Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi
Avcı,
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği dilekçede,
Kayseri Jandarma
Alay Komutanı
Albay Cemal Temizöz'ün de yargılandığı
davanın son
duruşmasında
savunma yapan ''Sokak Lambası'' adlı gizli
tanık Hıdır Altuğ'un ''
Hanefi Avcı beni yönlendirdi'' sözlerinin gerçeği yansıtmadığını bildirdi.
AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Avcı,
gizli tanık olarak ifadesi bulunan Altuğ'un son duruşmadaki sözleri üzerine, hazırladığı dilekçeyi davanın görüldüğü Diyarbakır 6. Ağır
Ceza Mahkemesine iletilmek üzere Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi. Mahkeme, savcılığın gönderdiği dilekçeyi dava dosyasına ekledi.
Dilekçede, aynı zamanda davada
sanık olan ''Sokak Lambası'' adlı gizli tanık Hıdır Altuğ'un 18
Eylül 2009 tarihinde görülen duruşmada yaptığı savunmaya da yer verildi.
Hanefi Avcı'nın gönderdiği dilekçede, Altuğ'un beyanlarının gerçeği yansıtmadığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
''Benim bu kişiyle hiçbir ilişkim ve irtibatım yoktur. Bu kişiyle, ne bu dava ne de başka amaçla görüşmedim, görüşmemde fiilen imkansızdır. Hıdır Altuğ yalan söylemektedir. Ben ne kendisiyle ne ifadesinde belirttiği Recep
Güven ile ne de Ali
İhsan Kaya ile 4.5 yılı aşkın süre içinde bir araya gelmedim. Yakın çevremde herkes bilmektedir ki benim
Recep Güven ve
Ali İhsan Kaya ile kişisel sorunlarım olup bu kişilerle çelişkili biriyim. Son 4.5 yıldır bu kişilerle hiç yan yana gelmedim, görüşmedim, konuşmadım. Ayrıca, şahsıma ait veya resmi olarak kullandığım telefonların görüşme bilgileri incelendiğinde, son 4.5 yıl içinde bir defa bile telefonla bu kişilerle görüşmediğim görülecektir.
Hıdır Altuğ, sadece şahsıma
iftira etmekle kalmamakta, ayrıca yargılandıkları davayla ilgili olarak ilgili adli makamların talebi üzerine talimatla verdiğim ifadelerin hukuki geçerliliğini etkilemeye yönelik tutum içerisinde olduğu ve bazı kişilerle birlikte
dayanışma içerisinde hareket ettiği anlaşılmaktadır. Hıdır Altuğ hakkında hakkımda iftirada bulunduğu için davacıyım. Kanuni gereğinin yapılmasını talep ediyorum. Ayrıca adı geçenin bu ifadeyi vermesindeki amacının kasıtlı olarak delilleri karatmaya yöneliktir.''
Avcı'nın söz konusu dilekçeyi,
Emniyet Genel Müdürlüğü ve Eskişehir Valiliğine de gönderdiği bildirildi.
-GİZLİ TANIK ''SOKAK LAMBASI''-
Diyarbakır 6.
Ağır Ceza Mahkemesinde, 18 Eylül 2009 tarihinde görülen duruşmada, sanıklardan itirafçı Hıdır Altuğ, savunmasında, iddianamede ''Sokak lambası'' adı altında ifadesi bulunan gizli tanığın kendisi olduğunu anlatmıştı.
Davada aynı zamanda sanık olduğunu belirten Altuğ, ifadesinde şunları söylemişti:
''Geçimimi sağlamak amacıyla bir inşaat şirketinde çalışıyordum. Şantiyede kalıyordum. Patronum Ali İhsan Kaya'nın çevresi çok genişti. Emniyet Genel Müdürlüğü
İstihbarat Şube Müdürü Recep Güven ve Eskişehir Emniyet Müdürlüğüne atanan Hanefi Avcı gelip giderlerdi. Güven ve Avcı, benden Diyarbakır'a gidip ifade vermemi istediler. Avcı, polise bazı paşaların isimlerini vermemi söyledi. Ben de 'Neden?' diye sordum. Bana, 'Bak paşaların kulağından tutup cezaevine atıyorlar' dedi. Bana, Abdulkadir Aygan'ın anlatımlarının bulunduğu birçok doküman verildi. Kimseyle görüşmeme izin verilmedi. 'Her türlü arkandayız' denildi. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne gelip ifade verdim. 5-6 gün polisevinde
misafir kaldım. Bana söyleyeceğim şeyler ezberletildi. Daha sonra o
belge imzalatıldı. O ifadeler özgür irademle alınmadı. 'Sokak lambası' olarak anlattığım suçlar gerçek değildir. Şu anda anlattıklarım doğrudur.''
Duruşma, 9
Ekim 2009 tarihine ertelenmişti.
-İSTENEN CEZALAR-
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıkların TCK'nın ilgili maddeleri uyarınca, ''Adam öldürmek'', ''Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak'' ve ''Adam öldürmeye azmettirmek'' suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Tamer Atağ'ın 2, Adem Yakin'in 7, Hıdır Altuğ'un 3,
Fırat Altın'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
İddianamede, sanık Albay Temizöz'ün 1993'te Cizre'de ''
terörle mücadele ediliyor'' görüntüsü altında ''
korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan bir grup oluşturduğu''na yer veriliyor.
''Söz konusu grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü
PKK'ya
yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığına'' da yer verilen iddianamede, grubun, bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.
AA