Bazen bir dipçik darbesi, bazen bir tekmeyle yıkılıyorlardı yere. Kendilerini kaçıranlar ise durmadan bağırıyordu: 'Buraya okul açamazsınız...'
Dağa çıkartacak insan bulamamaktan korkuyorlardı besbelli. Samanyolu'nun çok izlenen dizilerinden 'Tek
Türkiye'den bir sahne, bu anlattıklarımız.
Dizi, batıdaki rahatını bırakıp, 'Orası da bizim vatanımız' diye yolu, suyu, elektriği olmayan bir köye giden
genç bir doktorun yaşadıklarını anlatıyor. Hikâye o kadar gerçek ki; izleyiciyi alıp götürüyor kırsala. Mekânlar, zorlu
arazi şartları gerçeğe çok yakın. Gerçeğe çok yakın diyoruz; zira çekimlerinin
Konya'da yapıldığını Konyalılar bile bilmiyormuş. Kime sorduysak, 'Yok canım Konya'da böyle yerler yoktur.' diyor. Oysa merkeze bağlı Sille ve Tatköy'deki ahırlar kahvehane; mağaralar da
terör örgütüne karargâh olmuş. Sete giderken kendinizi adeta
Güneydoğu'da hissediyorsunuz.
Gerçeğe uygun olan sadece mekân değil;
oyuncular da rollerini o kadar benimsemişler ki yönetmen Gürsel Ateş'in 'stop!' sesi bile durduramıyor onları çoğu zaman. Bazılarını ilk defa görüyor televizyon izleyicisi.
Yönetmen de, tanınmış isimlerle çalışmayı pek sevmiyor zaten. Sebebini, "Yeni yüzler gerçeklik duygusunu daha iyi veriyor. Tanınmış bir yüz, bizim doktor, bizim öğretmen olmuyor.
Proje o ismin projesi oluyor. Kimse projenin önünde olmamalı." diyerek açıklıyor. Doktor Tarık'ı
Ozan Çobanoğlu,
Öğretmen Zeynep'i Ezgi Sertel,
Hemşire Dila'yı Müjgan
Gönül ve Muhtar'ı Sabri Özmener oynuyor. Terör kampında eğitilen
küçük çocuklar ise yakın köylerden seçilmiş. Giyimleri kuşamları ve davranışlarıyla yılların oyuncuları sanki... Kıyafetler içinse sanat yönetmeni 15 gün
bölgede kalarak
giyim kuşam konusunda gözlem yapmış.
Dizinin yapımcısı
Salih Asan, kanala gelen
telefon ve maillere dikkat çekiyor. Doğudan arayan insanlar, yıllardır komedi unsuru olarak kullanıldıklarından yakınıyorlarmış. İzleyiciler, çekilen dizi ve filmlerin kendi gerçeklerini yansıtmadığını ve bu anlamda '
Tek Türkiye'nin en gerçekçi yapım olduğunu söylüyor, teşekkür ediyorlarmış. Zaten dizi, bölge insanının unutulmadığının bir göstergesi aslında. İstanbul'da başarılı bir cerrah olan Tarık, bir meslektaşının daveti üzerine yola çıkar ve kendisini Güneydoğu'nun türlü sıkıntılar içinde yaşayan bir köyünde bulur. İmkânsızlıklar içindeki köyde bambaşka hayatlarla tanışacak ve başına gelmedik olay kalmayacaktır. İnsanların karşı karşıya getirilerek ülkenin parçalanmaya çalışıldığını söyleyen Ozan Çobanoğlu, bölgeyi yakından tanıyor. Konya Devlet Tiyatrosu'nda görevli olan oyuncu,
Kars doğumlu. Yıllardır Doğu'ya gitmemek için çeşitli yönetmenler kullanan bazı doktorların varlığını hatırlatıyoruz; "Orası da bizim vatanımız. Biz gitmeyeceğiz de kim gidecek? Oradaki çocukların da eğitime ve tedaviye ihtiyacı var." diyor.
Reytingi sürekli yükseliyor
'Tek Türkiye', konusu kadar aldığı reytinglerle de adından söz ettiriyor. Yayınlandığı perşembe günleri ilk ona giren dizinin 8 Kasım'daki bölümü, 'Tüm Gün'de 5,3 reytingle dokuzuncu sırada yer aldı. Reytinglerin sette okunması ayrı bir heyecan oluşturuyor. Yönetmen Gürsel Ateş, "Zirveye doğru yol alıyoruz." derken oyuncular Ezgi Sertel ile Ozan Çobanoğlu, "İzleniyor olmak sorumluluğumuzu artırıyor." diyor.
Tarık, ağır yaralı
'Tek Türkiye'nin bu haftaki bölümünün konusu şöyle:
Okuldaki
bomba patlamış, Zeynep tehlikeyi ufak sıyrıklarla atlatmıştır. Ancak sırtına saplanan
demir parçasıyla ağır yaralanan Tarık için aynı durum söz konusu değildir.
Sağlık ocağına taşındığında bilincini henüz kaybetmemiş olan Tarık, Dila'ya bazı direktifler vererek ondan kendisini
ameliyat etmesini isteyecektir.
Samanyolu / 19.50