Normal tutuklular için
yasak ama bu baskında onun,
dizüstü bilgisayar, cep
telefonu ve internet bağlantısı ile yakalandığı ileri sürüldü. Ancak iddiaya göre "yataktan kalkarsa ölür"
raporlu
Haberal'a
İstanbul Üniversitesi
Kardioloji Enstitüsü'nde sağlanan "özel
hizmet"ler bunlarla da sınırlı değildi.
Star Gazetesi savcı ve
Adalet Bakanlığı müfettişlerinin 19 Ocak'ta Haberal'a yaptığı
hastane baskınının detaylarını yazdı. Gazetenin iddiasına göre, Haberal ani baskınlardan haberdar olmak için, odasına telsiz sistemi bile kurdurmuştu ve herhangi bir hareketlilikte aşağıdan kendisine haber veriliyordu.
Savcı ve müfettişler, bu defa Haberal'ın telefon ve telsiz ile bilgilendirilmesini önlemek için sinyal kırıcı cihazlar kullandı. Hastaneye jammerla geldiler.
Gazetenin haberine göre, savcı ve müfettişler
Ergenekon tutuklusu Haberal'ın odasına geldiklerinde bir sürprizle karşılaştı. Ellerindeki
mahkeme iznine rağmen kapıdaki iki
jandarma görevlisi fiili engellemede bulundu. Bu direniş tutanakla da
kayıt altına alındı.
Bu engellemenin sebebi, odaya girildiğinde anlaşıldı. İddiaya göre Haberal, kucağında bilgisayarla bütün dünya ile
iletişim halindeyken yakalandı. Dahası Haberal'ın odasında, hastaneye yapılacak muhtemel baskının önceden haber verilebilmesi için telsizli uyarı sistemi tespit edildi. Telsizlerden birinin odadaki refakatçide, diğerinin bina dışındaki şoförde olduğu öne sürüldü.
O gün yaşananları, müfettişler bir bir rapor etti. İddia o ki raporda, resmi yazıya rağmen Jandarma personelinin fiili temas kurarak, müfettişleri belli bir süre odaya sokmadıkları belirtildi. Ayrıca, jandarmanın Haberal'ın odasında bulunması yasak olan cihazlara da aylardır göz yumduğu vurgulandı.
Raporda Metris
Cezaevi Komutanı Jandarma Üsteğmen Cenk Alper Göksu ile İstanbul Jandarması cezaevlerinden sorumlu komutanı
Albay İsmail Çetinbaş'ın da nezaret ve
kontrol sorumluluğunu kasten yerine getirmedikleri iddia edildi.