Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Avukatı Orhan Erdemli, Sözcü gazetesinde 27 Kasım 2013 tarihinde yayınlanan “O kaseti gördüm!” başlıklı yazısını tekzip etti.
Emin Çölaşan tarafından kaleme alınan yazısını tekzip için Beyoğlu 57. Noterliği aracılığı ile düzeltme ve cevap metni talep eden Avukat Erdemli ”Müvekkilim Muhterem Fethullah Gülen'e yönelik ortaya atılan iddialar tamamen gerçeğe aykırı olup, şeref ve haysiyeti ihlâl edici niteliktedir.” açıklamasında bulundu.
Avukat Orhan Erdemli, söz konusu yazıda, “Tayyip takımıyla Fetullah takımı arasında dershane kavgasının olanca hızıyla sürdüğü, bundan sonra bel altı vuruşların beklendiği, cemaatin Erdoğan ve yakın çevresini ilgilendiren görüntü ve kayıtları hazırlamaya başladığı, gazeteye birkaç gün önce postayla bir kaset geldiği, bu kasette çok önemli birinin en yakınının yatak sahnelerinin bulunduğu” şeklinde spekülatif iddialarla müvekkilim töhmet altına bırakılmaya çalışılmıştır.” ifadelerini kullandı.
Erdemli söz konusu talep metninde şu ifadeleri kullandı: "Bütün kamuoyunun bildiği üzere Sayın Fethullah Gülen'in kanun ve meşruiyet dışına çıkan, insanları hedef alan, onları itibarsızlaştırmaya, karalamaya, yok etmeye çalışan herhangi bir düşünce ve faaliyet içinde olması, bu tür hareketleri desteklemesi, onaylaması mümkün değildir. Müvekkilim her işi Allah'a ve peygambere bağlamak, hakkın müdafaası çizgisinden ayrılmamak, lazım geldiğini her zaman dile getirmiştir. Her mü'min bu mülahazaya bağlı, olarak, Kitap ve Sünnet çerçevesinde yapması gerekli olan şeyleri yapmalıdır. Bu arada üslupta kusur etmemeli; kin, garaz, nefretle hareket etmemelidir. Mümin doğru istikâmetinde sâbit-kadem olmalı; dimdik durmalıdır. Önemli olan mesele, Allah ne demişse onu yapmak ve engellemeye çalışan kim olursa olsun, onları görmezden gelmektir."
Erdemli, “Sayın Gülen'in yetmiş beş yıllık ömrüne, çalışmaları, eserleri ve yaşantısına bakıldığında; O'nun kişilerle, kuruluşlarla, günlük politik hesaplarla değil; fikirler âlemiyle, ulvi değerlerle alakadar olduğu görülür. İkbal, şöhret, makam ve mevkiye değil; Allah rızasına talip olduğu görülür. Her kesimi kucaklayacak, kin ve nefrete bütünüyle kapalı, yaşatma idealine odaklandığı görülür” açıklamasını yaptı. “Müvekkilimin inançları ve bütün ömrü boyunca davranışları bu yönde olmasına rağmen, böyle son derece çirkin bir iddiayla müvekkilim arasında bağlantı kurulması, hem büyük bir iftiradır, hem de hiçbir ahlak anlayışıyla bağdaşmayan insafsızca bir tutumdur. Müvekkilim insanlar hakkında cd'ler, kasetler hazırlamanın, haysiyet, şeref, namus ve iffetiyle alakalı bazı şeyleri teşhir etmek suretiyle onları yıkmanın, devirmenin bir mü'minin yapmaması gerekli olan şeylerden olduğunu ve caiz olmadığını açıkça ifade etmiştir." diye konuştu.
Müvekkilinin, bugüne kadar birçok defa sivil ve asker devlet ricaline yönelik çirkin davranışları her zaman kınadığını ve bunları “tasvip etmediğini, çok çirkin, pek kaba ve edepsizce davranışlar olarak kabul ettiğini, yapılan saldırıları çok alçaltıcı, onur kırıcı bulduğunu” açıkladığını aktardı. Erdemli, Hocaefendi'nin bu konuda şu açıklamaları olduğunu söyledi: “İslam'da insanların ayıplarını fâş etme diye bir vazife yoktur. Mehâsin-i ahlak kuralları içinde başkalarının kusurlarını araştırma, onları deşifre etme ve mahcup düşürme şeklinde bir madde yer almamaktadır. Aksine, hata ve kusur avcılığı yapmak, günahları açığa vurmak ve insanları tahkir etmek dinimizde ahlaksızlık sayılmıştır. İnsan, gözüne bir çirkinlik iliştiği zaman, tecessüs, teşhis ve tesbit peşine düşmeden, hemen sırtını dönüp oradan uzaklaşmalı; Allahım günahkâr kullarını hidayete erdir, beni de affet!.., demeli ve gördüğünü de unutmalıdır.”
Son olarak, her seçim döneminin yaklaşmasıyla, geçmişte olduğu gibi bugün de müvekkilim aleyhinde karalama kampanyaları yürütüldüğü, çirkin senaryolarla siyasi hesapların, polemiklerin içine çekilmeye ve kavgalara taraf hale getirilmeye çalışıldığı müşahede edilmektedir diyen Erdemli, “Ancak bu taktikler tutmayacak; Sayın Gülen bu polemiklere taraf olmayacak, kavga ve kaos isteyenlere prim vermeyecek; her zaman olduğu gibi sağduyulu, basiretli çizgisini devam ettirecektir. Onlarca yıldır yaptığı gibi, linç faaliyetleri karşısında sadece adli makamlar nezdinde hukuki haklarını arayacaktır.” dedi.