İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, yaptığı açıklamada, Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nin kayıtlarına göre 2010'un, 1998 ve 2005'in en sıcak yıl rekorunu egale ederek, en sıcak yıl olduğunu anımsattı.
Güneş etkinliklerinin, 2010'da en düşük seviyede olduğuna işaret eden Kadıoğlu, güneş lekelerindeki artışların ise 2013'te tepe noktasına ulaşabileceğini iddia etti.
Kadıoğlu, Mart 2013'te güneş lekelerinin en üst seviyeye çıkmasıyla dünyada görülmemiş yüksek sıcaklıklarının yaşanabileceğini söyledi. Bu yıl tepe noktasına çıkacak güneş lekelerinin sayısına, plansız kentleşme de eklenince 2013 yazının çok sıcak geçmesinin beklendiğini anlatan Kadıoğlu, şöyle konuştu:
''İklim ve Toplum İçin Uluslararası Araştırma Enstitüsü okyanusların yüzeyindeki su sıcaklıklarını kullanarak birleşik atmosfer-okyanus modelleriyle 6 aylık tahminler yapıyor. Böyle yapılan iklim tahminleri, günlük hava tahminlerinden farklı. Onlar sıcaklık ve yağış gibi iklim elemanlarının 30 yıllık ortalamalarının üzerinde veya altında olup olmayacağını söyler. Burada sözü geçen 30 yıllık ortalama şu an 1981-2010 arasındaki süredir. Gerçekte ise mevsim normali gibi gözlenmiş bir hava yoktur. Bunlar iklim tahminlerinde kıyas için kullanılırlar.''
-Sıcaklığa nem de eklenecek-
Kadıoğlu, Enstitü'nün bu yıl yaz mevsimi için yaptığı hava sıcaklığı tahminlerine göre, Karadeniz ve güney illeri dahil olmak üzere Anadolu'nun doğusu hariç, Türkiye'nin büyük bölümünde ve özellikle de batısında hava sıcaklıklarının yüzde 75 oranda mevsim normallerinin üzerinde geçebileceğini vurguladı.
Toplam 92 gün süren yaz aylarının en az 64 gününde sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde geçeceğinin tahmin edildiğini vurgulayan Kadıoğlu, şöyle devam etti:
''Bu tahminde sadece havayla ilişkili sıcaklıktan bahsediliyor. Bu değerlere ozon tabakasının delinmesinin etkileri dahil değil. Yeterince yeşil alan ve planlanmadan yoksun şehirlerde hava sıcaklığının kırsal alana göre 9 dereceye kadar daha yüksek olabildiğini de unutulmamalı. Hesapta olmayan bir de nem var. Yani sıcak ve nemli havalarda ısıyla nemin bileşimi de kalp, solunum yolu hastalıklarını tetikleyerek kitlesel ölümlere sebep olabilir. Örneğin, Avrupa'da Ağustos 2003'te Fransa ve İspanya civarında sıcak hava dalgaları nedeniyle yaklaşık 35 bin kişi hayatını kaybetmiş ve 13 milyar avroluk ekonomik kayıp olmuştu. Böyle bir sıcaklıkta elektrik enerjisi tüketimi ve orman yangınları da artmakta. Orman ve anız yangınlarının neden olduğu duman, trafikteki araçların neden olduğu ozon ve partikül maddeler de durumu kötüleştirebilmekte. Özetle, r.''