'Oluşturulan algılara bakılınca her taşın altından cemaatin çıktığı anlayış ve algısını besleyen bir atmosferin oluşturulduğu bir gerçektir.' diyen Yeşil, sözlerine şöyle devam etti: 'Camia aslında, 50 yıla yakın bir süreden beri temelinde müspet hareket olan, dolayısıyla da eğitim yoluyla bu ülkeye ciddi katkılarda bulunmak isteyen, toplumsal uzlaşı ve birlikte yaşama kültürüne hizmet etme gayreti üzerine proje üreten bir gönüllüler hareketi dediğimiz bir sivil yapıdır.' 

Yeşil, yapısı itibari ile eğitim, kalkınma ve çeşitli konularda proje üreten bu gönüllüler hareketinin söz konusu projelere destek veren çeşitli kişilerle birlikte yürütüldüğünü vurgulayarak, camianın neden bu kadar dikkatleri üzerine çektiğini açıkladı: 'Camia, bu şekilde geniş konuların yer aldığı bir yelpazeye sahip olunca doğal olarak daha fazla görünür hale geliyor. Bu nedenle bazı kişilerin dikkatini çektiği gibi, bazı kişi veya düşünce kuruluşlarının belki gıpta damarını, belki haset damarlarını tahrik etmiş olabiliyor.' 

'Hizmetin 50 yıllık geçmişi itibariyle çok değişik ithamlara mazur kaldığı hep söylene gelmiştir.' diyen Mustafa Yeşil, 'Bugün hizmetin 20 yıl öncesinde kendisine atılan iftiralar nelerdi deseniz kimsenin zihninde bir şey kalmamıştır. İftirayı atanlarla birlikte hepsi unutulup gitmiştir. Yoksa hizmet bugünlere zaten gelemezdi.' dedi.

Hizmetin paralel devlet olduğu ve devleti ele geçirmeye çalıştığı iddialarına sert çıkan Yeşil, çarpıcı bir noktaya değindi: 'Paralel devlet yapısı veya hizmetin devleti ele geçirdiği meselesi 28 Şubat’ta çok sık dile getirilmiş bir meseledir. Devlet kimindir ki bu halkın  bizzat kendi evladının o devletin kurum ve kuruluşlarında yer alması orayı ele geçirmek manasına geliyor? Kimin devletini kim ele geçiriyor? Devlet halka hizmet eden en organize yapıdır. Dolayısıyla koyduğu imtihan ve bariyerlere göre, o imtihanları geçen bu ülkenin her bir ferdi buralarda görev ve iş yapar.' 

Esas problemin Hizmet Hareketi değil, insanların kamplaştırılması olduğunu söyleyen Yeşil, Hizmetin 28 Şubat sürecinde yaşadığı 9 yıllık mahkeme ve yıpratılmaya çalışma sürecine de değindi: 'Burada esas problem birilerinin aidiyet üzerinden insanları kamplaştırması meselesidir.  Bu iddia 28 Şubat’ta da yapıldı. Bunun yapıldığı dönemde Hizmet bundan dolayı tam 9 yıl mahkeme edildi. Hizmetin iki vakfı çeşitli iddialar ile kapatılmaya çalışıldı. Fakat biz bu süreçte hiç tanımadığımız insanlardan destek gördük. 28 Şubat döneminde devletin içine çöreklenmiş, ülke lehine olacak bütün faaliyetlerden rahatsız olan, ülkenin ikbali adına hesapları hep kendi şahsi dünyaları olan bir grup çeteye, devletini ve milletini seven ve bizim büyük bir kısmını da tanımadığımız kişiler fırsat tanımadılar.'