Tanış, Amerika'lı yetkililerin Eylül'de New York'ta gerçekleşen temaslardan beri Türkiye'nin görüşmelerde Fethullah Gülen Hocaefendi'nin iadesi konusunu konuşmadığını yazdı.
Hükümetin iç politikaya dönük söylemlerinin aksine Fethullah Gülen Hocaefendi'nin iadesiyle ilgili olarak ABD tarafıyla yapılan görüşmelerde konunun gündeme getirilmediğini teyit ettiğinin altını çizen Tanış, Hükümet'in bu konuyu 7 Haziran'daki seçimlerde malzeme olarak kullanılacağını dile getirdi. İşte Tanış'ın bugünkü yazısı..
Paris'teki saldırıdan sonra 18 Şubat'ta Washington'da şiddet içeren aşırılıkla mücadele (CRV) konusunda bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı. Yönetim, ülkelere daha davetiyeleri göndermedi. Ama bakan seviyesinde olacak konferans. Ve muhtemelen de İçişleri Bakanları davet edilecek.
Efkan Ala Washington'a geldiğinde Fethullah Gülen konusunu açmaması beklenemez elbette. Ama başka bir ilginç ayrıntı. Amerikalılar, Eylül'de Birleşmiş Milletler toplantıları sırasında New York'ta gerçekleşen temaslardan beri Türklerin görüşmelerde Gülen'in iadesi konusunu gündeme getirmediklerini söylüyor. Mesela ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın kasımda İstanbul'da Erdoğan'la yaptığı toplantının görüşme notunda da Gülen konusunun yer almadığını teyit ettim.
SEÇİM
Peki o zaman nedir bu? Hükümet için 7 Haziran'daki seçime malzeme mi? Amerikalılar, Türkler gündeme getirmediğinden bu konunun görünürde ikili ilişkilere bir yansıması olmadığını söylüyorlar. Ama bir yandan da tıpkı 90'ların sonunda PKK konusunda yaşanan tartışmadaki gibi Amerika'nın Gülen yüzünden Türk kamuoyunda komplo teorilerine malzeme olacağını da şimdiden öngörebiliyorlar. O dönem önde gelen bir Türk gazetesinin attığı bir manşet Yönetim'in halen hafızasında mesele. "İşte kanıtı" lafının altında PKK'nın Amerikan silahı kullandığını gösteren bir fotoğraf. Önümüzdeki süreçte Gülen için de benzer suçlamalara maruz kalacaklarını düşünüyorlar. Ama işin çarpıcı boyutu Türk Hükümeti'nin aksine Gülen Hareketi'ni bir "terör örgütü" olarak kabul etmediklerini de yine büyük bir açıklıkla dile getiriyorlar. Bunu ilk kez, hafta içi yapılan bir toplantıda eski büyükelçi Frank Ricciardone söylemişti. Aynen tekrarlıyorlar.