Hocaefendi'nin avukatından gizli yürütülen operasyona karşı adım

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin avukatı Nurullah Albayrak, Ankara Savcısı Serdar Coşkun’un, gizli yürüttüğü soruşturma kapsamındaki skandal fişleme talimatlarını geri almasını istedi.

Hocaefendi'nin avukatından gizli yürütülen operasyona karşı adım

Albayrak, savcılığa sunduğu dilekçede, kendilerine defaatle Hocaefendi hakkında soruşturma olmadığı bilgisinin verildiğini hatırlattı. Ardından UYAP’a girilmeden soruşturma yürütmenin AİHS, Anayasa ve CMK’ya aykırı olduğunu belirtti.

Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Meclis Genel Kurulu’na İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın cevaplaması için verdiği soru önergesinde Hizmet Hareketi’ni bitirme eylem planını deşifre etmişti. Hemen ardından Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu SavcıSerdar Coşkun’un, eylem planında yer aldığı şekilde Emniyet Genel Müdürlüğü’ne skandal bir yazı gönderdiği ortaya çıkmıştı. Talimatta, Fethullah Gülen Hocaefendi, bir örgütün başı gibi gösterilerek Türkiye’nin tamamını fişlemeye yol açacak bir skandala imza atılmıştı.

Bu gelişmeler üzerine Hocaefendi’nin avukatı Nurullah Albayrak, Savcı Coşkun’un gizli yürüttüğü soruşturma kapsamındaki fişleme talimatlarını geri almasını istedi. Albayrak’ın savcılığa yazdığı talep yazısında Hocaefendi hakkında bir soruşturma varsa bildirilmesinin defalarca istendiği vurgulandı. Ancak savcılıktan her defasında olumsuz cevap alındığı belirtilerek, gizli yürütülen bir soruşturma dosyasından Emniyet’e yazılan bir talimatın medyaya yansıması üzerine haberdar olunduğu kaydedildi. Yazıda, “Dosyadan evrak almak bir tarafa ısrarla sorulmasına rağmen dosya hakkında bilgi verilmemiş olması hukuken kabul edilemez bir davranıştır.” denildi.

Masumiyet karinesine dikkat çekilen talep yazısında, bir suç ile itham edilen herkesin, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılması gerektiği hatırlatıldı. Ayrıca ceza sorumluluğunun şahsîliğine dikkat çekilerek hiç kimsenin bir başkasının fiiliyle suçlu sayılamayacağının altı çizildi. Skandal talebe bakıldığında ise yoğun şikâyet ve ihbarlar üzerine soruşturma başlatıldığının görüldüğü kaydedildi. Türkiye’nin 81 ilinde ve dünyanın 165 ülkesinde yürüttüğü eğitim faaliyetleri ile bütün kamuoyu tarafından bilinen Camia’yla uzaktan yakından bağlantısı olan herkes potansiyel suçlu kabul edilerek, bugüne kadar örneğine rastlanılmamış bir şekilde devletin bütün birimlerinin soruşturma yapmasının istendiğinin altı çizildi. Bu tür bir soruşturmaya hangi ihbar ve şikâyetin sebebiyet vermiş olabileceği sorularak, “Başbakan hakkında çok sayıda şikâyet olduğuna göre aynı şekilde Başbakan hakkında da işlem yapılacak mıdır?” ifadesi kullanıldı.

İŞTE HUKUKA AYKIRILIKLAR

Dilekçede, gizli yürütülen soruşturmadaki hukuka aykırılıklar şöyle sıralandı:

Meydanlarda söylenilen sözlere ya da mesnetsiz ve delilsiz ihbar mektuplarına dayanılarak insanların silahlı bir terör örgütü olarak gösterilmesi ve bu doğrultuda araştırma yapılmasının istenmesi kabul edilemez.

Meydanlarda mesnetsiz bir şekilde söylenilen ‘paralel yapı’nın var olduğunun ve bir örgütsel yapılanma olduğunun kabulü ile, kimlerden oluştuğu, amaçları, örgütlenme şekli, insan ve ekonomik kaynakları, disiplini sağlama şekli, bağlantıları, kimin adına hareket ettikleri, ellerindeki gücün büyüklüğü şeklinde bir araştırma yapılmasının istenmesi kabul edilemez.

Haklarında hiçbir soruşturma ya da kovuşturma olmayan kişi, şirket, vakıf ve derneklerin örgütsel bir faaliyet içerisindeymiş gibi gösterilerek bir araştırma yapılmasının istenmesi kabul edilemez.

Ekonomik gücün varlığının tek başına bir suç olarak kabul edilmesi suretiyle bir araştırma yapılmasının istenmesi kabul edilemez.

Hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmadığı anlaşılan tehdit, cebir, şantaj, komplo, tuzak, şiddet yöntemleri kullanılmak suretiyle yapıldığı iddia edilen yargısal faaliyetler bir suç olarak kabul edilerek bir araştırma yapılmasının istenmesi kabul edilemez.

Hiçbir bilgi olmaksızın neredeyse TCK’da yer alan tüm suçlar sayılmak suretiyle Camia mensubu ya da irtibatlı  kişilerin tüm faaliyetlerinin irdelenmesinin istenmesi hukuken ve vicdanen kabul edilemez.

CMK’nın yetki ile ilgili amir hükmü yok sayılarak Türkiye’nin her ilinin ve yurtdışını kapsayacak şekilde araştırma yapılmasının istenmesi kabul edilemez.” denilerek skandal yazının geri alınması talep edildi.ZAMAN
<< Önceki Haber Hocaefendi'nin avukatından gizli yürütülen operasyona... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER