Gazetelerde geniş şekilde yer verilen haber ve yorumlarda, Gül'ün laik kurallara bağlı kişilikli bir insan olduğu,
Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın da Gül'ü
aday göstererek ''akıllı bir karar'' aldığı belirtildi.
Süddeutsche Zeitung, birinci sayfada verdiği haberde, Gül'ün tüm kesimleri birleştirebilecek bir insan olması nedeniyle
Cumhurbaşkanlığı görevi için uygun olduğunu belirtti.
Gazetede ''Akıllı bir
seçim'' başlığıyla yer alan yorumda da, bu kararın, ''Erdoğan'ın belki de bugüne kadar aldığı en akıllıca karar olduğu'' ifade edilerek, ''siyasi akılcılığın kişisel hırsları bastırdığı'' görüşüne yer verildi.
Yorumda, Gül'ün hem
yurt içinde, hem de yurt dışında liberal bir politikacı olarak tanındığı, diğer yandan da ülkede kararları Başbakan aldığı için Erdoğan'ın da karar mekanizmasını elinde tutmuş olacağı belirtildi.
Frankfurter Allgemeine Zeitung
gazetesi, ''Uzlaşı adayı'' başlığıyla verdiği haberde, Gül'ün aday gösterilmesini, ''Erdoğan'ın akıllı bir hamlesi'' olarak değerlendirdi.
Haberde, Gül'ün tüm kesimleri bir araya getirebildiği ve sakin tavrıyla ülkedeki gerginliklerin azalmasını sağlayabileceği ifade edildi.
Die Welt gazetesi ''Kardeşim
Abdullah Gül'' başlığıyla verdiği haberde, Gül'ün Erdoğan ile yakın ilişkisine dikkati çekti ve Erdoğan'ın Gül hakkında ''Kardeşim Abdullah Gül'' şeklinde konuştuğunu yazdı.
Berliner Morgenpost gazetesi de, ''Erdoğan adaylıktan vazgeçiyor'' başlığıyla yayınladığı haberde, Erdoğan ve Gül'ün çok yakın iki parti arkadaşı olduklarını, Gül'ün bir süre
Başbakanlık yaptıktan sonra görevi Erdoğan'a devrettiğini hatırlattı.
Gazetede ayrıca,
Türkiye'de bugüne kadar görev yapan 10
cumhurbaşkanının isimleri verildi.
Frankfurter Rundschau gazetesi de, Gül'ün, muhalefetten de
destek arayışı içinde olduğunu ve büyük bir çoğunlukla Cumhurbaşkanı seçilmek istediğini yazdı.
-FRANSIZ BASINI-
Fransa'daki siyasi gazeteler,
Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün
AK Parti tarafından cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesine geniş yer verdi.
Le Figaro gazetesi, ''Gül, AB projesinin mimarı'' başlığıyla verdiği haberde, Gül'ün Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlamasında önemli bir rol oynadığını belirtti.
Gül'ün
Kayseri milletvekili olduğunu hatırlatan gazete, bu ilden AB'ye yapılan ihracata dikkati çekti.
Gazete, Gül'ün
Dışişleri Bakanı olarak özellikle dış politikada önemli deneyim kazandığını yazdı.
Liberation gazetesi ise ''Erdoğan, 'kardeşini' aday gösterdi'' başlığıyla verdiği haberde, Gül ile Erdoğan arasındaki yakın ilişkiye dikkati çekti.
Gül'ün daha önce Başbakanlık koltuğunu Erdoğan'a bıraktığını hatırlatan Liberation, Gül'ün ''AB ve ABD'de takdir edildiğini'' yazdı.
İngiltere basını, Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanlığı adaylığına geniş ilgi göstedi.
Guardian'ın başlığı: "Türkiye başbakanı, orduyu yatıştırmak için cumhurbaşkanlığı yarışından çekildi."
Abdullah Gül'ün orduyu daha az kızdıracak bir aday olarak görüldüğünü yazan Guardian, Gül'ü okurlarına 'Türkiye'nin AB'ye katılma çabalarını yöneten adam' diye tanıtıyor.
Gazeteye göre bu adaylığa
itiraz edenler, dikkatlerini eşi
Hayrünnisa Gül'e ve onun bir zamanlar başörtüsü konusunda AİHM'ye yaptığı başvuruya çevirecek.
Guardian muhalefetten de
CHP Başkan Yardımcısı Mustafa
Özyürek'in görüşlerine yer vermiş.
Gül için "Kafa yapısı Erdoğan'dan farklı değil" diyen
Mustafa Özyürek, partisinin
Cuma günkü ilk turu boykot edeceğini açıklamıştı.
Gazete buna karşılık Bilgi Üniversitesi'nden Soli Özel'in şu yorumunu aktarıyor:
"Muhalefet saçmalıyor. Bütün taktikleri Erdoğan'ı durdurmaya yönelik. Ama ne kendi stratejileri var, ne de adayları."
Guardian'ın yorumuysa Erdoğan'ın durmayacağı, tam tersine
Kasım seçimleri için artık rahatça çalışmaya başlayacağı şeklinde.
Gazeteye göre başbakan, Abdullah Gül'den daha iyi bir kampanyacı olarak görülüyor; partisiyse çoğunluğunu kaybetme konusunda giderek daha endişeli.
'Avrupa'nın içi rahat'
Aynı haberi
Independent gazetesi de şu başlıkla duyuruyor: "Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanı ılımlı bir isim olacak -- ama gerginlikler sürüyor."
Gazetenin
Brüksel mahreçli haberinde Abdullah Gül'ün AKP'nin ılımlı kanadından olduğu, dışişleri bakanlığı döneminde yerleşik düzenle Başbakan Erdoğan'a göre daha iyi ve istikrarlı bir ilişki kurduğu belirtiliyor.
Buna rağmen tüm gücün AKP'nin elinde toplanacak olmasının laik çevreleri endişelendirdiğini belirten Independent'ın Brüksel muhabirine göre, AB bu kaygıyı paylaşmıyor. Muhabir şöyle yazıyor:
"Avrupalı yetkililerin içi rahat. Çünkü onlar Erdoğan'ın partisini, Türkiye'nin AB adaylığı şansını canlı tutmak için gereken iç reformları yapmaya kararlı görüyor."
'Devlet adamına yakışır'
İş çevrelerinin yakından izlediği Financial
Times ise Abdullah Gül'ün dün aday olduktan sonra laikliği ve anayasayı koruma sözü verdiğini hatırlatarak başlıyor haberine.
Financial Times'a göre Erdoğan'ın geride durma kararında İslamcı geçmişine ve kutuplaşma yaratan kimliğine, orduyla laik çevrelerden gelen tepki ve 10 gün önce laik anayasaya destek amacıyla yapılan büyük
halk gösterisi etkili oldu.
Gazete Erdoğan'ı şu sözlerle alkışlıyor: "Çok istediği cumhurbaşkanlığından vazgeçmesi, bir devlet adamına yakışan bir tavır olarak görülüyor."
Financial Times haberinin devamında başörtü tartışması için de şöyle diyor:
"Gül'ün eşinin başörtülü olması başkanlığını engelleyecek bir faktör değil, Köşk'e çıktıktan sonra
protokol sorunları yaratacak bir faktör olarak değerlendiriliyor."
Gazete bu noktada Abdullah Gül'ü 'din ve sosyal alanlarda Erdoğan'dan daha muhafazakar, ama aynı zamanda daha ılımlı ve gerçekçi görülen bir isim' diye tanımlıyor.
Başbakan Erdoğan'a övgüler, Financial Times'ın yorum sayfalarında devam ediyor. Özetle aktaralım:
"Türkiye'nin neo-İslamcı Başbakanı Recep
Tayyip Erdoğan istese cumhurbaşkanlığını alırdı. Erdoğan ülkede yıllardır görülen en reformcu ve pekçok açıdan en başarılı hükümetin lideri. Cumhurbaşkanını seçecek mecliste AKP büyük çoğunluğa sahip.
"Yine de yerleşik laik düzenle giriştiği kıyasıya mücadeleden sonra geri çekildi. Çok akıllıca bir karar verdi. Siyasi gerginliklerin arttığı bir dönemde,
kavga çıkmasını engelledi. Umarız bu, Türkiye'deki kültür savaşını iyice tehlikeli bir hale gelmeden yatıştırır.
"Ancak bazı sorular hala geçerli. Örneğin Erdoğan gibi Gül'ün de eşinin başı örtülü. Buna laik bürokrasinin vereceği tepki, onların da İslamcılar kadar
modernleşip modernleşmediğini gösterecek.
"Ordunun sözcülüğünü yaptığı 'derin devlet'se Gül'ün cumhurbaşkanlığı koltuğunu Erdoğan için sıcak tuttuğundan endişeli. Ancak ülkede büyük
protesto gösterilerine yol açan cumhurbaşkanlığı çekişmesi gösteriyor ki, gelecekte cumhurbaşkanlarını doğrudan halk seçmeli. Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasının (ve öyle kalmasının) tek yolu bu.
"Sonuçta bir AKP'linin cumhurbaşkanı olması, Türkiye'de modern demokrasinin olgunlaştığının işareti olacaktır. Tıpkı 25 yıl önce İspanya'da Sosyalistlerin kazandığı zaferin bir dönüm noktası olması gibi..."
AA- BBC