Üçlü arasında doğrudan ya da dolaylı bir irtibatın olduğunu,
Devrimci Karargah Terör Örgütü soruşturması kapsamındaki yasal
dinlemeler ortaya çıkardı. Hanefi
Avcı'nın, "gardaşım" dediği
Necdet Kılıç'ın evinde kaldığı ve onun özel hattından görüşmeler yaptığı tespit edildi.
Avcı da bu bağlantıyı zaten inkar etmeye çalışmadı. Avcı'nın Savunması "Necdet o işleri bıraktı" iddiası üzerineydi. Ancak öyle olmadığını bizzat
örgüt lideri olduğu ileri sürülen Mahir Sayın söyledi. Sayın, "Necdet Kılıç "
Kurtuluşçuları" birleştirme hazırlığındaydı" dedi. Peki kimdi bu "Kurtuluşçular"? Kurtuluşçular, Mahir Sayın'ın da aralarında olduğu Eski
THKP-C'lilerin 1970'in sonlarında kurduğu bir örgüttü.
1980'e, daha doğrusu darbeye kadar
cinayetler,
banka baskınları, soygunlar ve saldırılar yaptılar. Darbeyle birlikte ortadan kaybolan örgüt 83 yılında "
Türkiye ve
Kuzey Kürdistan Kurtuluş Örgütü" adıyla yeniden sahneye çıktı. Terör örgütü
PKK'yı
Kürt Devrimciler olarak övüyorlardı. Mahir Sayın, o dönemde PKK kamplarına gidip,
terörist başı Öcalan'la da görüşüyordu. Tıpkı
Ergenekon sanığı
Yalçın Küçük gibi... Mahir Sayın'ın adı, şimdi Devrimci Karargah Terör Örgütü'nün lideri olarak geçiyor. Yalçın Küçük'le de aralarının iyi olduğu söyleniyor.
Bostancı'daki hücre evi operasyonunda ölü ele geçirilen
terörist Orhan Yılmazkaya'nın PKK kamplarındaki görüntüleri de bu bağlantının en net delillerinden. İddiaya göre, Mahir Sayın ile Necdet Kılıç, son operasyonlarla dağılan örgütü yeniden kurma hazırlığındaydı. İşin ilginç yanı radikal sol bağlantısını, "Necdet o işleri bıraktı" diyerek inkar eden
Hanefi Avcı'nın başka ilginç ilişikleri de çıktı.
Gazeteci-
Yazar Yener Dönmez bugünkü yazısında, Hanefi Avcı'nın kitabını basan Angora Yayınevi'ne dikkat çekti. İddialara göre o
yayınevinin sahipleri Cahit Akçam ve
Cumhur Özdemir de tıpkı Mahir Sayın ve Necdet Kılıç gibi THKP-C bağlantılıydı. Cumhur Özdemir, 1981'de THKP-C üyeliğinden 1 yıl
hapis yattı. Cahit Akçam da tıpkı ortağı gibi THKP-C ile ilişkiliydi. Akçam'ın THKP-C üyeliğinden hala devam eden bir davası bulunuyor. Şimdi kamuoyu merak ediyor. Necdet Kılıç'a "gardaşım" diyen Avcı bu isimleri nasıl açıklayacak? Yoksa yayınevi seçimini de "gardaşları " mı seçti ?