Danıştay binasına girişi sırasında X-Ray cihazının sinyalinin öttüğünü, ancak
avukat kimliğini göstererek içeri girdiğini belirten
sanık Alparslan Aslan, "Kameraların çalışıp çalışmadığı umurumda bile değildi. Saklanmak isteseydim bere de takabilirdim, ama bu ne denirdi." dedi.
Saldırı öncesinde Danıştay binasına keşfe gittiğini tekrar eden Alparslan
Arslan, keşiften sonra Danıştay 2'inci Daire Başkanı Mustafa Birden'i evinden mi yoksa yemek yediği lokantadan mı çıkarken öldürmek konusunu düşündüğünü söyledi. Evinden vazgeçtiğini belirten Arslan, yemek yediği lokantayı da tesbit edemediğini söyledi. Danıştay binasındaki
güvenlik tedbirleri konusunda bilgisinin olmadığını söyleyen
Alparslan Arslan, "Yakalanacağım boyutunda değildim.
Allah diyorum, başka boyutta yaşıyorum." dedi.
Sanık Alparslan Arslan, Danıştay saldırısında
türban kararında
muhalif kalan kadın üyenin de yaralandığının hatırlatılması üzerine, kendisinden daha sonra kalben özür dilediğini söyledi. Üye hakim
Sedat Sami Haşıloğlu'nun "Silahları 7 bin liraya aldığınızı söylüyorsunuz, ama daha önce de aylık gelirinizin 500 TL olduğunu söylediniz. Bu parayı nereden temin ettiniz?" diye sordu. Alparslan Arslan bu soruya, "Para konuşmayı sevmiyorum. Para vardı. Şükürler olsun para gelirdi." diye
cevap verdi.
Kıdemli Üye
Hakim Hasan Hüseyin Özese'nin "Danıştay baskınında
Glock marka tabanca kullandın. Arabanda bulunan diğer 2 tabancayla ne yapacaktın, diğer silahları neden Ankara'ya da getirdin?" diye sorması üzerine Alparslan Arslan, "Devam edeceğim. Aydın Doğan'a gideceğim. Polisle çatışacağım düşüncesi aklıma hiç gelmedi. Aydın Doğan'ı öldürme düşüncem yoktu. Aydın Doğan'a roket atacağım. Düzelmezse 2, düzelmezse 10 rokete kadar. Banka sahiplerini yakalayacağım. Ya içinde ya dışında, uzaktan silahlarla. Silahları bulmamın anlamı bu. Silahları cihat için bulundurmuştum.
Ahmet Necdet Sezer gibi bir problem var. Bu adamı çok severdim, tapardım. Sonra hac meselesi çıktı ortaya. Bu adamı öldüreceğim yani."
Sedat Sami Haşıloğlu'nun, "İnançlı bir kişi olduğunuzu söylüyorsunuz, inançlı insanları nasıl öldürdünüz?" sorusuna ise Alparslan Arslan, "Sadece öldürürüm, zulüm etmem. Elimde imkan olsa Allah rızası için buradaki insanları yaşatmam." şeklinde bağırarak,
küfür etti.
"
Gladyo nedir?" sorusuna, "Kılıç" şeklinde cevap veren ve dünyanın hiçbir yerinde gladyo olmadığını öne süren Alparslan Arslan, Danıştay saldırısının ardından "İdris Arslan" olarak söz ettiği babası ve bazı avukat arkadaşlarının kendisine para yatırdığını söyledi.
İstihbarat örgütleri adına çalışmadığını belirten Alparslan Arslan, Türkiye'de
bomba temin etmenin çok kolay olduğunu ileri sürdü. Browning marka silahı Danıştay saldırısından 4 -5 ay önce Orhan Kadı isimli arkadaşından aldığını belirten Alparslan Arslan, hayatında problemler olduğunu, bu nedenle silaha ihtiyacı olduğunu söyledi.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün, "Önceki cevaplarında silahları aynı dönem aldığını söylemiştin. Glock silahları bir ay önce almıştın. Şimdi Browning silahı 4- 5 ay önce aldığını söylüyorsun. Bu nasıl aynı dönem.
Hukuk Fakültesi okumuş bir insansın. Yakın zaman mefhumu böyle mi olur?" diye sordu. Arslan ise bu soruya "Bir ay da diyebilirim 4 ay da diyebilirim." şeklinde cevap verdi.
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, "Takdir Allah'ın diyorsun, Allah'ın emri var diyorsun. Allah'ın emri kısmını bir tarafa bırakıyoruz. Kul olarak, sizinle ilgili olan kısmı soruyorum..." diye konuşunca Alparslan Arslan da " 'Allah'tan ayrılalım, yeryüzüne inelim' diyorsunuz yani." diye konuştu. Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu da "Evet yeryüzüne inelim." dedi.
Bu
diyalog, salonda gülüşmelere neden oldu. Haşıloğlu'nun, bundan sonra sorduğu 4 soruyu da "Allah'ı karıştırmadan, yani Allah haricinde sana bu iki suçta
yardım eden kimse oldu mu?" şeklinde sorması, Arslan'ın daha açık cevaplar vermesini sağladı. Kimseden yardım almadığını belirten Arslan, Haşıloğlu'nun "Danıştay'ın
yasak kararı mı yoksa
Cumhuriyet gazetesindeki
karikatür mü sizi daha çok öfkelendirdi?" sorusuna da "Danıştay, Danıştay" cevabını verdi.
Anaokulu öğretmeni
Aytaç Kılınç'ın okul bahçesinde türban takmasını laikliğe aykırı bulan Danıştay İkinci
Ceza Mahkemesi'ne saldırı düzenlediği ve üye hakim Mustafa Özbilgin'i öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Alparslan Arslan, 'Türban sorununu' anaokulu öğretmeni Aytaç Kılınç'ın çözmesi gerektiğini söyledi.
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun, "Danıştay kararı bir anaokulu öğretmeni ile ilgiliydi. Bu kararı hatırlıyor musun?" sorusuna Alparslan Arslan "Başörtülü biri, ana okuluna başörtülü giremedi diye zannediyorum." diye karşılık verdi. Alparslan Arslan'ın bu sözleri üzerine üye hakim Sedat Sami Haşıoğlu, "Zan üzerine mi eyleme karar verdiniz?" diye sordu. Alparslan Arslan da "Bu bayan kendisi çözemez miydi? Açsın demiyorum ama gitsin müdürüyle konuşsun. Açıyor, kapatıyor saygı duyarım. Açıyor çünkü gücü bu kadar. Televizyonlara çıktı, millet birbirine girdi, kötülükler başladı." diye konuştu.
Üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu'nun sorduğu bazı sorulara gülerek cevap veren Alparslan Arslan, "Kusura bakmayın, hastayım yani. Cezaevinde varlık problemleri, gel-gitler yaşadım. Şu an kontrollüyüm." dedi. (CİHAN)