Ergenekon sanığı
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı
İlhan Cihaner'in Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu'nu (
HSYK) "acele" ibareli bir mektupla göreve çağırdığı belirlendi. Cihaner'in 14 Ocak 2010 tarihinde gönderdiği yazıda,
Erzurum Cumhuriyet Savcısı Osman
Şanal tarafından sorgulanan muhbirlerden haber alamadığını belirterek, "..gözaltına aldıkları ve salıverilip verilmediklerini bilmediğimiz muhbirlere de ulaşılamamaktadır. Bu yönde bilgi almak istenen kolluk mensuplarına da ilgili savcı tarafından tepki gösterilmiştir. Olayın aciliyeti ve belki de büyük bir tuzak ya da komplonun açığa çıkarılma ihtimali her geçen gün azalmakta ve kurumlar arasında daha sert
tartışma ve gerilimlere hatta kavgalara yol açacak gelişmelerden endişe edilmektedir" diyor.
HSYK'YA "GEREĞİNİ YAP" TALİMATI
İlhan Cihaner tarafından gönderilen yazıda, HSYK'yı tehdit ettiği de belirlendi. Kişisel bir kaygısının olmadığını kaydeden Cihaner, yazısında şöyle diyor: "Tüm engelleme ve yıldırma girişimlerine rağmen görevime devam edeceğim. Ancak eğer gereği yapılmaz ise kurumlar arasında çok sert tartışmaların yaşanacağı açıktır."
Cihaner, Erzincan'daki olayları soruşturması için yeni bir savcı talep ettiği ve
Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde kurulacak bir
ekip tarafından yürütülmesini istediği de ortaya çıktı. HSYK'ya gönderdiği yazıda Başsavcı Cihaner şöyle diyor: Önerim ilgi yazıda da belirttiğim üzere
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde ortak oluşturulacak bir ekibin iddialarda adı geçmeyen bir Cumhuriyet savcısının koordinesinde bu iddiaları araştırmasıdır.
JANDARMA MENSUPLARI İŞGAL ORDUSU GİBİ..
Etkin ve
işbirliği içerisinde soruşturmanın yapılması ve sonrasında bir tartışma yaşanmaması için Emniyet ve Jandarma birimlerinden ortak bir ekip oluşturduğunu belirten Ergenekon sanığı Cihaner, "..Önceki bazı soruşturmalarda olduğu gibi
jandarma mensuplarına adeta işgal ordusu gibi bana ise bir
suç örgütü başı gibi davranılması iyi niyetle açıklanacak bir husus değildir. Geçmişleri ve husumetleri açık olan bir
takım hastalıklı kişilerin gizli
tanık olarak ifadelerine itibar edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bir ülkenin yargı sisteminin bu kadar kolay manüpüle edilebilir olması kabul edilemez" diyor.
YENİ ŞAFAK