Devlet Bakanı Abdüllatif Şener, 301. madde ile ilgili, "Sivil
toplum kuruluşlarının kendi aralarında mutabakat sağlayıp sağlamadığı, sağladılarsa bir metin oluşturup oluşturmadıkları bize intikal eden bir konu değildir. Eğer intikal ederse değerlendirmesi ayrıca yapılır." dedi.
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan
Bakanlar Kurulu saat 17:50'de sona erdi. Bakanlar Kurulu sonrası açıklamayı Devlet Bakanı
Abdüllatif Şener yaptı. Şener Bakanlar Kurulu'nda, '
Merkezi Finans ve İhale Biriminin
İstihdam ve Bütçe Esasları Hakkında Kanun Tasarısı', '
Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü İş Konseyi Uluslararası Sekreteryasının Türkiye'de Yararlanacağı Ayrılcalıklar, Bağışıklıklar ve Kolaylıklara Dair Kanun Tasarısı', 'TC
Hükümeti ve
Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Ticaret ve Kalkınma Bankası Arasında Merkez Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı', 'Dopingle Mücadele Kanunu Tasarısı', 'Çeltik
Ekim Kanun Tasarısı' ve 'Türk Akreditasyon Kurumu
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Değişiklik Yapılması Hakkında Tasarı' nın
imzaya açıldığını kaydetti.
Türkiye'de son zamanlarda bazı sporcuların
doping kullandığı yönündeki haberlerin
gündeme geldiğini hatırlatan Şener, "Bunun da ötesinde bazı uluslararası müsabakalarda sorunlar çıkarmaktadır. Bu bağlantıda yapılan çalışma sonrasında doping kullanımının önlenmesi amacıyla Dopingle Mücadele Kanunu Tasarısı hazırlandı ve imzaya açıldı." dedi.
"BAKANLAR KURULUNA SEYEHAT VE İMZA YETKİSİ İLE İLGİLİ GELEN KARARNAME SAYISI YILLIK 700"
Şener, AB'ye
katılım süreci, petrol kaçakçılığı ile ilgili çalışmalar ve Bakanlar Kurulu yetkilerinin devri ile ilgili bilgi sunumlarının yapıldığını da kaydetti. Bakanlar Kurulu yetkilerinin devri ile ilgili sunumun
Başbakanlık Müsteşarı Ömer
Dinçer tarafından yapıldığını kaydeden Şener, "Hükümetimiz kırtasiyeciliği azaltmak, işlemlerin uzamasını önlemek amacıyla kurulduğu günden bugüne değişik çalışmalar yaptı. Çıkarılan değişik
kanun tasarı ve teklifleri ile de daha önce Bakanlar Kurulu gündemine gelen, Bakanlar Kurulu onayı ile yürürlüğe giren pek çok konu Bakanlar Kurulu onayından çıkartılmış, daha pratik esaslara bağlanmıştı. Ancak şu ana kadar geldiğimiz nokta olumlu olmakla birlikte bu sürecin tamamlanması ve devam ettirilmesine gerektiği düşünülüyor." diye konuştu.
Bakanlar Kurulu'na en fazla
seyehat ve uluslararası anlaşmaları imzalama yetkisi ile ilgili
kararnamelerin geldiğini kaydeden Şener, "Seyehat ve imza yetkisi ile ilgili kararnamelerin yıllık ortalama sayısı 700'dür. Bu sunuş üyeler tarafından yorumlanmış ve olgunlaşmasına ihtiyaç olduğu kanaatine varılmıştır." dedi.
Petrol kaçakçılığı ile ilgili 1
Mayıs 2006 tarihinde çıkartılan
genelge çerçevesinde daha önce yapılmış çalışmalar hakkında bilgi veren Şener, "Bakanlar Kurulu'nda ayrıca, gelinen noktayla ilgili ayrıntılı sunuş yapılmıştır ve değerlendirilmiştir." ifadesini kullandı.
"YASA METİNLERİNE BAKIŞ AÇISI ÇAĞDAŞ STANDARTLARA UYGUN HALE DÖNÜŞMELİ"
Şener açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını
yanıtladı. "Sivil Toplum Örgütleri Hükümetin 301. madde'de değişiklik yapması için bir görüş belirttiler. Hükümet bu konuda bir adım atacak mı? Dink soruşturmasının adli ve idari boyutu ile ilgili basın yansıyan haberler vardı. Emniyet ve Jandarma arasında yaşanan gerginlik damgasını vurdu. İçişleri Bakanı
Aksu bu konuda bilgi verdi mi?" şeklindeki soru üzerine şöyle konuştu:
"Birinci sorunuz ile ilgili, biz bu tartışmalar ve açıklamalar sırasında Bakanlar Kurulu'na devam ediyorduk. Hükümet'e bu konuda gelen bir
öneri yok. Ancak 301. madde bağlamında bir değişikliğe ihtiyaç var mı yok mu tartışmaları devam ediyor. Hükümetin bu konuyla ilgili kesin açıkladığı bir durum mevcut değil. Ancak, herşeyden önce algılamaların, değerlendirmelerin ve bakışın, siyasiler olarak,
sivil toplum kuruluşları olarak basın olarak, yargı kurumları başta olmak üzere Ana
yasal kuruluşlar olarak iyi oluşturulmasına ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. 301. madde mevcut şekliyle pek çok AB ülkesindeki ceza yasalarında da mevcuttur. Tartışmanın odak noktasında- onlarda davalar açılmıyor, cezalar verilmiyor bizde tam tersi. O halde ne yapmalıyız- sorusuna yanıt aranıyor. Anlayışların , bu yasa hükümlerini cağdaş standartlarda kabullenmesi ile aslında çözülebilir. Yasa metinlerine bakış açımızın yorumlama biçimimizin çağdaş standartlara uygun hale dönüşmesi ile sorun olarak kabul edilen pek çok nokta çözümlenebilir, sorun olmaktan çıkabilir. Asıl sorunun burada olduğunu düşünüyoruz. Eğer atılması gereken adımlara ihtiyaç varsa bunların atılabileceğini ifade ediyoruz.
Sivil toplum kuruluşlarının kendi aralarında mutabakat sağlayıp sağlamadığı, sağladılarsa bir metin oluşturup oluşturmadıkları bize intikal eden bir konu değildir. Eğer intikal ederse değerlendirmesi ayrıca yapılır."
Şener,
Dink cinayeti ile ilgili devetin kurumları arasında yaşanan gerginliğin ise genel olarak ele alındığını belirterek, "Konu yargıya intikal etmiştir.
Yargıya intikal eden konularda da çok fazla açıklama, yorum, değerlendirme yapmak bizim hukuk düzenimizde çok
doğal karşılanmayan bir husustur. O bakımdan yeni bir değerlendirmeye girmeyeceğim." dedi.
Şener, Bakanlar Kurulu yetkisinin devredilmesi ile ilgili bir başka soru üzerine de, bu konuda
düzenleme yapılabilmesi için mini bir yasaya ihtiyaç duyulduğunu aktardı. Şu anda Bakanlar Kurulu'na çok değişik, gelmemesi gereken konularda bile onaylar geldiğini vurgulayan Şener, "Üyelerimiz, sürekli bu onaylarla, bunları incelemekle meşgul olmakta, üstelik süreçler uzamaktadır. Bunlarla ilgili nasıl bir yol takip edileceği ile ilgili bir karar verilmemiştir." şeklinde konuştu.
Şener, petrol kaçakçılığı ile ilgili olarak da; "Biz mevcut düzenin kaçakçılığa elverişli yapısını ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Namus, dürüst vatandaşların kazanacağı; yasaları ihlal edenlerin, kayıp dışı çalışanların da kaybedeceği bir hukuki düzeni kurmaya çalışıyoruz. Önemli adımlar atıldı. İlgili yasa Meclis'ten geçmiştir. İlgili
teknik düzenlemeler yapılmıştır. Bunlar yürürlüğe girdiğinde ben Türkiye'de akaryakıt kaçakçılığının asgari düzeye ineceğini düşünüyorum." değerlendirmesini yaptı.
Cihan