Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun
çağrısıyla yarın Ankara'da yapılacak toplantıda beklentilerine
cevap verecek bir sonuç çıkmazsa, 16
Ağustos Perşembe günü toplanıp,
grevin uygulanacağı tarihi belirleyeceklerini kaydetti.
Hava-İş Genişletilmiş Başkanlar ve Temsilciler Kurulu toplantısının ardından AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Ayçin, toplantıda,
Bakanlar Kurulunun THY A.O ve Teknik A.Ş iş yerlerindeki durumu değerlendirerek, aldığı karar çerçevesinde yarın Bakan Başesgioğlu'nun çağrısıyla Ankara'da yapılacak toplantıyı değerlendirdiklerini söyledi.
Hükümetin girişimini olumlu değerlendirdiklerini ifade eden Ayçin, ''Duyarlı davrandılar, sürece müdahil oldular, yapabilecekleri bir katkı varsa bunu sunmak niyetinde olduklarını gösterdiler. Biz, iyi niyetli ve olumlu bir gelişme olarak görüyoruz'' dedi.
Toplantıya kendisi dışında
sendikanın hukuk müşaviri Abdi Pesok ve 4 Yönetim Kurulu üyesinin katılmasının kararlaştırıldığını ifade eden Ayçin, toplantıda ayrıca grev oylamasında ''
evet'' çıkması sonucunda gelinen aşamanın da değerlendirildiğini söyledi.
Ayçin, şunları kaydetti:''Bugünkü toplantıda grev kararının uygulanmasına ilişkin bir tarih belirlenmesi söz konusuydu ama yarın yapılacak toplantı çağrısı nedeniyle Ankara'daki toplantının sonucuna göre yeniden değerlendirilmek üzere 16 Ağustos Perşembe günü saat 13.00'te Temsilciler Kurulu toplantısı yapılacak. Yarın yapılacak toplantıda nasıl bir tablo ile karşılaşacağımızı kestiremiyoruz. Çünkü grev oylaması sonucunun açıklandığı gün, THY Yönetim Kurulu Başkanı sayın Candan Karlıtekin çok talihsiz bir açıklama yaptı ve 'Grev oylamasının sonucu (evet) çıkmış olsa dahi, biz mevcut
teklif dışında yeni bir teklif sunmayı düşünmüyoruz' dedi. Bu açıklama ortada duruyor, bunu ortadan kaldıracak yeni bir beyanda da bulunulmadı. Yarın yapılacak toplantının bu son teklif üzerinden mi yapılacağı, yoksa bu teklif dışarıda bırakılarak yeni bir teklif mi yapılacağı konusu netlik kazanmadı. Orada karşılaşacağımız tabloyu bilmediğimiz için biz hala iyimseriz. Böyle bir çağrı yapılmışken, bir taraftan da grev kararının
uygulama tarihini belirleyip aba altından soba göstererek bir tehdit unsuru oluşturmak istemedik.''
Atilay Ayçin, sendika ve çalışanların sözleşmeyi masada ve grev yapılmadan imzalamak istediğini de vurgulayarak, ''Eğer yarınki toplantıda beklentilerimize cevap verebilecek bir sonuç, bir tablo karşımıza çıkmazsa perşembe günü tek gündemli, grevin uygulanacağı tarihi belirlemek için toplanacağız ve tarihi duyuracağız'' dedi.
-GREV TARİHİ-
Bugünkü toplantıda grevin uygulanacağı tarih konusunda ortak bir kanının ortaya çıkıp çıkmadığına ilişkin bir soru üzerine de Ayçin, ''
Tarih olarak bir şey yok. Fakat ortak kanı; yarınki tablo sözleşmeyi imzalayacak bir görüntü vermezse, çok uzatmadan,
yasal süreyi de göz önünde bulundurarak, olabilecek en kısa sürede grevin uygulanacağı tarihin belirlenmesidir'' diye konuştu.
Ayçin, grevin Bakanlar Kurulu tarafından ertelenebileceği konusundaki görüşleri de değerlendirerek, şunları söyledi:''Yasanın emretmediği bir şekilde bir grev
ertelemesi söz konusu olursa, bu, mevcut gerilimi çalışma barışının altüst olduğu bir noktaya getirir. Çünkü yasa, grevin ertelenmesi için
ülke genelinde genel sağlık ve güvenlik açısından tehdit oluşturan şartların oluşmasını öngörüyor. Şu an böyle bir durum söz konusu değil. Böyle bir karar, tamamen siyasi bir karar olur. Eğer grevin ertelenmesi söz konusu olursa, bugünkü toplantıda alınan karar gereğince; erteleme kararı alındığı günden başlayarak özverisiz çalışma, mesaiye kalmama şeklinde bir
eylem sürecine girilecek. Bu, hiçbir seferin saatinde yapılmaması, yani rötarların artması, bakımların zamanında bitmemesi, hizmetin sağlıklı verilmemesi anlamına gelir.''
-LOKAVT UYGULAMASI-
İşverenin, grev durumunda lokavt uygulamasına başvuracağı açıklamalarını da değerlendiren Ayçin, ''Bizim grev kararını kısmi uygulama yetkimiz var. Sadece bir ünitede grevi uygulayıp, diğerlerinde normal çalışmalar devam edebilir. Ancak işverenin lokavtı kısmi uygulama yetkisi yok. İşveren lokavtı ya iş yerinin bütününde uygulayacak ya da hiç uygulamayacak. İşverenin lokavt kararı, bizim kısmi grev uygulaması yapmamızın önünü kesmeye yönelik bir karardır. Lokavt 12 bin kişiyi kapının önüne koymak anlamına gelmiyor, bu iş o kadar
ucuz değil, kolay değil'' diye konuştu.
Ayçin, yarınki toplantıya sendikanın mevcut teklifiyle gideceklerini de belirterek, bunun bir pazarlık olmayacağı anlamına gelmediğini ifade etti. İşverenin, 'yaptıkları teklifin son teklifleri olduğu ve son noktaya geldikleri' şeklindeki açıklamalarını da doğru bulmadıklarını savunan Ayçin, şunları kaydetti:''Kamudaki sözleşmeler bağıtlanırken 1. yıl için yüzde 10 olarak anlaşıldı. Bize işverenden ilk teklif yüzde 9 geldi. 2. görüşmede yüzde 10 oldu. O tartışmada ben bir şey sordum, 'neden yüzde 10' dedim, 'Kamudaki sözleşmeleri örnek aldık' dediler. 'Eğer kamudaki sözleşmeler yüzde 20 ile bitseydi ne yapacaktınız?' dedim, 'biz de yüzde 20 verecektik' dediler. Bakın niyet çok açık. Burada gerekçe maliyetin kaldırılamayacağı gerekçesi değil, bir yerleri örnek alma anlayışı.
Nakit sıkıntılarının olmadığını kendileri söyledi. Peki niçin bu teklifte ısrar ettiklerini sorduğumda, 'biz bu parayı sizinle paylaşmayı düşünmüyoruz' dediler. 'Neden?' diye sorduğumuzda 'olabilecek bir
kriz anında bizim bu paraya ihtiyacımız olabilir' dediler. Bu mantık bizi bir yere götürmez.''
AA