Onun inancı, fikri, ideolojisi, tarafı yoktur.
Onu harekete geçiren yegane güç hep
kişisel çıkarları olmuştur.
Alacağı paranın, vuracağı vurgunun, muhteris tatminlerin peşindedir.
Bin bir tane yüzü vardır.
Bazen bir yardımsever doktor kartvizitiyle çıkar karşına..
Bazen ateşli bir gazeteci kimliğiyle..
Bazen de sıradan bir vatandaş görünümünde.
Bugün elde
bayrak milliyetçilerle beraber
“kahrolsun emperyalizm” diye bağırır.
Yarın sosyalistlerin yanında, şovenizme saldırır.
Bir gün mini etek giyip, amansız bir
türban karşıtı kesilir.
Öbür gün çarşafa bürünmüş, radikal bir
açık düşmanı olabilir.
Yanılıp, dinlesen,
100 Türk büyüğünden biri sanırsın.
Bir başka gün bölücü eylemlerde slogan atarken görürsün.
Çalışma alanı genelde kalabalık ortamlardır.
Bazen de kuytularda
görünmez adam halini alır.
Derinlerden aldığı emirlerin harfiyyen uygulayıcısıdır.
Görevi, uçları sivriltmek, yanları bilemektir.
Sivri uçlar batar, bilenen yanlar keser.
İnsanların canı acır, insanların canı yanar.
İnsanlar ölür, insanlar ağlar.
Toplumun matem günleri, onun en mutlu zaman dilimleridir.
Ortam
yangın yerine dönmüşken, o dostlarıyla eğlenir.
Kışkırttığı kitleleri
varlıkları lüzumsuz zavallılar olarak görür.
Yaşamak -ona göre- kendisinin ve gücü elinde bulunduranların hakkıdır!
Çünkü bu dünya, güçlülerin dünyasıdır.
Farklı türleri, farklı boyutları vardır.
Kiminin çapı bir mahalle kadarsa, bazıları dünya hinterlandında çalışır.
Çoğu birbirini hiç bilmez, hiç tanımaz.
Ama aralarında anlaşılması, bulunması, ispatlanması güç bir bağ vardır.
Ve pek çok zaman, karanlığı yöneten el hep aynıdır.
Aydınlıktan hiç haz etmez.
Çünkü ortam ışıdıkça
gizlenmek de zorlaşır.
O yüzden aydınlığa karşı bitmek bilmez bir kini vardır.
Bugün yeryüzüne kötülük hakimse, onun bunda büyük payı vardır.
Ve bir gün yeryüzü aydınlandığında, o kendi karanlığında kaybolacaktır.