Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı
Sinan Kılıçkaya, "
Kuban'ın tarafsızlığı zaten
şüpheli hale gelmişti. Bu olay bardağı taşıran son damla oldu." diyor. Kılıçkaya, müdahil
avukatların reddihakim talebinde bulunabileceğini kaydediyor. Demokrat Hukukçular Derneği 2. Başkanı
Kadir Akbaş ise bu talebe gerek olmadan Kuban'ın kendisinin
davadan çekilmesi gerektiğine dikkat çekiyor: "Bu saatten sonra Kuban'ın vereceği kararlar şaibelidir."
Skandal hadisenin yaşandığı sırada
mahkeme salonunda bulunmayan müdahil
Agos Gazetesi vekili
Fethiye Çetin,
sanık avukatlarının mahkeme başkanını alkışlamasına çok şaşırdıklarını söyledi. Çetin, Kuban'ın alkışlandığı
tahliye görüşünü bildiren muhalefet şerhini daha görmediğini, okuduktan sonra reddihakim talebinde bulunup bulunmama yönünde karara varacaklarını ifade etti.
Kuban'ın
Ergenekon sürecindeki bütün soruşturmalarda (dava) sanık ve şüphelilerin neredeyse tamamı hakkında kuvvetli suç şüphesini gösteren
delil olmadığını öne sürerek tahliye istemesi dikkat çekiyordu. Kuban, kendi mahkeme heyetince de ağır şekilde eleştirilen bu taraflı tavrını en son sanık avukatları, sanıklar ve yakınlarından aldığı alkışla tescillemiş oldu. Hukukçular, duruşmada yaşanan bu durumdan sonra Kuban'ın 'reddihakim' talebini beklemeden davadan kendisinin çekilmesi gerektiğine işaret ediyor.
Poyrazköy cephaneliği davasında
tutuklama kararı verildiği için yuhalanma olayı, Ergenekon davalarında tutuklama kararı veren hakimlerin
baskı altında olduğunun net göstergesi. Diğer taraftan tahliye isteyen
Hâkim Kuban'a avukatların bile açık açık 'bravo, yaşa' şeklinde tribünde slogan atan maç seyircisini andıran davranışları 'hakim tarafsızlığı' ilkesine büyük gölge düşürdü. Avukatlar, Kuban'ı da zorda bıraktı.
Kuban'ın tarafsızlığı konusunda baktığı Ergenekon dışındaki davalardaki tutumu da incelenmeye değer. 16 Temmuz 2010'daki alkış olayına gelene kadar Kuban'ın verdiği kararlar incelenecek olursa alkışlama olayının
sürpriz olmadığı görülüyor. Kuban, tartışmalı 2009
Adli Yaz Kararnamesi ile
İstanbul Özel Yetkili Ağır
Ceza Mahkemesi'ne atandığında ilk
Albay Dursun Çiçek'in tahliyesi ile gündeme geldi. Kuban, askerî savcılığın bile Dursun Çiçek'in hazırladığını kabul ettiği "
İrtica İle Mücadele
Eylem Planı" belgesi soruşturmasında kuvvetli suç şüphesi olmadığını gerekçe göstererek Çiçek'in tahliyesine
imza attı. Daha sonra sıra
Poyrazköy Cephaneliği, Amirallere
Suikast ve
Kafes Operasyonu
eylem planı davalarına geldi. Kuban, burada sanıklar asker olduğu için davaların askerî mahkemeye gönderilmesi gerektiği görüşünü bildirdi. Davaların yargılaması başladığında ise bu kez cephanelik, suikast iddialarına ilişkin sanıkların tahliye edilmesi yönünde görüş bildirdi. Dosyada tutuklama için kuvvetli suç şüphesi olmadığını her defasında dile getirdi. Kuban sadece kendi dava dosyalarında değil
nöbetçi olduğu sırada tutuklamaya sevk edilen
Balyoz ve
Ergenekon soruşturması şüphelilerini de serbest bıraktı. Gerekçe yine aynıydı; 'kuvvetli suç şüphesi bulunmaması'. Kuban'ın serbest bıraktığı şüpheliler daha sonra mahkeme heyetince tam tersi gerekçelerle tutuklandı. Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde sıradan bir çete davasında 6 yıldır
tutuklu bulunan sanıkları tahliye etmeyen Kuban'ın, Ergenekon soruşturması ile ilgili davalarda bunun tam tersi bir tavır sergilemesi gözlerden kaçmıyor.
Tarafsızlığı şüpheli
Kuban'ın bu ve benzer kararlardaki tavırlarından cesaret alan son alkış olayının yaşanmasını değerlendiren
Hukukçular Birliği Vakfı Başkanı Avukat
Sinan Kılıçkaya, "
Oktay Kuban'ın tarafsızlığı zaten şüpheli hale gelmişti. Bu olay da bardağı taşıran son damla oldu." diyor. Kuban'ın tahliye gerekçelerinin de hukuken yetersizliğine dikkat çeken Kılıçkaya, "Sanık avukatları tarafından alkışlanmasına Kuban'ın sevinmemesi gerekir. Bu olay hakim için kötü bir durumdur. Kuban'ın daha önce verdiği kararlar da şaibeliydi. Yaptığı tahliyelere yazdığı gerekçeler tatmin edici değildi. Zaten Hâkim Kuban'ın tek başına yaptığı tahliyelerin ardından mahkeme heyeti tutuklama kararı vermişti. Davanın müdahil tarafı Kuban için reddihakim talebinde bulunabilir." değerlendirmesinde bulunuyor.
Kararları artık şaibeli
Demokrat Hukukçular Derneği 2. Başkanı
Kadir Akbaş, reddihakim talebine gerek olmadan Kuban'ın çekilmesi gerektiğini vurguluyor. Akbaş, "Bir hakimin sanıkların nazarında bu denli beğenilmesi iyi bir şey değil. Tarafsızlığına gölge düştüğü anlamı çıkıyor. Bence Kuban'ın reddihakim talebi bile olmadan davadan çekilmesi gerekir. Bu saatten sonra Kuban'ın vereceği kararlarda hep şaibe aranacak. Bu durum da alacağı kararları olumsuz etkileyecektir. Kendisini tartışmalı bir duruma soktu.
Hakimler kararlarını verirken tamamen hukukî argümanlar kullanırlar. Mahkemede yaşanan olay ne alışıldık ne de şık bir durum." diye tepkisini dile getirdi.