Türkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (
TOBB) Başkanı
Rifat Hisarcıklıoğlu, "Artık Türkiye'nin AB üyeliğinin takvimi konuşulmalıdır. Türkiye için tam üyelik dışında alternatifler, sorumlu kişi ve kurumlar tarafından artık konuşulmamalıdır." dedi. Hisarcıklıoğlu, geçmişte verilen sözlerin üye
ülke hükümetleri tarafından bir anlamı olması gerektiğini ifade etti.
Türk-
Alman Ekonomi Kongresi
Grand Cevahir Otel'de başladı. İki gün sürecek kongrenin ilk gün konuklarından biri olan Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada,
Almanya'nın Türkiye'nin toplam ihracatı içindeki payının yüzde 13, toplam ithalatı içindeki payının ise yüzde 12 olduğunu ifade etti. Hisarcıklıoğlu, 2006 yılında 23 milyar dolar olarak gerçekleşen iki ülke arasındaki ticaret hacminin orta vadede 50 milyar dolara ulaşmasını arzu ettiklerini kaydetti.
2006 yılında Türkiye'ye Almanya'dan giren doğrudan
yabancı yatırımların 360 milyon doları aştığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, Almanya'da faaliyet gösteren yaklaşık 70 bin Türk kökenli girişimcinin 30 milyar euronun üzerinde ciroya ulaştığını ve bu girişimcilerin yaklaşık 350 bin kişiye istihdam sağlar duruma geldiğini aktardı. Hisarcıklıoğlu, "Tüm bu gelişmeler sevindirici ancak Türk-Alman ticari ve
ekonomik ilişkilerinde henüz gerçekleştirilememiş büyük bir potansiyel olduğunun da bilincindeyiz." diye konuştu.
Türkiye-AB ilişkilerinin şuanda sıkıntılı bir dönemden geçtiğini ifade eden
Rifat Hisarcıklıoğlu, şöyle konuştu: ''Almanya, AB'nin lider ülkelerinden biridir. Derinleşme yönündeki en kritik dönemde AB'nin dönem başkanlığını Almanya'nın üstlenmiş olması şanstır. Artık Türkiye'nin AB üyeliğinin takvimi konuşulmalıdır. Türkiye için tam üyelik dışında alternatifler, sorumlu kişi ve kurumlar tarafından artık konuşulmamalıdır. Geçmişte verilen sözlerin üye ülke hükümetleri tarafından bir anlamı olmalıdır.''
"TÜRKİYE'Yİ AB'YE GİDEN YOLUNDA DESTEKLEMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Türk-Alman
Sanayi ve
Ticaret Odası(TD-IHK) Başkanı Dr. Rainhardt Freiherr von Leoprechting ise, Türkiye'deki Alman firmalarının veya Alman
sermaye iştirakli Türk şirketlerinin sayısının 2 yıl önce 800 iken, 2006 yılı ortalarında bu sayının yaklaşık 2 bin 400'e çıktığını aktardı. Son yıllarda Almanya'nın Türkiye'ye ihracatı 3 katından fazlasına yükseldiğini dile getiren Leoprechting, Almanya, "Türkiye'nin en büyük alıcısı durumundadır ve daha da öyle kalacak." dedi.
Özellikle Almanya'daki Türk vatandaşlarının entegrasyonu alanında herkesin işin bir ucundan hem de aynı doğrultuda çekilmesi başarılırsa, ilişkilerin daha da derinleştirilebileceğine inandıklarını belirten Leoprechting, şöyle devam etti: ''Bunun ötesinde TD-IHK olarak ayrıca Türkiye'yi AB'ye giden yolunda
desteklemeye çalışıyoruz. Yönetim Kurulu'nun oy birliği ile aldığı bir karar uyarınca, Türkiye'nin AB'ye alınması TD-IHK tüzüğünde
hedef olarak yer alacaktır. Yeni tüzük muhtemelen 4
Ekim 2007 tarihinde oylamaya konacak. Bunun için Berlin'de bir toplantı yapılacaktır.Türkiye Avrupa'ya
demir atmalıdır. Türkiye'nin Avrupa'ya ait olma yönündeki kesin iradesi, devletin kurulmasından bu yana Türk politikasının temel sabitidir. Bu bakımdan, Türkiye'nin bu hedefleri bundan sonrasında da kararlılıkla takip edeceğini umuyorum.''
Almanya'nın
Ankara Büyükelçisi
Eckart Cuntz da konuşmasında Almanya'nın Türkiye'ye AB yolunda destek veridiğini vurguladı. Cuntz, ''Müzakereler, ülkenin istikbali için kapı açacaktır ve bunlar devam edecektir. Portekiz'in başkanlığı altında da bu devam edecektir. Çünkü onlar da üyelik sürecini destekleyeceklerdir.'' dedi.
Cihan