Ergenekon davalarına karşı
eylem yaptıkları için ‘Darbeci
Baro' suçlamasına maruz kalan
İstanbul Barosu,
Balyoz avukatlarıyla yapılan toplantıdan sonra bir
bildiri yayınladı.
Balyoz Davası sanıkları avukatlarıyla önceki
akşam toplantı yapan
İstanbul Barosu, dün bir bildiri yayınlayarak aralarında
muvazzaf subayların da olduğu 163 sanığın tutuklanması ve
Odatv baskını ile
gözaltıları eleştirdi.
BİLDİRİDE HÜKÜMETİ DE SUÇLADILAR
“Hukuka ve ülkeye Balyoz” başlığıyla yapılan bildiride, Özel Yetkili İstanbul 10. Ağır
Ceza Mahkemesi “keyfi davranmakla” suçlandı. Açıklamada, demokratik bir hukuk devletinde kimsenin sorumsuz olmadığı ifade edildi. Hükümeti yargıyı ele geçirmekli suçlayan baro,
HSYK,
Yargıtay ve Danıştay'ın yapısı değiştirilmiş ve yürütmeye bağlı bir yargı sistemi oluşturulduğunu öne sürdü.
Tutuklamalara ‘
terör' iddiası!..
• Aslolan tutuksuz
yargılanma olduğu gibi tutuklamada zorunluluk ve somut gerekçe bulunması şarttır. Tutuklama, savcı ve hakimlere verilmiş, içeriğini istedikleri gibi doldurup kullanacakları bir açık çek değildir.
• Gölcük'te bulunan
delillerin üretilmiş bir delil olup olmadığı ciddi kuşkusu ortada iken, tutuklama için kuvvetli suç şüphesinin bulunduğunu ileri sürmek ve kaçma ya da delilleri karartma şüphesini gösteren somut olguların varlığı ve bunun somut gerekçelerine dayanmak inandırıcı değildir.
• Tüm belgelerin toplandığı, sanıkların duruşmalara geldiği bir ortamda tutuklama gerekçelerinin tutarsızlığı kendini açıkça ortaya koymaktadır.
• Hukuka uygun olmayan, somut gerekçelere dayanmayan kamu vicdanını tatmin etmeyen tutuklamalar, tutukluları tutsak alma haline dönüştürmekte, tüm
toplum yaratılan bu korku ve kaygı ortamı ile
esir alınmaktadır.
• Ülkede tam bir gözaltı ve tutuklama terörü estirilerek korku toplumu yaratılmaktadır.
• Davadaki belgelerin çelişkilerini ortaya koyan eleştirel yayınları ile bilinen Odatv'ye karşı gerçekleştirilen
arama ve gözaltı kararları bir tesadüf olarak görülemez. Bu yolla
muhalif kişi ve kurumlar büyük bir baskı altına alınmaktadır.
• Gerçekten
savunmaları önyargısız bir biçimde dinleyecek ve değerlendirecek, gerektiğinde savunmanın taleplerine uygun kararlar verebilecek bir yargı bulunmadığında, savunma yapmanın da bir anlamı ve önemi kalmamaktadır.
• Türkiye'nin en önemli hukuk kurumu olan İstanbul Barosu'nun yaşanan hukuksuzluklara karşı
seyirci kalmasının düşünülemez.
• Tüm kuruluşları hukuku savunmaya çağırıyoruz.
Kocasakal beni tehdit etti
• İstanbul Barosu Başkanı
Ümit Kocasakal'ın Ergenekon,
Kafes ve
Balyoz davası sanıklarını eleştiren
Hukukçular Derneği Başkanı avukat Cahit Özkan'ı tehdit ettiği öne sürüldü. Özkan, geçen Aralık'ta Kocasakal ile televizyon programına katıldığını belirterek şunları söyledi: “Orada görüşlerimi anlattım. Daha sonra İstanbul Barosu'nda bir toplantımız vardı. Orada çeşitli konular gündeme geldi. Şakalaştık, gülüştük, zaman zaman da tartıştık. Konu televizyon programlarına gelince Başkan, ‘Yargıyı etkilemekten
disipline sevk edecektim ama yapmadım' dedi. Bunu tehdit olarak algılıyorum. Disiplin kurulunda
yargıç da onlar savcı da onlar... Orada ceza alırsam ilerde baro yönetimde yer almak konusunda ciddi sıkıntı oluşur.”
DARBECİ SIFATINI HAK EDİYOR
Özkan, İstanbul Barosu'nun bildirisini de değerlendirerek şöyle dedi: “İstanbul Barosu'nun durduğu nokta belli. Şaşırtıcı bir açıklama yapmamış. ‘Darbeci Baro' olarak nitelendirilmesine neden olan olaylar zincirinin maalesef bir halkasını görüyoruz. Şu anda İstanbul Barosu maalesef
darbe iddialarıyla ilgili soruşturmaları sulandırma, yargıyı etkilemek, yargıyı saptırma amacından başka amacı yok. Bu ithamları yargıya yaparken dosyadan haberi olmadan nasıl yapıyor? Benim de müvekillerim
mağdur oluyor. Bununla ilgili açıklama yapmış mı? İstanbul Barosu bu sorunun gerisine çekilmelidir.
Cumhuriyet Savcıları böyle davranışlar sürerse baroyla ilgili harekete geçecektir. Baro kendisini muhalif çevrelerin susturmaya çalıştığını söylüyor. Böyle açıklamalar yaparak, üstüne tepki çekip ‘Beni susturmak isityorlar' mı demek istiyor. Baro gözaltı kararını taktir edemez, bunu ilgili
savcılık ve
mahkeme taktir eder.”