Hakkari'nin
örgütün faaliyetlerine açık bir
bölge olduğunu anlatan Türker, normal hayatın devamı için yeterli şartları oluşturamadıklarını belirtti. PKK'nın
baskı, tehdit ve şiddet eylemleri ile kara
propaganda yaptığını söyleyen Türker, acı bir gerçeği de şöyle açıkladı: "Silahlı
terör örgütünün baskısı
halk üzerinde etkili oluyor."
Terör örgütünün korku ve tehditle vatandaşlardan
haraç topladığı, mahkemelerle insanları yargılayabildiği ve eylemlerinde etkili olabildiği Hakkari'nin gerçek yüzünü
Vali Türker'den dinledik. Özeleştiri yaparak soruna gerçekçi bir yaklaşım sergileyen Türker, zamanında bölge halkının örgüt il
e devlet arasında sıkıştığını söyledi. Ancak olumlu adımlarla devletin de kabuk değiştirdiğini söyleyen Türker, "Şu anda sorun olarak gördüğümüz ve örgütün talebi olarak karşımıza çıkan birçok şey aslında zamanında çok masumane isteklerdi. Bazı şeyleri sorun olmadan çözebilirdik. Orada hata ve zaafiyeüerimiz oldu" dedi.
Sınır güvenliğinde sıkıntı
Silahlı
terör örgütünün faaliyetlerinin Hakkari ve
Şırnak gibi yerlerde etkisini göstermeye indirgendiğini söyleyen Vali Türker, terörün azalarak sıkıştığını kaydetti. Bu durumun temel sebebinin coğrafi yapının sınırların tutulmasını zorlaştırması olduğunu ifade eden Türker, örgütün kamplarının bölgeye yakın olduğunu hatırlattı.
Kuzey Irak'taki yapı ile Hakkari arasında geçişkenliğin fazla olduğunu söyleyen Türker "Bölgede sınırlarıdört dörtlük tuttuğumuzu söyleyemeyiz. Fiziki bakımdan öyle bir sıkıntı var. Yapı terör örgütünün faaliyetlerine açık bir bölge. Normal hayatın devam etmesi için yeterli şartları tam oluşturabilmiş değiliz" diye konuştu.
Vergi adı altında haraç
Referandum sürecinde de PKK'nın insanları baskı altına aldığını aktaran Türker, alınan güvenlik önlemlerine rağmen, örgütün vatandaş üzerindeki baskısının engellenemediğini kaydetti. Terör örgütünün bir korku imparatorluğu oluşturmak istediğini aktaran Türker, vatandaşların da bu baskıların etkisiyle korktuğunu belirtti. PKK'lıların evlere giderek insanları engellediğini ve tehdit ettiğini anlatan Türker şöyle devam etti:
"
Tehdit mesajları gönderiyorlar. Bir de Hakkari'de yıllardır yaşanan olumsuzlukların etkisi ile insanları bu tür etkilere çok açık hale gelmiş. Korkuyorlar. BDP bu sosyal şartlar içerisinde maalesef boykot olayında başarılı oldu. Fakat
referandumdaki ve okul boykotu insanların istediği bir şey değil. Vatandaşlar herkes gibi çocuklarını okula göndermek istiyor. Referandumda hür iradesini sandığa yansıtmak istiyor. Dolayısıyla baskı etkin, yani insanlar kendi gönülleriyle yapmıyor. Hakkari, silahlı terör örgütü nün etkisine şu dönemde biraz açık."
Örgütün gelir kaynağının önemli bir bölümünü vatandaştan aldığı haraçla sağladığını aktaran Türker, bu tarz olayları tespit ettiklerinde derhal müdahale ettiklerini belirtti. PKK'nın insanları korkutarak baskı altına aldığını ifade eden Vali Türker, "Canıyla, malıyla, çocuğu ile tehdit ediyor. Bu para toplanma olayı da bunlardan bir tanesi. İnsanların
helal kazançları üzerinde bir baskı uyguluyor. Biz gereğini yapıyoruz. Ama vatandaşın bunları bizimle paylaşması gerekiyor. İnsanlar malı, mülkü, kendi ve sevdiklerinin hayatı söz konusu olduğu zaman çekingen davranıyor. Bu da bizi zorluyor" diye konuştu.
Mahkemeler münferittir
PKK'lıların mahkemeler kurarak vatandaşlar arasındaki anlaşmazlıkları çözdüğü şeklindeki iddiaları münferit olarak değerlendiren Vali Türker, bunun da korku ve baskı propagandası ile sindirme olayının bir neticesi olduğunu kaydetti. Örgüt mahkemesinin söz konusu olamayacağını vurgulayan Türker, PKK'nın bu şekilde prestij ve güç kazanma mücadelesi verdiğini belirtti.
Hata ve zaafiyetlerimiz oldu...
Bölge halkının zamanında örgüt ile devlet arasında bırakıldığını söyleyen Hakkari Valisi Türker,
politika ve
uygulama yanlışları yapıldığını kaydetti. Devletin çok ciddi adımlar attığını anlatan Türker şunları söyledi: "
Kürt kimliği ve dilinin tanınması, fiziki ihtiyaçların giderilmesi noktasında çok mesafe alındı. Aslında devlet kabuk değiştirdi. Devletin içinde yanlış yapanlar olabilir. Yanlışlar yapıldıysa fazlası bu bölgede yaşandı. Faili meçhullerin en önemli bölümü bu bölgede gerçekleşti. Kan bu bölgede daha çok aktı. Bazı şeyleri aslında sorun olmadan çözebilirdik. Şu anda sorun olarak gördüğümüz örgütün talebi olarak karşımıza çıkan birçok şey aslında zamanında çok masumane isteklerdi. Olması gereken kendi kültürleri, dilleri ile ilgili normal talepleriydi. Orada hata ve zaafiyetlerimiz oldu. Kesinlikle özeleştiri yapmak gerekiyor."
Açılımlar devam etmeli
Demokratikleşme adına Türkiye'nin bir çok adım atması gerektiğini ifade eden Türker, değişikliklerle bunların sağlanması gerektiğine vurgu yaptı. Bölgede yaşayan insanların kültürel kimlikleri, demokratik hakları, dilleri ile ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldığını söyleyen Türker, "Altyapı, eğitim, sağlık,
ulaşım gibi alanlarda da fiziki iyileştirmeler yapıldı. Hükümetin, bu çalışmalara devam edip Türkiye'nin
demokratikleşmesi ve vatandaşının haklarını temin noktasında adım atması gerekiyor. Bu tartışılmaz ve Türkiye'nin ihtiyacı. Vatandaşların beklentisi ve isteği huzurlu bir
yaşam. Bölge insanı kan ve gözyaşının durmasını başka yerdekilerden daha fazla istiyor. Çünkü terör genelde bu bölgeyi vurgu. Buralarda herkesin kanayan bir yarası var. Buranın en büyük ihtiyacı normalleşme.
Hayat normale dönerse insanlar huzura kavuşacak ve düşünceleri de normalleşecek" şeklinde konuştu.