49 polis, dört günlük yasal gözaltı süresi dolduğu halde zorla adliyede alıkonuldu. Serbest bırakılmayan polisler nezarethaneye kilitlendi, avukatlarla görüşmeleri engellendi. Savcılar, işlendiği iddia edilen suçların delillerini sunamadı. Sorgular bu yüzden uzadı. Bir MİT mensubunun silahı ile mahkeme salonu ve hakimin odasında olduğu ileri sürüldü.
Eski Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı: İlk defa böyle büyük bir skandal görüyorum. Burada gözaltı süresi doldu. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 91. maddesine göre 24 saat olan esas gözaltı süresi, burada sanık sayısının çokluğu sebebi ile dört güne kadar uzatılmış. Gözaltı süresi bittiği anda artık sulh ceza hakiminin karşısında olmak zorunda. Bu süreç devam ettiği için ya tutuklama kararı verecek ya adli kontrolle tutuklama kararı verecek ya da tamamen şartsız bir şekilde serbest bırakma kararı verecek. Süreç dolmasına rağmen kişiler hâlâ hakimin karşısına çıkarılamamış durumda. Etrafı Çevik Kuvvet’le çevrilmiş, hürriyetleri kısıtlanmış durumda. Burada çok açık suç işleniyor artık.
Bağımsız İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay: Ciddi bir hukuk garabeti var ortada. Gözaltı süresi sona erdi. Talimat alınmışsa bazı yargıçlar yeni gözaltılar verebilirler ama bu dosyadan bir şey çıkmaz. Bu Türkiye hukuk ve siyaset tarihine bir ayıp olarak geçecek. Gelecekte sorumlularının yüzünü kızartacak bir operasyondur. Bütün bu hukuksuzluklar bir suçluluk telaşını göstermek bakımından şimdiye kadar uyanmamış çevrelerin uyanmasına umuyorum ki vesile oluyor.
Hukukçu-yazar İrfan Sönmez: Yargı adalet için vardır. Kamu düzenini sağlamak için vardır. Yargı şayet siyasallaştırılır, siyasi iktidarın elinde bir intikam aracı haline dönüşürse adaletin temin edilmesi, toplumda huzur ve sükunetin temin edilmesi mümkün olmayacak bir hale gelir. Yasalarımıza göre sorgusu biten kişilerin en kısa zamanda en yakın savcılığa mahkemeye intikal ettirilmesi şarttır. O kelepçeler niçin takıldıysa geceleyin sahur vaktinde o operasyon niçin yapıldıysa bugün de geciktirilmesinin nedeni odur. Delil bulamamışlardır. Bu insanları toplum nezdinde mahkum edecek karine temin edememişlerdir. Öyleyse bu şekilde bir algı oluşturalım demişlerdir.
Avukat Celal Ülgen: Ben yargıç olsam gözaltı süresi dolduğu için ifadelerini almam ve serbest bırakırım. Bu uygulamayı geçmişte yapan yargıçlar vardı ama başlarına gelmedik kalmadı. Eğer gerçekten yargıçsanız, emirle iş yapmayan bir yargıçsanız serbest bırakmalısınız. Avukatları dışarı çıkararak duruşma görülmez. Böyle bir şey olmaz. Böyle bir şeye hukuki kılıf giydirilemez. Doğru olan, tutanakla durumun tespit edilmesidir. Ben olsam zorla dışarı çıkmaya çalışırdım ama legal yollardan konuyu Anayasa Mahkemesi’ne, AİHM’ye taşısınlar. Tabii önce iç hukuk yollarını tüketsinler.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi: Gözaltı işlemi kişi özgürlüğünü kısıtlayan en ağır tedbirlerden biri olması nedeniyle mutlak olarak riayet edilmesi gereken bir süredir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5’inci maddesi de özgürlüğü kısıtlanan kişinin ‘derhal’ hakim önüne çıkarılmasını düzenlediğinden bu hak bu şekilde kesin ifadeyle güvence altına alınmıştır. Bu nedenle şüpheli polis görevlilerinin yasanın öngördüğü sürede hakim önüne çıkarılmaması bir temel insan hakkı ihlali olup derhal son verilmelidir. Bu uygulamayı hukuka aykırı buluyorum.