Üye ülkelerin çoğunluğu Türkiye'nin adaylığını destekliyor.
21 Temmuz 2003’te
Birleşmiş Milletler,
Güvenlik Konseyi 2009-2010 yılı için geçici üyelik adaylığını açılayan Türkiye bu yolda emin adımlarla ilerliyor. Lobi faaliyetlerine tam hız veren Türkiye büyük çaba sarf ediyor. Bu kapsamda 2006 Ocak'tan günümüze 10 özel temsilci 67 ülkeye ziyarette bulundu. Cumhurbaşkanı ve
Dışişleri Bakanının ikili temasları ise cabası. Türkiye'yi bu tarihine kadar zorlu bir maraton bekliyor. Peki, Türkiye'nin geçici üye olabilme şansı nedir.
Şimdiye kadar
lobi faaliyetlerine hız veren Türkiye büyük çaba sarf ediyor. Bu kapsamda 2006 Ocak'tan günümüze 10 özel temsilci 67 ülkeye ziyarette bulundu. Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanının ikili temasları ise cabası. Uluslararası camiadan gelen destek ise azımsanamayacak kadar büyük.Oylama sırasında üye sayısının üçte iki çoğunluğu olan 128 rakamına çoktan ulaşmış görünüyor.Bu destek taahhütlerin çoğu yazılı.
Batı Grubunda yer alan Türkiye, iki koltuktan birinde yer alabilmek için
Avusturya ve
İzlanda ile yarışacak. Oylamalar gizli olacağı için çoğunluğu yazılı olan destek sözlerine şimdilik garanti olarak balkımıyor.
Türkiye şu anda beş daimi, 10 da geçici olmak üzere 15 üyeden oluşan
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne çok şey katacak. Peki, Güvenlik Konseyi Geçici üyeliğinin Türkiye'ye ve dünyaya getirileri neler, diye baktığımızda söylenecek çok şey var.
Türkiye'nin Güvenlik Konseyi üyeliği sadece kendisi için değil, bölgesi için de büyük anlam ifade ediyor. Zira Konsey'in gündeminde bulunan sorunların büyük bir kısmı Türkiye'nin yanı başında, Yani tansiyonun yüksek olduğu ve dönüşümün hızla yaşandığı Balkanlardan Kafkaslara, Orta Doğu'dan Orta Asya'ya kadar olan bölgede cereyan ediyor.
Bölgede istikrarın yeniden sağlanmasını ana
hedef olarak seçen Türkiye'yi de etkileyen ama Türkiye'nin bir parçası olmayan pek çok anlaşmazlığa yapıcı bir yaklaşımda bulunmaya çalışacak. Güvenlik Konseyi üyesi bir Türkiye, stratejik gücünün, bilgi birikimi ve basiretinin, bölgeyle olan tarihi ve kültürel bağlarının getirdiği imkânları Konsey bünyesinde paylaşacak.
Önceki
adaylıklarımızdan birincisi
Marmara depremi ve ikincisi ise güçlü adaylar karşısındaki çaresizlik sonucu çekilmiştik. Şimdi ise tek sorun AK Parti
kapatma davası gibi gözüküyor. Kapatılırsa
Avrupa Birliği sürecinden sonra bir büyük deprem de adaylık sürecinde olabilir soruları akıllarda.
MUSTAFA DEMİRHAN - SAMANYOLUHABER