Kozmik aramayı eleştirenlerin başında gelen
CHP lideri Deniz
Baykal, TSK'nın
şüpheli durumuna düşürüldüğünü vurgulayarak "Belge ve bilgi çıkmazsa vahim, çıkarsa deprem olur" dedi. 19 yıl önce o günkü adıyla Özel
Harp Dairesi yani
Özel Kuvvetler'in araştırılması için Meclis'e önerge veren Baykal, kozmik aramayı "TSK'ya şüpheli muamelesi yapılıyor" şeklinde değerlendirdi. Aramaya karşı çıkanların sözcülüğüne soyunan
Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu Üyesi Ali
Suat Ertosun da aramanın hukuka aykırı olduğunu ileri sürdü. Ertosun, '
devlet sırrı' niteliğindeki
belgelerin hakim veya
mahkeme heyeti tarafından incelenmesinin
soruşturma aşamasında değil, sadece kovuşturma evresinde mümkün olduğunu söyledi.
TSK BİLE İTİRAZ ETMEDİ
'Kozmik arama'ya karşı çıkanlara rağmen
Genelkurmay Başkanlığı, 'Devlet sırrı niteliğindeki belgeleri kapsayan bölümde başlatılan arama faaliyetinin, 5271 sayılı
Ceza Muhakemesi Kanununun 125'inci maddesice yapıldığını ve tamamen yasal çerçeve kapsamında olduğunu' açıkladı. Buna rağmen
Ergenekon soruşturmasına da karşı çıkan bazı çevreler, kozmik odalardaki aramalara 'devlet sırları deşifre olacak' bahanesiyle karşı çıktı.
SIRLAR ÇETELERİN ELİNDE
Mahkeme kararıyla yasalara uygun yapılan STK'daki aramalara
itiraz edenler, Özel Kuvvetler damgalı birçok gizli belgenin çetelerde ele geçirmesini sessiz kaldı. Özel Kuvvetler'den
üsteğmen ve yüzbaşıların içinde yer aldığı Sauna ve
Atabeyler çetesi ile Ergenekon'da kozmik belgeler çıkmıştı:
KIRMIZI KİTAP SAUNA'DA
TSK'nın
İran ve
Irak'la ilgili istihbarat raporları, 'Kırmızı
Kitap' olarak bilinen Milli
Güvenlik Siyaset Belgesi, Özel Kuvvetler'in Irak'ta yaptığı operasyonların anlatıldığı CD ve dökümanlar,
Küre Operasyonu ile çökertilen Sauna çetesinin lideri
Kasım Zengin'de ele geçirildi. Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli bordo bereli
Yüzbaşı Nuri Bozkır, Genelkurmay'ın gizli belgelerini ifşa ettiği gerekçesiyle cezaevine gönderildi.
SAVAŞ ÇIKARACAK BELGELER
Nuri Bozkır'dan çıkan Genelkurmay'a ait gizli belgelerin bir kopyası Ergenekon soruşturmasında tutuklanan SESAR Başkanı İsmail Yıldız'ın bilgisayarında bulundu. Bu bağlantı Ergenekon
örgütü ile Sauna
Çetesi arasındaki ilişkiyi ortaya çıkardı. Yıldız'ın bilgisayarında ortaya çıkan ve
Türkiye'yi savaşa sokabilecek nitelikte gizli nitelikli belgelerin başlıkları şöyle:
AYNI BELGELER ERGENEKON'DA
"İran'ın Irak politikası, 20
Şubat 2004 İran seçimlerinin değerlendirilmesi, ABD'nin Irak harekatı, Irak Türklük şuuru, Büyük
Ortadoğu Projesi, Irak'ta halkın kazanılması ve halkla ilişkiler, Irak'ın GNH açısından
arazi yapısı, İran
İslam Cumhuriyeti,
İstihbarat teşkilatı, Şiiler sunusu, Mukavemet, Irak
psikolojik harp, Irak'ta uygulanan asimilasyon politikaları, Türkiye ile sorunları,
Nüfus ve etnik yapı, Irak Türkleri tarihi, Din ve mezhepler, Psiko-örgütler, Siyasi yapı ve partiler, İnceleme notu (İran)."
Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı
Zekeriya Öz, 'gizli' damgası bulunan askeri belgeleri Genelkurmay'a sordu. Genelkurmay, sözkonusu bilgilerin
ülke güvenliği açısından 'çok gizli' nitelik taşıdığı ve bu bakımdan açıklanmaması gerektiğini iletti.
HAREKAT PLANLARI ATABEYLER'DE
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast hazırlığı yaparken yakalanan Atabeyler Çetesi'nden de Milli Siyaset Belgesi'nin de aralarında bulunduğu çok sayıda gizli ibareli TSK belgesi ele geçirildi. Özel Kuvvetler'de görevli çete elemanları Mustafa Levent Göktaş'da ve Nuri Bozkır'da ele geçirilen belgeler arasında
Ankara'ya yapılacak hava indirme harekâtında kullanılacak yerlerin işaretlendiği doküman bile bulunuyordu.
Hakim
Kadir Kayan rüştünü ispat etti
Türkiye Cumhuriyeti hakimlerinin subayları kadar sır saklayabileceklerini söyleyen eski milletvekili ve
emekli Yarbay
Tevfik Diker, "
Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ devlet sırlarını muhafazada ne kadar ehilse Hakim
Kadir Kayan da o kadar ehildir" dedi. Devletin tapusunda da sırrında da herkesin hakkı olduğunu belirten emekli Yarbay Diker, "Devlet sırrı deşifre edildiğind
e devletin bekası tehlikeye girer. Örgüt deşifre edilirse devlet kurtulur. Bugün yapılan araştırmalar örgütü deşifre etmeye yöneliktir" şeklinde konuştu. Hakim Kadir Kayan'ın bu göreve getirilinceye kadar rüştünü ispat ettiğini söyleyen Diker, hiç kimse ya da kurumun Hakim Kayan'a 'devlet sırrı deşifre olacak' yakıştırmasını yapmaya hakkı olmadığını ifade etti.
KEŞKE SUSURLUKTA GİRİLSEYDİ
Örgüt bilgilerinin devlet sırrı olamayacağını söyleyene Diker, "
Susurluk'tan sonuç alabilseydik ne Ergenekon olurdu ne de e-Muhtıra yaşanırdı. Keşke bu aramaları Susurluk Soruşturması sırasında yapabilseydik. O zamanki hükümetler Susurluk'ta bugünkü gibi dik durabilseydi, yasal değişiklikler yapılsaydı Ergenekon olmazdı" dedi.
YENİ ŞAFAK