Güney Kore'ye 1950 yılında ne kadar
Türk askeri gittiğini gazetecilere
teker teker soran
Gül, verilen cevaplardaki rakamın giden asker sayısının çok uzağında kalması üzerine, şöyle konuştu:
''Öyle 3-5 bin kişi değil 50 bin Türk askeri Güney Kore'ye gitti. Kore ile askeri ilişkilerimiz de 1971 yılına kadar devam etti. Kimin hangi
ülkeyle böyle bir ilişkisi var? Bunu sınır çatışmamız için değil, dünya barışı için, insanları korumak için, başka ülkeleri korumak için yaptık. Dünya barışını korumak için, hür sistemi korumak için, başkaları için canını feda eden 1000 kişimiz var. Buna benzer bir ülke daha var, ABD var. Kendi çıkarları dışında başkaları için, eğer o dünyanın jandarması diyorsanız, kendi çıkarını korumak için diyorsanız o ayrı bir şey, hayatını veren diğer bir ülkedir.''
Gazetecilere ''ABD'den sonra en çok kayıp veren kim bu dünyada?'' diye soran Gül,
yanıt beklemeden sözlerine, ''Hala
Türkiye. Şimdi buradan şuna gelmek istiyorum, bu büyük bir fedakarlık. Tabii ki o
soğuk savaş döneminde bu kararı verenler kolay vermediler. Bunu münakaşa etmek için söylemiyorum. Acımasız soğuk savaş döneminde Türkiye hür dünyanın yanında yer aldı. Bunun için gittiler. Şehitler var, gaziler var, kaybolanlar var. 1000 askerimizi şehit vermişiz, bu müthiş bir şey. Amerikalılar hala bunları anlatır ama biz böyle muhteşem bir şeyi çok bilmeyiz, anlatmayız'' cümleleriyle devam etti.
Heyette Kore gazilerinin de olduğunu hatırlatan Gül, ''Hepsi madalyalarıyla buradalar. 'Bize onur verdiniz' dediler. Ben de onlara 'siz bu heyetin en büyük onurusunuz' dedim. 30 sene sonra ilk defa Kore'ye gidiyorlar'' dedi.
-EKSEN TARTIŞMASI-
Türkiye'nin Afganistan'da, Kosova'da, Bosna'da, Afrika'da, Haiti'de güvenlik gücü bulunduğunu hatırlatan Gül,
eksen kayması tartışmalarına değinerek sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dünyanın her tarafında var. Bu eksen yanlış ortamlarda konuşuluyor. Kaç gündür yaptığım konuşmalarda bunları söylüyorum, bakın İngiltere'ye, Fransa'ya. İspanya'ya bakın. Dünyanın dört bir tarafındaki ülkelerle çok iyi ilişkileri var. Bunların ekseninden bahsediliyor mu?
Avrupa'ya, AB'ye, 'İngiltere'nin ekseni nereye gitti?' diyen var mı? İspanya'nın Latin Amerika'nın en
devrimci ülkeleriyle çok özel anlaşmaları vardır, çok özel ilişkileri vardır, ABD'ye en çok meydan okuyan ülkelerle... Kimse 'İspanya'nın ekseni nereye kaydı' diyor mu? Fransa'nın yine Afrika'da ilişki içinde olduğu eski sömürgesi ve hala bırakmak istemediği ülkeler var. Kimse Fransa'nın ekseninden söz ediyor mu?
Türkiye'nin komşularıyla ilişkileri açısından, Türk Cumhuriyetleri açısından, tüm
Müslüman ülkelerle ilişkileri açısından kalkıp da 'Türkiye'nin ekseni kayıyor mu' diye konuşmak bilgisizliktir veya kötü niyettir açıkçası. Kaldı ki Türkiye, AB'nin dış politikada aldığı kararların yüzde 98'ine katılan bir ülke. Türkiye'nin komşusuyla veya bölgesindeki veya yakınındaki bir ülkeyle ilişkisine bakıp eksenini tartışmak kadar abes bir şey olmaz. Ekseni tartışılır, başka ülkelerin de ekseni tartışılır. Ortak değerler, insan haklarına saygı,
demokrasi,
serbest piyasa ekonomisi diye özetlediğim konulara bakmak lazım. 'Japonya'nın ekseni neresi?' diye tartışılıyor mu? Yeni Zelanda'nın eksenini kimse tartışıyor mu?''
Cumhurbaşkanı Gül,
haritaya nereden bakılırsa durumun farklı okunabileceğini belirterek, bunu şu örnekle anlattı:
''Brezilya'ya gittiğimde bana bir harita gösterdiler. Bizim bildiğimiz haritalardan çok farklı. Onlar da küreyi başka türlü açmışlar. Bir baktık Türkiye başka yerlerde, Avrupa başka yerlerde. O yüzden Türkiye'yi başka türlü mukayese etmek lazım. 2 sene, 4 sene, 10 sene, 20 sene 25 sene geriye gidip şu anki durumla mukayese edeceksin. Demokrasi daha mı güçlendi, daha mı zayıfladı. Standartlar, hukuk nasıl oldu, kime yaklaştı? AB'ye daha mı yaklaşıyor, yoksa daha da uzaklaşıyor mu? Bunlara bakarak konuşmak lazım. Bunlara bakarak bu soruyu kendinize sorun bakalım.''
-TERÖR-
Gül,
Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İlker Başbuğ'un, Osmaniye'deki
terörist saldırıda şehit düşen 47 günlük asker eşi Pınar
Akdağ için yazdığı yazıda terörün eski kanlı günlerine döndüğü yönünde açıklama yaptığının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
''Terörden hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Daha iki ay olmamış evleneli, şehit oluyor. Eşini aradım,
başsağlığı diledim. Hissi boyutu derin olan bir durum var. Hep söylüyorum Türkiye'nin en önemli meselesi, gündemi bu konudur, adını ne koyarsanız
koyun. Terör örgütleri bazen kullanılır, bazen motive edilir, bazen de
ihale alır. Kendi kuralları yoktur. Terörle topyekun mücadele edilmelidir. Sadece silahla mücadele değil, terörü minimize etmek, terör örgütünü izole etmek için bütün boyutlarıyla topyekun mücadele ediyoruz. Terör Türkiye'nin daimi gündemidir, hiçbir zaman gündemden düşmedi.''
Bir gazetecinin ''Terör örgütü PKK'nın kullanılmasını, 'İhale ediliyor' derken İsrail'i mi kastettiniz?'' yönündeki sorusunu Gül, ''Elimizde kesin
delil olmadan kimseyi kolay kolay suçlayamam. Bunlar büyük suçlamalar. Ben öyle bir şey kastetmedim'' diye yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Gül, ''Geçen sene terörle ilgili konuşurken 'güzel şeyler olacak' demiştiniz. Hala umudunuzu koruyor musunuz?'' sorusuna şu karşılığı verdi:
''Türkiye bu işlerden (terörden) kurtulacak, kesin kurtulacak. Biraz yoluna girerken baltalayanlar olur, bu işlerin devam etmesini isteyenler olur. Bu işlerden kurtulmamız lazım. Bu işlerden kurtulacağız. Açıkçası Türkiye'de teröre gerekçe olacak hiçbir şey olmadığına da samimi olarak inanıyorum. Türkiye'nin her bakımdan standartları giderek çok yükseliyor. Eskiden tabu olan şeyler tabu olmaktan çıkmış vaziyette. Hayatınızın parçası oldu. Türkiye'nin demokrasi standartları terörü ve
teröristi izole etme açısından çok önemlidir.''
-''TERÖRDEN NE PAHASINA OLURSA OLSUN KURTULACAĞIZ''-
Açılımların yavaş olmasının bu konuyla bir ilgisi olup olmadığına yönelik soruyu da Gül, şöyle yanıtladı:
''O detaylara girmeyeyim ama bu bizim kendi meselemizdir, burası kendi evimizdir. Cumhurbaşkanı siyasetçi değildir,
cumhurbaşkanı günlük konuşmaz, cumhurbaşkanı hamaset yapmaz, retorik yapmaz. Siyasetçiler günlük meseleleri tabii ki konuşacaktır, yanlış anlaşılmasın. Bazı zor şeyleri ben söyleyeceğim, mecliste yaptığım konuşmada bu zor şeyleri açık şekilde söyledim. Burası kendi ülkemiz, kendi evimiz. Bu işten kurtulmak için hep beraber ne gerekiyorsa yapacağız, yapmak zorundayız. Yılamayız çünkü bunun başka bir yolu yok. Terörden ne pahasına olursa olsun kurtulacağız, çıkacağız bu işin içinden. Bu açıdan ben kesinlikle yine ümitliyim ama bazen istediğimiz şekilde olmuyor. Dünyanın her tarafında bu işler böyle olmuştur. Terör günlük mesele değil, hepimizin meselesidir. Türkiye'nin her bakımdan birinci konusudur. Bu hiçbir zaman
ihmal edilmez, terör izole edilene kadar mücadele edeceğiz.''