Kriz çıkmadı, kimse paniklemedi, hükümet ayaklarına kapanıp 'biz ettik sen etme' diye yalvarmadı. Bunun sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:
1) Seçimlerde AK Parti'ye halkın yüzde 50'sinin verdiği güvenoyu.
12 Haziran seçimlerinde yani yaklaşık bir buçuk ay önce yapılan seçimlerde
Türkiye'deki iki seçmenden biri mevcut hükümete oy verdi. Parçalı parlamentolarda,
koalisyon hükümetlerine karşı işe yarayan taktikler güçlü hükümete sökmedi.
Başbakan Tayyip Erdoğan, 27 Nisan'da provasını yaptığı, geçen Askeri Şura'da birazını uyguladığı 'patron
sivil iktidardır' çıkışını dün noktaladı.
2) İstifa müessesesinin suyunu çıkardılar. Son iki yıldır '
komuta kademesi topluca
istifa edecek' cümlesini o kadar sık duyduk ki kamuoyunda bıkkınlık oluştu. Boğaz Köprüsü'nde
intihar şov yapanlara bir müddet sonra vatandaşın 'atla, atla' şeklinde tempo tutmasına benzedi. 'Yetti artık edecekseniz edin' psikolojisi
baskın çıktı. Geçen yılki Yüksek Askeri Şura'da 'hep birlikte istifa edelim' deyip sonra Atila
Işık'ı tek başına bıraktıkları da unutulmadı. Ayrıca emekliliğine iki gün kalmış kuvvet komutanlarının 'büyük' fedakârlığı da Koşaner'in çıkışının etkisini kırdı. Güya bütün komuta kademesi hükümete karşı mesajı vereceklerdi. Ancak 'Siz zaten iki gün sonra gitmiyor muydunuz?' sorusu balonu patlattı.
3) Talepler haklı değildi. Diğer ülkelerde memurlar hele de güvenlik bürokrasisi başarısızlık ve can kayıpları halinde 'görevden affedilmelerini' talep eder. Biz de
kıyamet kopsa kılını kıpırdatmayanlar, bir kısım
generallerin
terfisi adına hükümete kafa tuttular. Çukurca'da 6 askerin kendi mayınımızla şehit olmasının sorumlusu olarak yargılanan, Gediktepe'de 'baskına gelen teröristleri
çoban sandık' diye kendini savunan
Tümgeneral Gürbüz Kaya'yı YAŞ'ta olmayınca Askeri Yüksek İdare Mahkemesi marifetiyle terfi ettirmeye çalıştılar.
Hükümet,
açığa alma yetkisini kullanmasa hükümete rağmen terfi almış
üç general olacaktı.
İki yıldır Başbakan ve Cumhurbaşkanı'yla açıkça bilek güreşine girdi ve kaybettiler. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün
Çankaya Köşkü'ndeki üçlü zirveden sonra 'Gözü kapalı
imza atılmaz. Neye imza attığımı bilirim.' cümlesini sarf etmesi işaret fişeği idi. Birkaç saat içinde istifalar geldi. Artık hükümetler değil, bürokratlar istifa etmek zorunda kalıyorsa Türkiye hakikaten normalleşiyor demektir.
BÜLENT KORUCU - ZAMAN