Hükümet medyasının, ‘Devrimci Karargâh Örgütü’ ile irtibatı tespit edildiği gerekçesiyle dönemin Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın makam ve ikamet adresinde yapılan aramalarla ilgili haberleri skandala dönüştü. Sabah gazetesinin “Avcı’ya kumpas kasetlerinin sırrı çözüldü” başlıklı haberinde de, paralel yapı safsatasıyla bazı emniyet mensuplarının Ankara ve İstanbul’da ürettikleri 24 kaseti Avcı’nın makam odasına koyduğu iddia edildi. Haberde, Eskişehir Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube’de görevli Başkomiser Erkan Soydan’ın Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Murat Akkul’dan 5 kaset daha aldığı, ardından da aynı gece Eskişehir’e döndüğü öne sürüldü.
Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) ve İstihbarat Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanan evraklar ise hem Hanefi Avcı’ya kumpas kurulduğu yönündeki iddiaların hem de operasyonu kimlerin yaptığının perde gerisini gözler önüne seriyor. Resmi belgeler, Erkan Soydan’ın 27 Eylül 2010’da Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Murat Akkul’la buluştuğu ve kaset aldığı yalanını çürütüyor. Akkul, 6 Şubat 2010 ile 3 Kasım 2010 tarihleri arasında Ankara’nın Polatlı ilçesinde asayiş biriminde amir olarak görev yapıyordu. Kasım 2010 sonunda tayini Ankara Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube’ye çıktı. Yani algı operasyonunda iddia edildiğinin aksine belirtilen bu tarihlerde Akkul Polatlı’da görevliydi.
Devrimci Karargâh Örgütü’ne yönelik soruşturma Terörle Mücadele Dairesi (TEM) tarafından yürütüldü. TEM Başkanlığı koltuğunda Yüksel Babal bulunurken yardımcılığını ise 17 Aralık soruşturması sonrası Güvenlik Dairesi Başkanlığı’na getirilen Arif Çankal yapıyordu. Yüksel Babal, Devrimci Karargâh Örgütü ile irtibatı tespit edildiği gerekçesiyle o zaman Eskişehir Emniyet müdürü olarak çalışan Hanefi Avcı’nın makam ve ikamet adresinde arama yapılmasını istedi. Soruşturmayı yürütmesi için Arif Çankal’ı görevlendirdi. Soruşturmayla ilgili olarak TEM Dairesi’nden sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Gülcü (17-25 Aralık yolsuzluk soruşturması sonrası emniyet genel müdür yardımcılığı görevine getirildi) de bilgilendirildi.
Zaman'ın haberine göre; Arif Çankal, 28 Eylül 2010 sabahı kendisinin belirlediği 15 kişilik ekiple Eskişehir’e doğru hareket etti. Yolda Çankal’ın talimatıyla telefonlar kapatılarak toplandı. Eskişehir’e gelindiğinde, Cumhuriyet Başsavcılığı’na arama talebi iletildi. Başsavcı da iki savcıyı aramalara iştirak etmesi için görevlendirdi. Çankal’ın bulunduğu ekip Avcı’nın konutuna giderken, emniyet amiri Yavuz Ö. ve ekibi ise makam odasında aramalara katıldı. Ayrıca aramalara iştirak eden cumhuriyet savcısı ile birlikte kâtibinin de Ankara’dan arama için gelen ekipten önce olay yerine vardığı raporda ayrıntılı olarak yer aldı. Raporda ayrıca Ankara TEM ekibinin yanında herhangi bir ekipmanın da olmadığı vurgulandı.
Soruşturma kapsamında müfettişlere ifade veren aramaya katılan ekipler ise sözde paralel yapı iddialarını boşa çıkartıyor. Polisler, Avcı’nın makam ve ikametgâhında yapılan arama konusunda şehre gidene kadar haberdar olmadıklarının altını çiziyor. Arama yapılacak ekibin de bilfiil daire başkan yardımcısı Çankal tarafından seçildiğine vurgu yapılıyor. Kendilerinin talimatı yerine getirdiğini kaydeden polisler, “Arama noktalarına ulaştığımızda içeride bazı şahıslar zaten mevcuttu. Arama kayıtları da bunu açıkça ortaya koymaktadır.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Bir emniyet mensubu ise Avcı’yla ilgili arama kararının kasetlerle ilgili değil, Devrimci Karargâh örgütü kapsamında olduğunu aktarıyor. Özellikle kaset olayıyla ilgili olarak da savcılığın takipsizlik kararı verdiğini belirtiyor. Aramaya katılan ekipler tarafından hazırlanan 28 Eylül 2010 tarihli belgede, Avcı’nın makam odasında bulunan çantadan 24 adet kaset çıktığı bilgisi veriliyor. Söz konusu belgede aramaya katılan emniyet mensuplarının ve soruşturma savcısının da ıslak imzası bulunuyor. Öte yandan Hanefi Avcı tarafından illegal olarak dinlendiği tespit edilen bazı ünlü kişiler şikâyetçi olmuştu.