Kuban, ''
Balyoz Planı'' iddialarına ilişkin yürütülen
soruşturma kapsamında 8'i
emekli 11'i
muvazzaf toplam 19 şüphelinin
tahliye edilmesine, ''tutuklama nedenlerinin şüpheliler yönünden söz konusu olmadığı'' gibi gerekçelerle karar verdi.
Mahkemece avukatlara dağıtılan tahliye kararında, ''Balyoz planı'' iddiaları ile ilgili soruşturma kapsamında ''
Türkiye Cumhuriyeti yürütme organını cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs etmek'' suçundan tutuklanan
Tümgeneraller Bekir Memiş ve
İhsan Balabanlı ile emekli
Orgeneral Çetin Doğan ve emekli Tümgeneral
İzzet Ocak'ın da aralarında bulunduğu 19 kişi hakkında
tahliye talebinde bulunulduğu belirtildi.
Kararda, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarınca da şüphelilerin tutukluluk hallerinin devamı ve
itirazların reddi yönünde karar verilmesinin talep edildiği kaydedildi.
Üye
Hakim Kuban,
Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 100/1 ve 100/2 maddelerine göre tutuklama ile tutuksuz yargılama gerekçelerini sıralayarak, ''CMK'nın 100/3. maddesinin 4-a fıkrasında ise maddede sayılan suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde tutuklama sebebinin var sayılabileceğine'' dikkat çekti.
Hakim Kuban, söz konusu
düzenleme ile getirilen sistemin en temel özelliğinin ''suç kataloğu'' belirlenmesi olduğunu ve bu katalogda sayılan suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması durumunda, tutuklama nedeninin var sayılabileceğini belirterek, soruşturmada isnat edilen suçların CMK 100. maddede sayılan katalog suçlardan olmasının tutuklama için yeterli görülmediğini aktardı.
''CMK'daki düzenlemeden açıkça anlaşılacağı üzere bir şahsın tutuklanabilmesi için öncelikle suçu işlediğine dair kuvvetli şüphenin varlığı gerekmektedir'' ifadelerini kullanan Hakim Kuban, aynı zamanda tutuklama sebebi var sayılabilecek sebeplerin de bulunması ve tutuklama kararının verilebilmesi için başka
tedbirlerle yargılamanın amacına ulaşamayacak olması gerektiğini dile getirdi.
Şüpheliler hakkında kuvvetli suç şüphesi varlığını gösteren olguların bulunmaması, şüphelilere isnat edilen suç tarihinden sonraki eylemler, şüphelilerin işleri, sabit ikametgah sahibi olmaları ve şüphelilerin toplumsal konumlarını göz önünde bulunduran Kuban, ''Tutuklama nedenlerinin şüpheliler yönünden söz konusu olmadığını, bu anlamda şüphelilerin kaçmaları, saklanmaları, delilleri gizleme, yok etme veya değiştirmeleri ya da
mağdur,
tanık veya başkaları üzerinde
baskı yapma girişiminde bulunmaları hususlarında somut hiçbir olgunun bulunmadığını'' aktardı.
Hakim Kuban, tahliye kararı vermesinin diğer gerekçelerini de şu şekilde sıraladı:
''Aynı soruşturma kapsamında aynı suçlardan ve aynı konumda olan başka bir kısım şüphelilerin Cumhuriyet savcılığınca tutuklanmaları talebiyle
sorgu hakimliğine sevk edilmeden serbest bırakılmış olmaları, bir kısım şüphelilerin tahliye talebi üzerine hakimlikçe bir kısım şüphelilerin ise itiraz üzerine
mahkeme heyetlerince serbest bırakılmış olmaları, şüphelilere yüklenen eylemin hukuki vasfının da değişmesi ihtimali, şüphelilerin tutuksuz yargılanmalarının yargılamanın amacına ulaşmasına engel oluşturmaması ve tutuklamanın bir tedbir olma niteliği göz önüne alınarak şüpheliler müdafiilerinin tahliye taleplerinin kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.''
Hakim Kuban, söz konusu gerekçelerle şüpheliler Çetin Doğan,
Engin Alan, Ali
Semih Çetin,
Süha Tanyeri, Bekir Memiş, İzzet Ocak, İhsan Balabanlı,
Suat Aytın, Ümit Özcan, Levent Çehreli, Recep Yıldız, Ali Rıza
Sözen,
Mustafa Önsel, Hanifi
Yıldırım,
Yüksel Gürcan,
Kubilay Aktaş, Musa Fariz, Bülent Tunçay ve Abdullah Zafer Arısoy'un tahliye edilmesine hükmetti.
AA