"Bağımsız olarak devletin başka birimleri ile bir operasyon yapıyordu da açık mı verdi?"
Kılıç, Hanefi Avcı'nın muhbiri mi
Polis Müdürü
Hanefi Avcı ile
Necdet Kılıç ilişkisi, itirafçı-
emniyetçi ilişkisi olabilir. Bu, Avcı'nın Kılıç'a dinlenmeyi önleyen
kripto cihazını vermesini daha anlamlı hale getiriyor.
Hanefi Avcı tartışması olanca hızıyla devam ediyor. Tartışmanın düğümlendiği nokta Necdet Kılıç. Avcı'nın arkadaşı Kılıç ile Avcı'nın ilişkisini anlamadan Avcı tartışmasını anlamak mümkün değil. Bu noktada Avcı'nın
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'nden bu yana sürdürdüğü itirafçı/muhbir kullanma alışkanlığını da birlikte düşünmek gerekiyor. Necdet Kılıç sol gelenekten gelen
Kurtuluş çizgisinden
hapis yatmış daha sonra işkencecim dediği Avcı ile barışarak arkadaşlık etmiş bir isim.
Avcı görevdeyken görüşmeler sıklaştı
Avcı-Kılıç arkadaşlığı sadece bir arkadaşlık olarak mı kaldı yoksa daha iler bir noktaya mı taşındı? Bu noktada Necdet Kılıç'ın ne iş yaptığı ve parasal kaynağının ne olduğu önem taşıyor. Resmiyette Kılıç'ın hiçbir işi görünmüyor. Ancak parasal kaynakları bakımından orta üstü düzeyde bir esnafın alabileceği bir dubleks evi var. Bu ev iyiye yakın döşenmiş bir ev. Kılıç'ın
finans ilişkilerini elbette
mahkeme sürecinde savcılar soracaktır. Ancak perspektife derinlik kazandırmak açısından Avcı'ya dönüp Avcı'nın itirafçılarla ilişkisine bakmak gerekiyor. Hatırlanacağı gibi bir
mafya lideri, Avcı'nın bazı itirafçıları kendisine gönderip, bunlara sahip çık dediğini iddia etmişti. Yine Avcı ile ilişkileri olan itirafçıların nasıl geçindikleri ve mali yönden ne durumda oldukları araştırılması gereken bir konu.
Burada sorulması gereken soru şu: Necdet Kılıç ile Hanefi Avcı ilişkisi de bir itirafçı ilişkisi miydi? Eğer böyleyse Avcı'nın bu ilişkileri ve Kılıç'ın mali kaynakları da anlamlı hale gelebilir.
Bu kuşkuyu güçlendiren bir diğer olgu da Avcı-Kılıç ilişkisinin Avcı'nın aktif görevde olduğu dönemde daha da sıklaşmış olması. Kılıç-Avcı ilişkisinde bu sıklık ilişkisi muhbir- Emniyetçi ilişlisine de döndüyse yeni bir yapı ve oluşuma uç vermiş bir hal almış olabilir mi?
Bu soruyu ilginç kılan şey Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) ile
PKK arasındaki ilişki ve bu iki
örgüt arasında bir yerde duran Devrimci Karargâh örgütü. Bilindiği gibi Avcı, Devrimci Karargâh örgütüne
yardım ettiği gerekçesiyle tutuklanmış durumda. SDP de aslında Abdullah Öcalan'ın DTP henüz Demokratik Toplum Hareketi aşamasındayken ortaya attığı Türk solu ile yakınlaşma projesinin bir parçası olarak düşünülmüş kurulmuş bir örgüt. Yani SDP aslında kuruluşu itibariyle DK ve PKK'ya çok da uzak bir örgüt değil. Hatta SDB'nin önde gelen isimlerinin son seçimlerde DTP'den
aday oldukları da biliniyor. Yani Öcalan'ın Türk soluna ulaşma projesi çerçevesinde kurulmuş bir örgütün içine sızmış/parçası olmuş bir DK örgütü her zaman istihbaratçıların dikkatini çeker...
Daha derin bir plan mı
Bu noktada Avcı'nın Necdet Kılıç ile ilişkisinin SDP üzerinden PKK'yı etkilemek için daha derin bir planın parçası mı olduğu da güvenlik bürokratları arasında tartışılan bir konu. Daha açık bir ifadeyle
Ergenekon yapılanması SDP üzerinden PKK'yı etkilemeye mi çalışıyordu da operasyona maruz kaldı sorusu da ilginç bir soru olarak not edilmeli? Bu noktada Hanefi Avcı'nın Necdet Kılıç'a verdiği dinlenmeyi önleyen kripto cihazını neden verdiği de anlamlı hale geliyor?
Burada özetle araştırması gereken soru şu: Necdet Kılıç ile Hanefi Avcı'nın ilişkisi bir muhbir ilişkisiydi ve Avcı cemaatçi diye güvenmediği polislerden bağımsız olarak devletin başka birimleri ile bir operasyon yapıyordu da açık mı verdi? Açık vermesini müteakip cemaat kitabını ekleyip yapmaya çalıştığı operasyonu mu örtmeye çalışıyor?
Cemaate yakınlığıyla bilinen kişilerden yaptığım araştırmada şunu gördüm: “Cemaat neden Hanefi Avcı'yı
hedef seçsin ki? Avcı'nın kitabında ileri sürdüğü bütün iddialar sözkonusu Avcı olunca anlamsız oluyor. Cemaatin Avcı'yı hedefe koyması için bir gerekçesi yok olamaz da. Olsa olsa bireysel anlaşmazlıklar nedeniyle Avcı bazı cemaatçi diye düşündüğü kişileri suçlamış olabilir ama bunun genel cemaatle ilişkisi yok. Bireysel sorunlar bunlar her yerde olur” diyenler var. Onlar da Avcı'nın kendilerini neden hedef seçtiğini anlamaya çalışıyorlar ve şaşkınlık içindeler. Bu nedenle de olsa olsa Avcı'nın şantajla Ergenekon tarafından
kontrol altına alınmış olabileceğini düşünüyorlar. Ancak bu düşünce tutarsız ve saçma...
Avcı'nın böylesi bir duruma düşmesi ya menfaat ilişkisi nedeniyle olabilir ya da derin bir operasyon yaparken açığa mı düştü şüphesi de mevcut? Bu arada sorulması gereken bir soru da şu: Kendisine sahip çıkma adına hapislere düşen Hanefi Avcı'ya
Emin Aslan başta olmak üzere diğer müdürler neden sahip çıkmıyor? Neden açıklama yapmıyorlar?
Emre Uslu / Taraf
ANALİZ