Bunun iç sorunları daha da büyüteceği uyarısı dile getiriliyor. Hem vatandaşlar hem de gümrük teşkilatı, alternatif bir kapının açılması gerektiğini düşünüyor. Alınan bilgilere göre Türkiye'nin en eski gümrük kapılarından
Nusaybin, yeniden faaliyete geçirilecek. Mayın temizleme çalışmaları 3 ay içerisinde bitirilecek.
Kapı, K.
Irak'ı by-pass ederek
Telafer üzerinden Bağdat'a açılacak.
Habur'a alternatif kapılar açılması uzun süredir Ankara'nın gündeminde. Ovaköy'de, resmiyette Ali Rıza Efendi adında bir kapı var. Ama ortada binası bile yok. Ayrıca açılsa bile 20 kilometre civarındaki b
ölümü yine
Kuzey Irak'tan geçiyor. Dolayısıyla Nusaybin'de açılacak kapı en büyük alternatif olarak duruyor.
Suriye sınırındaki bu ilçede de önceden açık olan bir sınır kapısı ve eski
küçük bir bina var. Ancak yenilenmesi çok zor. Bu yüzden yenisinin yapılması gerekiyor. Bir gümrük yetkilisi, "En mantıklı çözüm yolu bu." diyor. Türkiye'nin Habur üzerinden Irak'a ihracatı 3 milyar doları buluyor. Transit geçişlerle birlikte tutar 5 milyar dolara çıkıyor. Giden malların çoğu
tüketim maddeleri. Makarnadan tekstile kadar hemen her şey Türkiye'den gidiyor, Irak'tan ise sadece
boru hattından petrol geliyor. Habur'dan Irak'a geçen büyük
araç sayısı günde ortalama 900 civarında. Ayrıca 300-400 otomobil giriş çıkışı var.
Gümrük raporlarına göre 2006'da aylık 100 bine gerileyen araç sayısı şimdi 30 bin civarında seyrediyor.
Habur
Sınır Kapısı, yöre halkının en önemli geçim kaynakları arasında yer alıyor. Pek çok ailenin geçimi kamyonculuk ve tankercilikten sağlanıyor. 20 yıldır sınırdan yük taşıyan Hasan
Acer, "Buradaki tek geçim kaynağımız Habur. Sınır kapanırsa ne yapayım? Aç kalırım. Aç kalan insan da ya
hırsızlık yapar ya da dağa çıkar." diye dert yanıyor. Musa Akan da
şoför arkadaşına
destek veriyor: "Habur'un kapanması Güneydoğulu taşımacılar için ölüm demek. Mecburen İstanbul'a göçeriz." Murat Alabay da aynı görüşte, "Burası ekmek kapımız. Eğer savaş çıkar ve burası kapanırsa biteriz. Aç kalırız. Geçinmek için illegal yollara sapmak zorunda kalırız." diyor. 28 yıldır TIR şoförlüğü yapan Esen
Öztürk de kapıyı kapatmanın 'kendi kendini baltalamak' olacağını belirtiyor ve ekliyor: "Ben
Amerikan yükü taşıyorum ve ayda 800 dolara yakın bir para kazanıyorum. Kapı kapanınca ne yaparım."
Uzmanlar, Habur kapatılmadan alternatifinin mutlaka açılması gerektiğini belirtiyor. Aksi takdirde Irak'ın ihtiyaçlarını başka ülkelerden karşılayacağını söylüyor.
Saddam döneminde ABD'nin uyguladığı
ambargoya verilen desteğe dikkat çeken uzmanlar, "Bu karara destek vermeyen
Ürdün, o dönem çok kazançlı çıktı." ifadesini kullanırken, uygulanacak ambargoya çevre ülkelerinin desteğinin alınması gerektiğini belirtiyor. Diğer bir nokta ise nüfusu 2 milyonu bulan Türkmenler ile Irak'ta iş yapan Türklerin durumu. Ayrıca ABD güçleri de
lojistik destek ve akaryakıt transferini Habur üzerinden yapıyor. Irak tarafındaki kapının üzerinde 'Kürdistan'a hoş geldiniz' yazdığı için Türk yetkililer, her iki tarafın haftalık yaptığı toplantılarda, diğer tarafa geçmeyi reddediyor. Bu yüzden bütün toplantılar Habur'da yapılıyor. Geçtiğimiz gün yapılan son toplantıda 'ambargo' konusu gündeme geldi. Kendisini '
Barzani yönetiminin yetkilileri' olarak da tanıtan gümrükçüler, Türk yetkililere, "Elektriği 6 ay, 1 yıl önce kesseydiniz perişan olurduk. Fakat artık önemli değil. Santrallarımızı kurduk." diyerek kesintinin kendilerini etkilemeyeceğini söylüyor. Peşmergelerin Türkiye'den satın aldıkları çok sayıdaki jeneratörlere güvendikleri ifade ediliyor. Habur, en fazla kaçak
eşya yakalamasının yapıldığı gümrük kapılarından biri. Bu yüzden Irak'tan gelen araçlar önce asker tarafından sıkı bir
aramadan geçiriliyor. Sonra
kaçakçılık ve istihbarat ekipleri ile gümrük muhafaza ekipleri arama yapıyor. Asıl kaçakçılık 2. Habur olarak adlandırılan, birkaç kilometre ötedeki sınırdan yapılıyor.
Ahmet Dönmez - ZAMAN