Evet, bazı konularda fazlasıyla çekingen davranıldığını ve geri adımlar atıldığını gösteren ya da biraz aceleye getirilmiş bir
hazırlık...
Evet, büyük bir toplumsal ve siyasal ‘uzlaşma’nın ürünü olabilecek bir anayasa projesiyle yola çıkılsaydı keşke...
Bu keşkeler uzatılabilir.
Ancak, Ak Parti hükümetinin 26 maddelik anayasa değişikliği paketini,
sivil darbe girişimi diye nitelemek ne insafla, ne de gerçekle bağdaşabilir.
Paket,
demokrasi ve hukuk açısından bir ilerlemedir,
Avrupa Birliği standartlarına bir yakınlaşmadır.
Bu görüşte değilseniz, o zaman bazı soruları bir kez daha düşünmenizde yarar var diyorum.
12
Eylül darbecilerini koruyan, otuz yıldır onlardan
hesap sorulmasını engelleyen geçici 15. maddenin kaldırılmasına mı karşısınız?
Asker kişilere sivil yargı yolunun açılmasına mı karşısınız?
Sivillere askeri mahkemelerde yargı yolunun kapatılmasına mı karşısınız?
Yüksek Askeri
Şura kararlarına yargı yolunun açılmasına mı karşısınız?
Partilerle ilgili
kapatma davalarının açılma izninin, Avrupa demokrasilerinde olduğu gibi parlamento içinden çıkacak izne bağlanmasına mı karşısınız?
Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçiminde, Avrupa demokrasilerinde ve 27 Mayıs’ın 1961 Anayasası’nda olduğu gibi, parlamentonun da sınırlı bir katkı yapmasına mı karşısınız?
Askeri
Yargıtay’ın kuruluş ve işleyişle ilgili yasaların yeniden düzenlenmesine, biraz daha sivil ve demokratik özellikler kazanmasına mı karşısınız?
Kısa adı
HSYK olan Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu‘nun üye sayısının 19’a çıkarılmasına ve
öğretim üyeleriyle avukatların da kurula üye seçmesine mi karşısınız?
HSYK kararlarının yargı denetimine açılmasına karşısınız?
Memura toplu
sözleşme hakkının verilmesine mi karşısınız?
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkının getirilmesine mi karşısınız?
Kadın-erkek eşitliğinin, çocuk,
yaşlı ve engelli haklarının daha bir güvence altına alacak anayasal düzenlemelere mi karşısınız?
Ombudsmanlık kurumunun Avrupa demokrasilerindeki gibi Anayasa’ya girmesine mi karşısınız?
Bütün bunlara karşı mısınız?
Eğer karşıysanız neden?
Bütün bunlar olursa, Türkiye’ye Erdoğan’ın sivil diktası gelecek diye mi düşünüyorsunuz?
Öyleyse, bilesiniz, inandırıcı olabilmeniz uzak ihtimaldir, çok güçtür.
Eğer diyorsanız ki, anayasalar ancak askeri darbeler eliyle yapılabilir...
Eğer diyorsanız ki, Şemdinli’de olduğu gibi,
Genelkurmay Başkanı iteklemesiyle savcısını görevden alıp hayatını karartan HSYK istiyoruz...
Eğer diyorsanız ki, hakkında ağır
hapis cezası istenen bir ordu komutanını, anayasa ve yasaları hiçe sayarak savunan
Genelkurmay Başkanı’na ses etmeyen bir sivil yargı düzeninden yanayız...
Eğer diyorsanız ki,
12 Eylül darbecilerinden bir otuz yıl daha yargı önünde hesap soramayacak bir anayasal düzenden bir şikayetimiz yoktur bizim...
O zaman benim de size diyecek bir şeyim yoktur.
HASAN CEMAL-MİLLİYET