Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, sokaktaki şiddet olaylarının
Kürt sorununun çözümüne katkı sağlayamayacağını belirtti.
Diyarbakır Baro Başkanı Mehmet
Emin Aktar ile Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr.
Selçuk Mızraklı, milletvekillerinin tekrar
Meclis’e dönmeleri,
tansiyonun düşmesi ve sorunların çözülmesi için
orkestra şefleri olan Cumhurbaşkanı ile
Başbakan’ın müdahale etmesi gerektiğini söyledi.
İmralı’daki Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarının düzeltilmesi isteğiyle başlayan, DTP’nin kapatılması ve milletvekillerinin toplu
istifa kararıyla artan gergin ortamın yatışması için Güneydoğu’daki
sivil toplum örgütleri, hafta sonunda Diyarbakır’da olağanüstü bir toplantı düzenleyecek.
Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, demokratik
açılım projesinin bölgede olumlu bir iklim yarattığını, ancak gelinen noktada olumlu havadan bahsetmenin artık mümkün olmadığını söyledi. Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarıyla başlayan ve devamında DTP’nin kapatılmasının bu olumsuz süreci doruk noktaya çıkardığını belirten Bedirhanoğlu, şöyle dedi:
“Sokaklarda doruğa ulaşan şiddet
gösterileriyle karşı karşıyayız. Biz perşemde günü Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman
Baydemir ile DTP’li yöneticileri ziyaret ettik. DTP’nin kapatılmasına karşı olduğumuzu, kapatılsa bile herkesin aklı selim davranması gerektiğini söyledik. DTP kapatıldı ama bu dünyanın sonu değil dedik. Demokratik zeminin ve
siyasetin mutlaka zorlanması ve inatla üzerinde durulması gerektiğini söyledik ve siyasetin mutlaka zorlanması gerekiyor. Kapatılma kararından sonra Diyarbakır’a gelen DTP’li yöneticilere de sine-i millete dönme kararlarının yanlış olduğunu, siyaset zemininde en ufak bir ışık varsa bile sonuna kadar kullanılması gerektiğini dile getirdik. Çünkü meclisten çekilme karar sokaklardaki hareketlenmeleri daha da aktif hale getirir. Bunu kendilerine söyledik ve kararlarını yeniden gözden geçirmelerini istedik. Bizlerde sivil toplum örgütleri olarak nasıl bir
baskı aracı olabiliriz, DTP’lilerin demokratik siyaset zeminine tekrar dönmeleri için onları nasıl ikna edebiliriz diye hafta sonunda Diyarbakır’da toplanacağız.”
KEPENK KAPATMANIN MODASI GEÇTİ
Şahismail Bedirhanoğlu insanların demokratik tepkilerini göstermeleri için sokağın en etkili
araç olduğunu, ama hak aranırken bir başkasının can ve mal güvenliğinin tehdit edilmesinin demokratik olmaktan çıktığını belirtti. Bedirhanoğlu, “Sokaklardaki gösteriler bir süre sonra demokratik olmaktan çıkıyor ve toplumu baskı altına alıyor. Esnafın, işadamının, tüccarın daha fazla sıkıntı çekmesine yol açıyor. Bu gösteriler dönüp bizim bölgemizi vuran bir
eylem tipine dönüşüyor. Kepenk
kapatma artık çağımızın kabul ettiği bir eylem tipi değil. Daha farklı demokratik tepkiler konulması lazım. İnsanların canlarına, mallarına yönelik eylemleri tasvip etmemiz mümkün değil. Herkesin artık aklıselim davranması gerekiyor” dedi.
MİLLETVEKİLLERİ MECLİS’E DÖNERSE TANSİYON DÜŞER
Diyarbakır Barosu Başkanı
Mehmet Emin Aktar,
Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyesininde oy birliğiyle DTP’yi kapatmasının devletin bir politikası sonucu olarak gerçekleştiğini öne sürdi. Aktar, şunları söyledi:
“Ancak bu ilk kez olmuyor. Bu durumda yapılması gereken sağ duyulu davranarak tartışmaktır. Kapatılan DTP milletvekillerinin de bunu yapması gerekiyor.
Parlamento zeminini kullanarak demokratik mücadeleye devam etmeleri gerekiyor. Bu aynı zamanda toplumdaki tansiyonu da düşürecek, hem de sorunların çözümünün diyaloğla ve demokratik zeminin aranmasında ısrar edilmesi sonucunu doğuracak. Ancak, son günlerde meydana gelen gelişmeler bundan uzaklaştığımızı ve tehlikeli bir sürecin başlamak üzere olduğunu gösteriyor.
Hükümetin ve parlamentosunun devreye girmesini istiyoruz. DTP sine-i millete dönme kararı aldılar, onlara saygı duyuyoruz. Ama bizin beklentimiz onların parlamentoya dönmesidir. Bu durumda Cumhurbaşkanımız, meclis, hükümet milletvekillerinin tekrar meclise dönmesi için bir
çağrı yapabilir. Bizler bölgenin sivil vicdanını harekete geçirerek herkese sağduyulu olmalarını, sağırlar diyaloğuna dönüşen bu ortamı ortadan kaldırarak yeni bir demokratik,
diyalog zeminini nasıl oluşturabiliriz bunu sağlamaya çalışacağız. Ayrıca milletvekillerinin tekrar meclise dönmeleri içinde çağrı yapacağız.”
-CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKAN HAREKETE GEÇMELİ-
Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Dr. Selçuk Mızraklı, kapatılan DTP’nin Meclis’e girdiğinden beri hiç kimsenin onları hazmedecek bir tutum sergilemediğini söyledi. Mızraklı, şunları söyledi:
“Türkiye’deki siyaset DTP’yi marjinalleştirip tek
kale maç oynamak istedi. En son kapatma kararı da bunun tuzu biberi oldu. 2 milyon oy almış bir partiyi Kürt sorununu çözerken yok sayamazsınız. DTP’nin de durup düşünmesi gerekiyor. Ama daha çok bu sorunların üzerinde çaba göstermesi gereken büyük orkestra şefleridir. Cumhurbaşkanı, Meclis başkanı ve yürütmenin başı olarak Başbakan bu konuda bir irade beyanında bulunmalı. Ortaya çıkan bu durumu onarmak, DTP’nin rencide olan onurunu
tamir etmek için çaba göstermeleri gerekiyor. Biz de sivil kesim olarak bu kadar insanın oyunu alan milletvekillerinin parlamento dışında kalmasını doğru bulmayız. Bölgenin iradesinin meclise yansıması gerekiyor. Bu sürecin çözüm ve diyaloğa evrilmesi gerekiyor. Bu ülkede söz ve karar sahibi olan herkes elini taşın altına koymalı. Ama siz taş atan çocuklara 18 yıl ceza verirken, kurşun sıkanları gözaltına alıp serbest bırakırsanız, bu vatandaşın normal tepkisidir derseniz Muş’taki olaylar yaşanır. Etrafa zarar veren, kıran, yakan hiç bir eylemi demokratik
protesto olarak kabul edemeyiz. Bu süreci soğutmaya yönelik samimi ve güven verici adımlar atılması gerekiyor. Cumhurbaştkanı, meclis başkanı ve başbakan DTP’siz meclisin gerçekten Türkiye’nin tümünün iradesini temsil edecek bir meclis olamayacağı düşüncesinden hareketle kapatılan DTP’li milletvekillerine meclise dönmeleri konusunda çağrı yaparak bence yükselen bu tepkilerin önüne geçmiş olurlar.”
DHA