Sadece bir şüphe değildi tabii akla gelen. Zira
Türkiye tarihi
Sabri Yirmibeşoğlu'nun itirafına benzeyen olaylarla doluydu. Bir çok ilimizde
Camii bombalamak değil bombalandığını söylemek bile olay çıkmasına yetmişti.
İlk "Cami provokasyonu, 1980'de yaşandı ve o olayda 57 insanımız hayatını kaybetti.
Çorum'daki olaylarda,
Alevi-
Sünni kavgası çıkarmak isteyen derin yapı "Solcular, Aleviler cami bombaladı..." yalanını Çorum'da halkı galeyena getirmek için kullanmıştı. O, yalan 57 insanın canına mal oldu.
Çorum Olayları, 12
Eylül darbesine de gerekçe yapıldı. Halkın değerlerinin, halkı galeyana getirmek için kullanıldığı olaylar yakın tarihimizde de yaşandı.
2005 yılında Trabzon'da meydana gelen
linç girişimi hala hafızalarda... O gün bir grup TAYAD'lı, F Tipi Cezaevleri'ni
protesto eylemi yaptı.
Trabzon'u karıştıran olayın ardında, kulaktan kulağa yayılan "PKK'lılar
bayrak yaktı", "PKK'lılar cami yaktı" söylentisinin olduğu, sonradan anlaşıldı. Trabzon'daki provokasyondan bir yıl sonra, bu kez de Erzincan'da benzer bir oyun sahneleniyordu. Şehirdeki
tansiyon 15 kişilik bir grubun Erzincan'da cezaevlerindeki tecridi protesto eylemi ile başladı. Olaylar büyüdü, vatandaşlar ve göstericiler birbirlerine girdi.
İnternet üzerinden "Aleviler camiyi ateşe verdi" yalanı, şehre bir fısıltı halinde yayıldı. Birkaç saat içinde 4 bin kişi
Cumhuriyet Meydanı'nda toplanmıştı bile. Kanaat önderleri halkı zor yatıştırdı. Ve Türkiye, değerleri üzerinden plan yapanların son oyununu
Balyoz'da gördü. Darbeye zemin hazırlamak için
hedef seçilen, İstanbul'un Fatih ve
Beyazıt Camileri idi. Balyoz halka inmedi, kanlı plan da bu sefer kağıt üzerinde kaldı.