17
Ağustos 1999’daki
Marmara depreminde yaklaşık 20 bin kişi öldü. Ardından 12
Kasım Düzce depremi geldi. Yüz binlerce insan aylarca sokaklarda sabahlamak zorunda kaldı. Türkiye’nin dört bir yanından ve farklı ülkelerden bölgeye giyecek ve
gıda yardımı aktı. Yurtdışından gönderilen 100 koyternırlık
battaniye ve giyecek yardımının ise gümrükte unutulduğu tam 6 yıl sonra ortaya çıktı. Yardım malzemelerinin niçin hâlâ depolarda beklediğini bilen yok.
Haydarpaşa Gümrük Müdürü Hayrettin
Eker, o dönemde Edirne’de görevdeymiş. “Biz deprem zamanında bir ay boyunca gece gündüz uyumadık, gelen yardımları yönlendirdik. Ancak burada her nasıl olmuşsa kalmış.” diyor. O dönemde görev yapan yetkililer, “Malzemeler eski olduğu için göndermedik.” iddiasında bulunuyor. Yardımlarla ilgili makam
İstanbul Valiliği
Afet Yönetim Merkezi ise, “Bu malzemelerden haberimiz yok.” diyor. Liman yetkilileri, malzemelerin hangi yardım kuruluşları ve ülkelerden geldiği konusunda bilgi vermekten kaçınırken, Bakan Kürşad
Tüzmen olayı 25 Şubat’ta
limanda yaptığı incelemeler sırasında öğrendi ve ilginç bir tepki verdi: “Bari Pakistan’daki depremzedelere gönderseydiniz.” Her yıl yüzlerce konteynır mal gümrüklerde bırakılıyor. Bunlar bekleme süresi tamamlandıktan sonra kamu malı hükmüne giriyor. Bunun devlete
ekonomik kaynak olduğu belirtilirken, ortaya konulan çeşitli bürokratik engeller
tasfiye işlemini zorlaştırıyor. Sadece İstanbul Haydarpaşa Limanı’nda tasfiye statüsüne girmiş 7 bin tona tekabül eden yaklaşık 350 konteynırlık mal var. Bunların depolarda kapladığı alan ise 40 bin metrekare. Bir yetkili limanda bekleyen tasfiyelik malların bu rakamın birkaç katı olduğunu, kayıtlarda gözükmeyen çok daha fazla mal bulunduğunu belirtiyor. Bazı dosyaların kayıp olması da bu bilgiyi doğruluyor. Limanda bekleyen mallar arasında Türkiye’nin 20 bin insanını kaybettiği 1999 depreminde dünyanın çeşitli ülkelerinden gönderilen yardım malzemeleri de dikkat çekiyor. Depolarda 1963 yılından beri tasfiye edilmeyi bekleyen mallar bile var.
Otomobilden beyaz eşyaya,
giyimden oyuncağa kadar limanda her türlü ürüne rastlamak mümkün. Malların ekonomik değeri ise trilyonlarca lira olarak ifade ediliyor. Türkiye’nin diğer büyük limanları olan
İzmir ve Mersin’de de durum farklı değil. Yeşilköy’de bulunan Otomobil İhtisas Gümrük Müdürlüğü’ndeki yüzlerce
araba yine tasfiye işlemini bekliyor. Arabaların çürümeye terk edildiği diğer iki saha ise
Halkalı ve
Gebze.
2000 yılında yürürlüğe giren 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na göre
deniz yoluyla gelen malların 45 gün içinde,
karayolu ile gelenlerin ise 20 gün içerisinde gümrükten çekilmesi gerekiyor. Bu süre zarfında alınmayanlar, kamu malı haline gelerek tasfiye statüsüne giriyor. Malların tasfiye yetkisi
Maliye Bakanlığı’na bağlı Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri’ne (TASİŞ) ait. TASİŞ İstanbul İşletme Müdürü Fatih Aydın, konu ile ilgili sorularımızı cevapsız bırakırken,
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in geçtiğimiz hafta İstanbul’daki gümrük ve limanlarda yaptığı denetimlerde 1963’ten kalma malların olduğunu öğrenince, “Bu mallar müzelik olmuştur.” dediği ve malların tasfiyesi için talimat verdiği öğrenildi. Bu arada tasfiye edilmeyi bekleyen malların çoğu artık hurdaya döndüğü için devlet, bunların
imhasına milyarlarca lira para ödeyecek.
Deprem için gönderilen yardım malzemeleri çürümeye terk Haydarpaşa Limanı’nda bekleyen tasfiyelik ürünler içerisinde en ilginci ise
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde dünyanın çeşitli ülkelerinden gönderilen yardım malzemeleri. Bu dönemde gelen yardımların çoğu kullanılmış; ancak 100 konteynırlık yardım malzemesi depolarda çürümeye terk edilmiş. Yardım malzemelerinin çoğu giyim ve battaniye gibi ürünlerden oluşuyor. Yardım mallarının neden kullanılmadığı konusunda yetkililerin açıklaması ise çelişkili. Bazı yetkililer yardım malzemelerinin eski ve kullanılmayacak durumda olduğu için dağıtılmadığını savunuyor. Ancak, liman veya gümrük yetkililerinin yardım malzemelerinin kullanılabilir durumda olup olmadığına karar verme yetkisi yok. Bu konuda yetkili olan
İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi yetkilileri, limana bağlı depolarda bekleyen malzemelerden haberdar olmadıklarını belirtiyor. Haydarpaşa Gümrük Müdürü Hayrettin Eker ise o dönemde kendisinin görevde olmadığını belirterek, “1999’da Edirne’deydim. Biz deprem zamanında bir ay boyunca gece hiç uyumadık, gelen yardımları İzmit’e yönlendiriyorduk. Ancak burada nasıl olmuşsa kalmış.” diyor. Haydarpaşa Liman İşletmesi’nin kurulduğu 1903 yılından 1963’e kadar gümrükte kalan mallar için tasfiye işlemi, 2000 yılında yapılabilmiş. Malların çoğu hurdaya döndüğünden imha edilmiş. Devlet bu malları değerlendiremediği gibi
taşıma ve imhası için de milyarlarca lira
ödemiş. 1903’ten kalma malların bir kısmı artık tarihî eser olduğu için müzeye kaldırılmış. Bunlardan Osmanlı’dan kalma mermi ve silahlar, 1.
Ordu Komutanlığı’nca alınmış