Üniversite yemekhanesini öğrencilere açınca akademisyenlerin eleştirilerine hedef olan Hacettepe üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Tuncer, üniversite özel bütçelerinin öğrenciye burs olarak verilmesini engelleyen düzenlemeye tepki gösterdi. Tuncer, şunları söyledi:
DÜPEDÜZ DALTONİZM
“Üniversite olarak özel bütçemizden öğrencilerimize burs veremiyoruz, ancak 700-800 bin liralık lüks makam aracı alabiliyoruz. Bütçeyi öğrencinin lehine dönüştüremezken, kişisel harcamalar yapabiliyoruz. Yıllık 1-2 milyon lirayı öğrencilerin kullanımına açamıyorum. Öğrenciye bursu yasaklarken milyonluk makam araçları alınmasını serbest bırakan düzenleme son derece yanlış, düpedüz daltonizm (renkkörlüğü). Ankara’da 200 bin üniversite öğrencisi var ve ben bu öğrencilerin yarısının bursa ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bizim 43 bin öğrencimizin 10 bini maddi yardım için talepte bulunuyor, ancak biz sadece 2 bin öğrencimize destek olabiliyoruz. Özel bütçemizden burs verebiliyor olsak, maddi imkânları iyileşen öğrenci sayıları çok daha yukarılara çıkar. Devlet üniversitelerinin en ciddi problemlerinden biri de ödeneklerin yetersizliği.”
YETİŞTİRİYORUZ, ÖZEL KAPIYOR
“Devletin katkı paylarını artırması gerekiyor. Bizim üniversite olarak yıllık giderimiz 30 milyon liraya yakın. Yılda yaklaşık 5 milyon lira zararla çalışıyoruz. Ödenekler artırılmazsa eğer devlet üniversiteleri dönmez, batmaz, ama ciddi sıkıntıya girer. Maddi imkânsızlıklar ise direkt öğrencilere yansır. Devlet üniversitesi kısıtlı imkânlarına rağmen en üst düzeyde biliminsanı yetiştiriyor, özel üniversiteler ile vakıf üniversiteleri ise daha fazla maaş vererek o kişileri kendi kadrosuna dahil ediyor.”
VAKIF ÜNİVERSİTELERİ ŞİRKET AMA VERGİSİ YOK
Hürriyet'in haberine göre, Rektör Prof. Dr. Tuncer, vakıf üniversitelerine tanınan ayrıcalıklara da şöyle tepki gösterdi: “Türkiye’de vakıf üniversiteleri şirket üniversiteleridir ve vergi ödemeleri lazım. Onlardan toplanan ve ortak bir havuzda biriken paralar ise devlet üniversitelerine aktarılmalı. Devlet üniversiteleri olarak madalya istemiyoruz ancak, adaletli bir sıralama, değerlendirme yapılsın istiyoruz.”