürülebilir Göz Bakımı İçin Model'' çalışmasını yürüten El Nur Magrigi Vakfı aldı.
Ödül,
vakıf temsilcisi Dr. Süleyman Arif'e Bakan Çelik ve Prens Al Saud tarafından sunuldu.
''Görme engellilerin yeteneklerini geliştirmek ve becerilerinden yararlanmak için bireylerin öncülüğünde geliştirilen girişimler'' alanında bireyler tarafından yaratılan, desteklenen veya yürütülen projelere verilen üçüncü kategori ödülü, Korgeneral Cihan Dad Han'ın girişimi ve çabalarıyla Pakistan'da hizmet veren El Şifa Vakfı Göz Hastanesi'ne değer görüldü.
Vakfın kurucu başkanı Cihan Dad Han'a ödülünü, Bakan Çelik ve Prens Al Saud sundu.
Törene, Türkiye Musevileri Hahambaşı İshak Haleva, eski
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, eski Türkiye
İhracatçılar Meclisi Başkanı
Oğuz Satıcı ile çok sayıda davetli katıldı.
Öte yandan, birinci kategori birincisi 150 bin, ikinci kategori birincisi 100 bin, üçüncü kategori birincisi ise 50 bin dolar para ödülünü almaya hak kazandı.