Cadı avı imamlara sıçradı. Antal-ya’da müftülük, aynı kişinin dilekçesiyle 5 imam hakkında ‘Cemaat’i övmek ve Başbakan ile hükümet aleyhinde çalışma yapmak’tan soruşturma açtı. Bir imam, hutbede kendisine verilen metin yerine Asr Sûresi’nin tefsirini okuduğu için köy camisine sürgün edildi. Savunma talep yazılarındaki ifadelerin 28 Şubat iddianameleriyle benzerliği dikkat çekti.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından başlayan masum insanları fişleme, yaftalama ve terörist muamelesine tabi tutma uygulamasına bu kez din görevlileri maruz kaldı. Antalya’da müftülük, halkın sevdiği bir imamın camide yaptığı duaların yanlış anlaşılmasını ve cuma günü kendisine verilen hutbe yerine Asr Sûresi’nin tefsirini okumasını suç sayarak imam hakkında soruşturma açtı. Aynı ilçede 18 yıldır görev yapan imam, başka bir ilçede köy camisine sürgün edildi. Şehrin farklı noktalarındaki 5 caminin imamına aynı içerikte savunma talep yazıları gönderildi. Muratpaşa İlçe Müftüsü Celil Karaca’nın imzasını taşıyan yazılarda “Fethullahçı diye isimlendirilen bir cemaati övmek, Başbakan ve hükümetin aleyhinde çalışmalar yapmak” iddialarına yer verildi. Soruşturmaya maruz kalan imamlar, farklı camilerdeki 5 görevli hakkında aynı şahıs tarafından şikâyet dilekçesi hazırlanmasını ‘takip ve fişleme’ olarak değerlendirdi. Antalya Müftüsü Osman Artan, siyasî sebeplerle herkesin birbirinden şikâyetçi olduğuna dikkat çekti, “Şikâyetler var, dilekçeler var. Doğru mu, yanlış mı bilemiyoruz. Biz de murakıp tayin ettik.” dedi.
17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sürecinden sonra kamuda başlayan ‘cadı avı’ Diyanet’e sıçradı. Hizmet Hareketi’ne gönül verdiği iddiası ile fişlenen imamlar, şehir merkezinden köylere gönderiliyor. 28 Şubat dönemini hatırlatan uygulamalardan biri Antalya’da yaşandı. İl Müftüsü Osman Artan ve Muratpaşa Müftüsü Celil Karaca’nın imzalarını taşıyan yazıyla 5 cami imamı hakkında soruşturma başlatıldı. Aynı ilçede 18 yıl boyunca görev yapan bir imam da camide yaptığı dualar ile cuma namazında kendisine verilen hutbe metnini değil Asr Sûresi’nin tefsirini okuduğu için köy camisine gönderildi. Sürgün edilen imam, yaptığı savunmada, hiçbir siyasi ifadeye yer vermediğine dikkat çekerek, bazı vatandaşların anlamını bilmediği duaları olumsuz bir şekilde yorumladığını ve art niyetli olarak kullandığını dile getirdi. Cuma hutbesinin konusuna riayet etmemesiyle ilgili de, hutbede Kur’an’a, sünnete ve dini kaidelere aykırı herhangi bir ifade kullanmadığını vurguladı.
Şehrin farklı noktalarındaki camilerde görev yapan imamlara gönderilen savunma talebi yazılarının içeriği, şikâyet şekli ve imamlar hakkındaki iddialar birebir aynı: “‘Fethullahçı’ diye isimlendirilen bir cemaati övdüğünüz, cumhurbaşkanlığı seçimleri dolayısıyla Başbakan ve hükümet aleyhinde siyasi çalışmalar yaptığınız ilgili yazı ekindeki şikâyet dilekçesinde iddia edilmektedir.” Din adamları, farklı camilerde görev yapan 5 kişi hakkında aynı şahıs tarafından şikâyet dilekçesi hazırlanmasını “takip ve fişleme” olarak değerlendiriyor.
Antalya Müftüsü Osman Artan ise imamlara yönelik soruşturmaları ‘kanuna uygun’ olarak savundu. Şikâyetlerde yer alan iddiaların doğruluğunu yanlışlığını anlamak için bir muhakkik görevlendirdiklerini, muhakkikler vasıtasıyla konuyu soruşturduklarını söyledi. Siyasi nedenlerden dolayı herkesin birbirinden şikâyetçi olduğuna dikkat çeken Artan, “Şikâyetler var, dilekçeler var. Doğru mudur yanlış mıdır bilemiyoruz. Biz de murakıp tayin ettik. Biz idareciler olarak günaha girmeden kimseyi de haksızlığa meydan vermeden araştırmak durumundayız.” diye konuştu.
Zaman
