Cumhurbaşkanı Gül, resmi ziyaret gerçekleştirdiği
Mısır'dan
Türkiye'ye dönüşü sırasında uçakta Mısır ziyaretini değerlendirdi ve gazetecilerin sorularını
yanıtladı.
Gül, bir gazetecinin ''hükümetin AB sürecinde ağır kaldığı yönünde eleştiriler olduğunu'' hatırlatması ve bunu nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine, ''2008 yılının AB yılı olacağına inanıyorum'' dedi.
Türkiye'de 2007'de iç meselelerin çok olduğunu, bunların görmezden gelinemeyeceğini söyleyen Gül, ''Bununla çok iyi oldu demek istemiyorum. Şüphesiz ki daha çok şeyler yapmak gerekirdi. Ama bazı gerekçeler vardı. Şimdi 2008'de gerekçe görmüyorum açıkçası. 2008 yılında hepimizin geleceğe konsantre olması gerekiyor. O açıdan 2008 yılının AB yılı olacağını tahmin ediyorum ve buna inanıyorum'' diye konuştu.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile görüşmelerinde de AB sürecinin ele alındığını anlatan Cumhurbaşkanı Gül,
iktidar ve muhalefetin hep birlikte bu konulara daha çok yoğunlaşacağına inandığını kaydetti.
Gül, Türkiye'nin kendi üzerine düşen işleri yapması durumunda bunun hem Türk
halkının çıkarına olacağını hem de
Avrupa'da olumsuz düşünceleri olanları zor durumda bırakacağını belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, bir gazetecinin ''Bazı Avrupa
ülkelerinin Türkiye'ye engel çıkartmasını
Hükümet, 'Baksanıza onlar neler yapıyorlar, biz mi peşlerinden koşacağız?' gibi bir havada değerlendiriyor. Siz, 'Hep doğruları söyleyen ben olacağım' dediniz. Bunları da söylüyor musunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine, Hükümet'in içinde olduğu dönemde de bugün de AB'nin Hükümet'in birinci
gündem maddesi olduğunu belirtti. Gül, ''Şimdi de Bakanlar Kurulu'nda birinci gündem maddesinin hep AB olduğunu söylüyorlar. Tahmin ediyorum sıra bunlara geldi'' dedi.
Cumhurbaşkanı Gül 2008 yılında AB konusunda somut girişimleri olup olmayacağı sorusuna, ''yıl içerisinde AB ülkeleri ile karşılıklı önemli ziyaretler gerçekleştirecekleri'' yanıtını verdi.
9. Uyum Paketi'ni
Dışişleri Bakanı olduğu dönemde hazırladığının hatırlatılması ve Hükümet'in paketi çıkartıp çıkartmayacağının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, Hükümet'in bu konu üzerinde dikkatli bir şekilde çalıştığını söyledi. Gül, ''Ben de
teşvik edeceğim, zaten ediyorum da. Ben Hükümet adına onları yaptım. Aynı Hükümet devam ettiğine göre, ben onların hepsini çıkartacaklarına inanıyorum. Bu işte kaçan fırsatların maliyeti çok oluyor bize'' dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül dönüş yolunda uçakta gazetecilerle sohbet etti. Gül'ün Mısır Gezisine katılan Gazeteciler arasında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca da vardı
-TERÖRLE MÜCADELE-
Cumhurbaşkanı Gül, ''Teröristbaşı Abdullah
Öcalan yakalandıktan sonra 1999-2004 yılı arasındaki dönemde, hiçbir siyasi adım atılmadı. Bölge için bir şeyler yapılmadı. Devletin bu konuda önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacağı kapsamlı bir plan var mı?'' sorusuna, ''Türkiye'de herkesin birinci işi bu. Bu konuya herkes çok fazla kafa yoruyor'' diyerek karşılık verdi.
Geçmişin tecrübelerinden faydalanıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Gül,
teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın yakalanmasından sonraki 5 yılın ''kayıp bir dönem olduğunu'' ifade ederek, şöyle konuştu:
''Bütün bu tecrübelerden faydalanılarak çalışılıyor. Bunlar bir günlük, bir haftalık işler değil. Ama bütün bunların yanında şunu söyleyeyim, bunlar terörle silahlı mücadeleyi asla zayıflatacak unsurlar değil. Orada eli silahlı adam durup Türkiye'ye tehdit olmaya devam ettiği sürece orada kararlılık devam edecektir. Dün de bir
operasyon yapıldı. O çünkü dışarıdan gelen bir konudur. Bundan ayrı olarak uygulanan mevcut çalışmalara eklenecek yeni bazı çalışmalar yapılıyor. Kurumlar çalışıyor''
Genelkurmay İkinci Başkanı
Orgeneral Ergin Saygun'un,
Irak'ı ziyaretinde ABD'li Komutan ile görüşmesinin ardından ''kara harekatına başlanabileceği'' şeklinde yorumlar ortaya çıktığının hatırlatılması üzerine de Gül, ''Bunlar askeri konular. Askeri konuları ne kadar az konuşursak o kadar başarılı olur'' dedi.
-''ŞİDDET ŞİDDETİ DOĞURUYOR''-
İsrail-
Filistin sorununun çözümü konusunda Türkiye'nin rolünün sorulması üzerine Gül, Türkiye'nin kendi kapasitesi çerçevesinde zaten devrede olduğunu belirterek, bu problemde belirleyici bir rolünün olmayacağının bilindiğini kaydetti.
Annapolis Toplantısı başta olmak üzere Türkiye'nin
Orta Doğu sorununun çözümüne önemli katkı yaptığını aktaran Gül, bu konuda kendilerine hep takdir ve teşekkür ulaştığını belirtti.
Annapolis Toplantısı'nın önemine de dikkati çeken Cumhurbaşkanı Gül, sorunların çözümünün sadece ABD'ye bırakılmaması gerektiğini,
bölge liderlerinin de konuya sahip çıkmasının önemli olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Gül, ''ABD Başkanı Bush'un 2008 yılının sonunda Filistin Devleti'nin kurulması konusunda bir iddiası var. Bu konudaki düşünceniz nedir?'' sorusuna şöyle yanıt verdi:
''Belki bir süre geçtikten sonra bununla ilgili bir şey söylenebilir. Yeni gelişmeler var. Herkesin bu konuyu samimi olarak ele alıp almadığını bir kaç ay sonra görürüz. Bu iş neticeye ulaşır mı, ulaşmaz mı o zaman görürüz, ama ulaşmazsa çok kaygılıyım. Çünkü geçmişe bakınca örnekler var... Ne zaman böyle denemeler başarısızlıkla bitiyor o zaman tekrar şiddet geliyor.
Şiddet gelince de bir yerde kalmıyor. Şiddet şiddeti
doğuruyor, yani bölgeyi tetikliyor. Filistin-İsrail meselesinde yeni bir şiddet tırmanırsa
Lübnan da karışır, bu Irak'ı da etkiler. Bütün bölgeyi tekrar sıkıntıya sokar.''
Irak konusunda da Türkiye'nin önemli bir aktör olduğunu aktaran Gül, komşu ülke olması nedeniyle Irak'ın Türkiye'yi çok yakından ilgilendirdiğini belirtti. Savaştan önce ve sonraki süreçte Türkiye'nin önemli rol oynadığını belirten Gül, şunları kaydetti:
''Türkiye bu rolleri oynamasaydı, komşu ülkelerin ayrı ayrı
politikaları olsaydı, durum eski Yugoslavya'ya dönerdi. Yugoslavya'nın bütün komşularının farklı, farklı politikaları oldu ve ülke dağıldı. Türkiye burada etkili oldu. En kötü durumda bile, Irak'ın üçe bölünmesinin konuşulduğu dönemde bile, Türkiye, 'Irak'ın bölünmesi bir alternatif değil' diye sonuna kadar her yerde diretti. Bunu her yerde dile getirdi. Türkiye çok çalışmalar yaptı. Bugün görüyorum ki Türkiye'nin bu tezi her yerde çok daha kabul görüyor. Irak'ın birliğini, bütünlüğünü koruması yönünde bütün dünyada çok daha büyük bir anlayış var.''
-TÜRBAN TARTIŞMASI-
Cumhurbaşkanı Gül, ''Başbakan Erdoğan size daha önce
Anayasa değişikliği yaparken
türban ile ilgili bir şey yapacaklarını söylemiş miydi? Kastetmiş miydi?'' sorusuna, ''Ortada daha bir
taslak falan yok ki. Hükümet, Parti kendi politikalarını kendileri belirleyecekler. Benimle konuşulacak konular daha farklı konular olacak. Şu anda anayasayla ilgili bana gelmiş herhangi bir doküman yok'' yanıtını verdi.
-EKONOMİ-
Cumhurbaşkanı Gül, döviz fiyatlarıyla ilgili bir soru üzerine, döviz kurlarının bazı sektörleri zorladığını ve bunu bildiğini belirterek, şu anda takip edilen serbest kur politikasını terk etmenin doğru olmadığını söyledi.
Bir politika takip edilirken bunun bazı yan etkileri olduğunu dile getiren Gül, Hükümet'in de bu işle yakından ilgilendiğini ve ortak çareler arandığını anlattı.
Türkiye'de birbirini
taklit eden pek çok iş kurulduğunu belirten Gül, şehirlerin kapasiteleri, gelecek planları ve
rekabet imkanları dikkate alınmadan yapılan yatırımların sıkıntıya yol açtığını ifade etti.
Gül,
Merkez Bankasının İstanbul'a taşınması tartışmalarının hatırlatılması üzerine, bu tartışmalara girmek istemediğini, tartışmaları sadece seyrettiğini söyledi.
-''MISIR'DAN BÜYÜK BİR MUTLULUKLA DÖNÜYORUM''-
Gül, Mısır ziyaretinden büyük bir mutlulukla döndüğünü dile getirerek, ''Türk-Mısır ilişkileri sadece iki ülkenin çıkarına olmayacak, hem bölgenin çıkarına olacak hem de bütün
Afrika ve Arap dünyasını Türkiye ile birleştirmesi açısından bizim için önemli olacak'' dedi.
Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'ten iş adamlarına kadar tüm Mısırlıların kalbinde çok büyük Türk ve Türkiye sevgisi olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Gül, bunun gurur verici olduğunu vurguladı.
Türkiye ile Mısır arasındaki
ekonomik ilişkilerin ivme kazandığının görüldüğünü belirten Gül, Türkiye'nin Mısır'a ihracatının 1 milyar ABD Doları'na yaklaştığını hatırlattı.
İki ülke arasında Serbest
Ticaret Anlaşması imzalanmadan önce Mısırlıların tereddütleri olduğunu söyleyen Gül, şimdi tüm bu endişelerin ortadan kalkmış olduğunun görüldüğünü ifade etti.
Türk iş adamalarının yatırımlarını görmekten duyduğu mutluluğu da aktaran Gül, ''Türkiye de burada büyük bir devlet gibi, büyük bir ülke gibi davranıyor. Herkesten şunu duydum; 'Biz sizi, reformlarınızı takip ediyoruz. Siz başarılı oldunuz, biz de başarılı olacağız' dediler. Bunları söylerken de hiçbir komplekse düşmediler'' dedi.
Türk iş adamları ve Türk ekonomisinin önümüzdeki yıllarda rekabete hazırlıklı olması gerektiğini de söyleyen Gül, ''Çok yakında Dünya Ticaret Örgütü'nün bütün kuralları devreye girecek ve koruma kalmayacak. Bu dünyanın dışında olmazsınız. Vakit varken herkes kendini rekabete daha iyi hazırlasın'' diye konuştu.
Gül, Mısırlı iş adamlarını da bu konuda uyardığını kaydetti.
Arap Birliği'ne yaptığı ziyareti de hatırlatan Gül, artık Arap Birliği'nin aldığı kararlarda Türkiye'ye desteklediğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Gül,
İskenderiye Kütüphanesi'ne ziyaretini değerlendirirken, böyle büyük bir kütüphanenin bir
Müslüman ülkede olmasından mutluluk duyduğunu, ancak
küçük bir kısmını gezebildiğini söyledi.
İnternet bağlantısıyla yapılan ve dünyadaki tüm yayınları toplayan arşivden etkinlendiğini söyleyen Gül, kütüphaneyi yılda 1 milyon kişinin ziyaret ettiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Gül, Mısır
Sanayi ve Ticaret Bakanı Raşid
Muhammed Raşid ve Mısır Halk Meclisi Başkanı Fethi Surur'un da dedelerinin Türk olduğunu belirterek, bundan duyduğu gururu dile getirdi.