Cihan,
İsveç'te başörtülü olarak kamu hizmetinde görev yapan iki kişiyle
röportaj yaptı. İsveç'te görev yapan başörtülü bir kadın polis ve bir kadın öğretmen, bu 'hakkın engellenme ihtimalini bile düşünemediklerini' söylüyor. Her ikisi de başörtüsü kullanmanın en
doğal hakları olduğunu savunuyorlar. Başörtülü olarak görev yapan öğretmenin öğrencileri de
Türkiye'deki yasağı öğerndiklerinden şaşkınlıklarını gizleyemiyor.
"MÜSLÜMAN BİR ÜLKE OLAN TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ NASIL YASAK OLABİLİR Kİ"
Masoumi Yakup, İsveç'in başkentindeki
Stockholm Arlanda Havaalanı'nda pasaport
kontrol kısmında bir polis memuresi olarak başörtüsüyle görev yapıyor. 1992 yılında
Hindistan'ın Bombay kentinde evlenerek İsveç'e gelen Yakup,
ülkesinde ekonomi okumuş. 89 yılında okulunu bitirmiş ve orada bir işe girmiş. O zaman da başörtülü olup olmadığı ve Hindistan'da başörtüsüne karışılıp karışılmadığı konusunda "Hindistan özgür bir ülke, insanların dinine karışılmıyor" diye konuştu.
Masoumi Yakup, Ancak Türkiye'de kamu görevi yapamayacağını, hatta son anayasal
düzenlemelerden önce
okuma hakkının bile olmamasını şaşkınlıkla karşıladı. Masoumi, "Türkiye denince hep
Müslüman ülke düşünüyordum, başörtüsüne karşı bir sorun olduğunu bilmiyordum. Umarım orada da gerçek bir
demokrasi olur." şeklinde temennilerini belirtti.
Masoumi, İsveç'e geldikten sonra yine başörtüsüyle 4 sene boyunca İsveç Postanesinde çalıştığını, yeni bir düzenleme sonrasında işsiz kaldığını ve bu dönem içerisinde okula gittiğini söyledi. Yine bu dönem içerisinde
kanuni zorunluluk olarak
İşsizlik Kurumu'na 2 haftada bir gidip geldiğini, sonra bu iş için kendisine bir randevu verdiklerini belirtti. 1 yıl için geçici olarak, izinli birisinin yerine çalıştığını söylerken Masoumi, "Böyle bir işe ihtimal bile vermedim, kesin reddederler diye geldim. Sırf kanunen böyle bir görüşmeye gelmek zorunda olduğum için gelmiştim. Ama işe aldılar, inanamadım." dedi. Hint asıllı Yakup, "İşe başlayınca büyük ilgi oldu, röportaja gelenler oldu. Baştan bilseydim, bu işin bu kadar önemli olduğunu; işe girmek için daha baştan hazırlanırdım" şeklinde gülerek bir eklemede bulundu.
Masoumi Yakup, iş yerindeki amirlerinin ve
mesai arkadaşlarının tepkisini ise "İş yerindekiler hep pozitif, özellikle kadınlar. Farklı bir kadın portesi çizdiğim için. Benim sergilediğim; çalışan bir Müslüman kadın portresi. Benimle problemi olan yolcular olduğunda bana yardımcı oluyorlar." şeklinde anlattı.
Bu noktada, yolcularla bir sıkıntı yaşanıp yaşanmadığı sorusuna ise Masomi, "Yolculardan farklı tepkiler var. Özellikle bizim gibi Müslüman kültürden gelen insanlardan, 'bu kadın bu işi yapabilir mi?' diye önyargılı bakışları olabiliyor. Soru sorduğumda
cevap vermek istemeyenler oluyor. Böyle durumlarda İsveçli mesai arkadaşlarım bana yardımcı oluyorlar." diye cevap verdi.
Başörtülü bir Müslüman kadının polis olarak görev yapmakta olmasının İsveç demokrasisine katkı sağlayacağını belirten Masoumi, "Umarım bütün iş sahipleri yetişmiş kalifiyeli başörtülüleri işe alırlar. Ben başörtülülerin başı açıklardan daha az iş becerebileceğine inanmıyorum." dedi.
Hıristiyan bir ülkede başörtülülerin çok rahat çalışabilmesine, eğitim hakkını kullanabilmesine rağmen Türkiye gibi Müslüman ülkelerde bunun
yasaklanmasını konusunda ise Masoumi, "Ben bunu ilk duyduğumda çok üzüldüm. Ben Türkiye'nin Müslüman bir ülke olduğunu düşünüyordum. Diğer kadınlar nasıl ailelerini geçindirebiliyorsa, başörtülüler de yapabilmeliler. Çok acı bir olay." diye konuştu.
Bunun bir kadın hakkı sorunu olduğunu da dile getiren Masoumi, "Bu bir haktır, kadın istediği gibi giyinebilmelidir.
Kadınlar çok zeki ve güçlüdür. Umarım kendi hakları için kadınlar mücadele ederler. Bu bir kadın hakkı meselesidir. Bu engeli aşabilmek için mücadele etmelidirler" ifadelerini kullandı.
"BU KADAR MÜSLÜMANIN OLDUĞU BİR ÜLKEDE BÖYLE BİR YASAK ŞİMDİYE KADAR NASIL OLDU?"
İsveç'te başörtüsüyle kamu görevi yapan başka bir kişi ise Kristina "Ayşe" Lundin adlı bir öğretmen. Stockholm'deki Helenelundsskolan isimli lisede sayısal
derslere girdiğini söylen Kristina Lundin, 12 yıl önce Müslüman Türkleri tanımış ve onlardan
İslam'ı öğrenerek Müslümanlığı seçmiş. Türklerden birisi ile evlenerek Ayşe adını alan ve 4 çocuk annesi olan Lundin,
Türkçe de öğrenmiş. Lundin, öğrencilerinin 15 yaşlarında olduğunu,
kimya haricinde fizik matematik gibi sayısal derslere de girdiğini belirtti.
Lundin, 11 yıldır başörtülü olduğunu ve bu okulda 6 yıldır görev yapmakta olduğunu, işe girmek için ilk müracaata geldiğinde iyi geçtiğini, hemen işe aldıklarını söyledi. Kadın öğretmen, bu zamana kadar başörtüsünden dolayı hiçbir engelle karşılaşmadığını ekledi.
Sadece kendisini başörtülü görünce, bazı öğrenci ve öğretmenlerin kendisine sorular sorduğunu ve kendisinin de cevaplamaya çalıştığını söyleyen Lundin, "Din konusunda bilgi verilmesi gerektiğinde bazen beni çağırıyorlar, derslere girip İslam hakkında bilgiler veriyorum" diye ekledi.
ARKADAŞLARI TÜRKİYE'DEKİ YASAĞA İNANAMAMIŞ
Öğrencilerin hemen hepsinin İsveçli olduğunu söyleyen Lundin, öğrenci velilerinden yana da şu ana kadar bir sıkıntı çıkmadığını belirtirken, Türkiye'deki yasaklar konusunda ise "Bu bana tuhaf geliyor, bana göre her insan okuyabilmeli. Hangi dini seçersen seç, bu fark etmemeli. Hangi
kıyafet olursa olsun.
Başörtüsü de bir kıyafet neticede" şeklinde konuştu. Bu meseleyi buradaki bazı öğretmen arkadaşlarıyla da konuştuklarını, onların da duyunca çok şaşırdığını anlatan Linden, arkadaşlarının "Böyle bir yasak nasıl olur? Hem de Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede" dediklerini aktardı.
ÖĞRENCİLERİ, ÖĞRETMENLERİNİN TÜRKİYE'DE GÖREV YAPAMAYACAK OLMASINA ÇOK ŞAŞIRDI
Linden ayrıca öğrencilerinden müsaade isteyerek ders esnasında kendisinden görüntü alınmasına da izin verdi. Lundin, çekimlerin ne için yapıldığını soran bir öğrenciye ise "Türkiye'de bu zamana kadar başörtülere
çalışma izni verilmiyormuş, burada böyle bir hakkın olduğunu çekmek için gelmişler" diye cevaplaması sınıfta şaşkınlıkla karşılandı. Öğrenciler de "Nasıl böyle bir şey olabilir?" şeklinde şaşkınlıklarını ifade etti.
CİHAN