Çanlar Paksüt için çalıyor
Ankara kulislerinin en hararetli
tartışma konularından birisi
Anayasa Mahkemesi (AYM)
Başkanvekili Osman Paksüt'ün takınacağı tavır.
Malum AYM geçtiğimiz hafta kendisiyle ilgili hukuki sürecin başladığını açıkladı.
Kısa bir
özet yapmak gerekirse:
Ergenekon Soruşturması'nı yürüten
İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi AYM Başkanvekili Osman Paksüt'ün eşi Ferda Paksüt ile ilgili dinleme kararı aldırmıştı. Gerekçesi de ETÖ üyesi olduğu iddia edilen şahıslarla olan temasıydı.
Fakat Osman Paksüt'ün eşine ait telefonu kullanması, zaman zaman da eşinin konuşmalarına müdahil olması sebebiyle dinlemeye takılmış oldu. Yani Osman Paksüt'ün iddia ettiği gibi 'sinsice, kalleşçe' bir dinleme söz konusu değil.
Savcılık, usule uygun olarak Osman Paksüt'ü ilgilendiren bölümleri ayırarak 15
Ekim 2008'de AYM'ye gönderdi. Fakat o dönemde
iddianame yazılmadığı, Ferda Paksüt'ün de konumu belli olmadığı için gelen dinleme kayıtları işleme konmamıştı. Yüksek
mahkeme geçtiğimiz hafta konuyla ilgili hukuki sürecin başladığını açıkladı.
Mahkemenin bir üyesi iddiaları inceliyor. Hazırladığı
rapor daha sonra genel kurula gelecek. Bu aşamada '
soruşturma komisyonu' yetkisine sahip yeni bir komisyon da kurulabilir. Çalışmalar sonucunda suçun mahiyetine göre, görevi ile ilgiliyse Yüce Divan'da değilse Yargıtay'da yargılama yolu açılabilir.
Fakat burada asıl nokta işin
teknik boyutundan çok yaşanan skandalın
psikolojik etkisi. Her şeyden önce şunu ifade etmek lazım; yaşanan tam anlamıyla bir skandal. Ülkenin kaderini yakından etkileyecek bir
dava görülüyor, mahkemenin başkan vekili başka bir davanın sanıklarıyla görüşüyor, eşi sürmekte olan davayla ilgili bilgileri sızdırıyor. Hatta yönlendirme yapıyor, fikir veriyor, haber yaptırıyor. Mahkeme üyeleriyle ilgili ithamlarda bulunuyor. Özellikle Serruh Kaleli hakkında telefonda yaptığı 'dedikodu'nun elle tutulur bir tarafı yok. Böyle bir itham tamiri güç yıkımlara yol açar, Kaleli'de de açmıştır.
AYM'nin yakın gündeminde birbirinden önemli 19 ayrı dava var. Bundan sonra da yine çok önemli duruşmalar olacak. Ama 'testinin kırıldığını' söylemek abartı olmaz. Ferda Paksüt özelinde yaşanan bu hadiseden sonra mahkemede üyelerin birbirine karşı güvensizlik duyması, şüpheyle bakması kaçınılmaz.
Bundan sonra her duruşmada 'acaba bilgi sızıyor mudur?' endişesi yaşanacak. Ya da Paksüt örneğinden hareketle aldıkları kararın 'inandırıcılığı' konusunda sıkıntı olacak. Özetle Osman- Ferda Paksüt olayı AYM'yi tartışmalı hale getirdi.
Paksüt'e hakkında hukuki işlem başlatılarak en kibar şekliyle '
istifa et' mesajı verilmiş oldu. Mesajı alıp almadığını zaman gösterecek.
ADEM YAVUZ ARSLAN-BUGÜN