Önce havuz medyasında manşetlerle infazlar yapılıyor. Ardından operasyonlar geliyor. Şov bitince emniyet mensupları mahkemede serbest kalıyor. Ancak gözaltıları manşet yapan havuz medyası, serbest bırakılmalarda haber değeri bulmuyor.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın haberinin olmadığını beyan ettiği Adalet Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de yolsuzluk son üç yılda yüzde 68 artmış. Bir yanda bu korkunç çürüme, diğer yanda çoğu il ve ilçede asayişin KCK’nın oluruyla gerçekleşmesi. Bunlar bakanlığın gündeminde değil. Bozdağ’ın gündemi algı operasyonları. Son 9 aydır ‘paralel’ yaftasıyla, yolsuzlukla mücadele eden emniyet mensuplarına ve her ideolojiden dürüst polislere kıyım yapılıyor, gözdağı veriliyor.

Önce havuz medyasında manşetlerle infazlar yapılıyor. Ardından operasyonlar geliyor. Şov bitince tüm emniyet mensupları mahkemede serbest kalıyor ama gözaltıları manşet yapan havuz medyası serbest bırakılmalarda haber değeri bulmuyor. Bunun son örneği dün gerçekleşti. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Okan Özsoy’un yetkisini aşarak farklı illerde gözaltına aldırdığı 17 polisin tamamı ilk mahkemede serbest kaldı.

Serbest kalmakla iş bitmiyor. Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele dışında hiçbir ‘suç’ları olmayan bu polis ve polis müdürleri bu bahaneyle açığa alınıp meslekten ihraç ediliyor.

Yargıya siyasi baskıyla 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları örtbas edildi, zanlıları serbest bırakıldı. Ayakkabı kutularında milyonlar, milyarlarca dolar rüşvet, komisyon havuzları, kısık sesli tapeler, 30 milyon Euro’lar... Bu dev skandalları deşifre edenlere 12 Eylül’den beter kıyımlar yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Daha kötüsü son yargı paketiyle artık mahkemelerin hukuku değil talimatları ciddiye alacakları bir yapı kuruluyor. Tam bir antidemokratik devlete dönüşüm bu son adımla gerçekleşmiş olacak.

Zaman