Hükümetin yapmak istediği olay aslında budur!

Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu, HSYK'da yapılan değişikliğin neler içerdiğini sade bir anlatımla köşesine taşıdı.

Hükümetin yapmak istediği olay aslında budur!

HSYK ile ilgili ustaca hazırlanmış düzenlemeyi anlatan Abdulkadiroğlu, kurulun hakim ve savcılar üzerinde etkisi olmayan bir konuma getirildiğini ortaya koydu. 

HSYK üyeleriyle ilgili "disiplin soruşturmaları" konusuna da dikkat çeken Abdulkadiroğlu; "Diğer taraftan kurul üyeleri hakkında disiplin soruşturması yapma yetkisi de HSYK Genel Kurulu’ndan alınıp Bakan’a veriliyor. Başbakan Erdoğan’ın “elimde yetki olsa HSYK üyelerini ben yargılarım” sözü böylece hayata geçirilebilir."dedi. HSYK'nın tamamen etkisiz hale getirildiğine vurgu yapan Abdulkadiroğlu; “bu düzenlemeden sonra HSYK’nın varlığının hiç önemi kalmayacak. HSYK’nın yaptığı işleri Adalet Bakanı eliyle bizzat hükümet yapacak" ifadelerini kullandı.


Mesele budur kararı siz verin

Bu aralar o kadar çok anayasa ve kanun maddesi ortada dolaşıyor ki; yapılmak istenen düzenlemeler madde numaralarıyla izah edilmeye çalışılınca mesele net olarak anlaşılamayabiliyor. 

Gelin kanun maddelerinden bahsetmeden ne yapılmak istendiğini olabildiğince sade bir şekilde anlatalım. 

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yeniden düzenlenmek isteniyor. 

Peki bu nasıl bir düzenleme ? 

Düzenlemenin yargı bağımsızlığını ortadan kaldıracağı, hakimleri ve savcıları kısacası topyekün yargıyı hükümetin kontrolüne vereceği iddia ediliyor. 

Bu doğru mu ? 

Anlatalım siz karar verin. 

HSYK’nın üç dairesi var. Bu dairelerin de 7’şer üyesi bulunur. 

Hakim ve savcıların atama ve nakilleriyle ilgili konulara birinci daire bakar. En önemli daire de burasıdır. 

Disiplinle ilgili konulara ikinci daire bakar. 

İdari işler ve şikayetlerle ilgili konulara üçüncü daire bakar. 

Mevcut sistemde bu dairelerde kimlerin bulunacağını, daire başkanlarının kimler olacağını belirleme yetkisi HSYK Genel Kurul’una ait. 

Yeni düzenlemeye göre bu yetki Adalet Bakanına veriliyor. 

Hangi dairede kimin görev yapacağı, hangi dairenin kaç kişiden oluşacağı ve hangi dairenin hangi işlere bakacağına Adalet Bakanı karar verecek. 

Dairelerin başkanları Bakan’ın gösterdiği 2 adaydan biri olacak. Yani iki adayı da bakan belirleyecek ve sözde bir seçim yapılacak. 

Dairelerdeki üye sayıları da yeniden belirlenecek. Her dairede 7 üye varken, şimdi birinci dairede 5, ikinci dairede 5 ve üçüncü dairede 11 üye bulunacak. 

Ne var bunda diyebilirsiniz. Ama öyle değil. 

Kurulun önemli konulara bakan birinci ve ikinci dairelerindeki üye sayısı azaltılarak, buralarda karar almanın kolaylaştırılması ve sorunsuz hale getirilmesi planlanıyor. 

Yeni düzenlemeye göre Adalet Bakanı müsteşarının daire başkanı olmasına izin veriliyor. 

Şimdi düşünün. 

Hakim ve savcıların atama ve nakilleriyle ilgili kararları veren birinci dairede 5 kişi olacak. 5 kişinin olduğu yerde 3 kişiyle karar alınabilecek. Müsteşar dairede bulunacak. 2 üye daha olursa müsteşar dahil toplam 3 kişiyle istenilen hakim-savcı istenilen görevden alınabilecek, istenilen yere atanabilecek. 

Mevcut sisteme göre dairelere yapılan itirazlara HSYK Genel Kurulu bakıyor. 

Yeni düzenlemeye göre ise itiraza bir sonraki daire bakacak. Yani 1'inci daire ile ilgili itiraza 2’inci daire, 2 ile ilgili itiraza 3’üncü daire, 3 ile ilgili itiraza 1’inci daire bakacak. 

Birinci ve ikinci daire garanti sayılabilecek 5'şer kişiden oluşursa üçüncü daireye de geri kalan 11 kişi verilir. İtirazlara bir sonraki dairenin bakması yöntemiyle de üçüncü daireden çıkabilecek istenmeyen kararlar birinci daireyle telafi edilir.

HSYK son derece ustaca hazırlanmış bir düzenlemeyle hakim ve savcılar üzerinde etkisi olmayan bir konuma getiriliyor. 

Ustaca bir kurguyla bütün sistem adalet bakanının kontrol edebileceği, hükümetin istemeyeceği bir kararın çıkmasının önleneceği bir yapı oluşturulacak.

Diğer taraftan kurul üyeleri hakkında disiplin soruşturması yapma yetkisi de HSYK Genel Kurulu’ndan alınıp Bakan’a veriliyor. 

Başbakan Erdoğan’ın “elimde yetki olsa HSYK üyelerini ben yargılarım” sözü böylece hayata geçirilebilir. 

Yeni düzenleme yargıyla ilgili genelge hazırlama yetkisini de Adalet Bakanına veriyor. 

Böylece Adalet Bakanı, hakim ve savcılara genelgeyle emir verebilir. 

Oysa ki HSYK, Türkiye’deki yargı sisteminin emniyet subabı. Hakimlerin ve savcıların üzerindeki denetim ve kontrol mekanizması. 

Yargının yürütmeden yani hükümetten bağımsız bir şekilde kendi alanında çalışmasını sağlayan bir kurul. 

Bu kurulla oynamak demek, Türkiye’deki yargı sistemiyle oynamak demek. 

HSYK ile ilgili yapılacak düzenleme, ülkedeki yargı sisteminin ne yönde istikamet alacağını belirler. 

Bu kurulu hükümetin yönetimine vermek, bütün yargı sistemini iktidarın eline vermek anlamına gelir. 

O bakımdan yargıyı kontrol altına almanın en kestirme yolu HSYK’nın işleyişini değiştirmek. 

Hükümet de bunu yapıyor. 

HSYK bildiri yayınladı, açıklamada bulundu, korsanlık yaptı gibi sözler işin bahanesi. 

Bu aynı HSYK, hakim ve savcıların mesleklerini yerine getirmelerini ilgilendiren konularla ilgili açıklamaları bundan önce de çok yaptı. 

Zaten yapması da gerekir. 

O zamanlar iktidarın “HSYK yetkisini aştı, korsan iş yaptı” dediğini sanıyorum hiç kimse hatırlamıyordur. 

Mesela HSYK Deniz Feneri savcılarıyla ilgili açıklamalar yaparken bundan hükümet hiç rahatsız olmamıştı.

HSYK yetkisini aştı, korsan bildiri yayınladı diye tepki göstermemişti. 

Demek ki mesele başka. 

Hükümet, HSYK’yı sanki yapısını bozmuyormuş gibi yaparak, aslında tamamen etkisiz hale getiriyor. 

Bu düzenlemeden sonra HSYK’nın varlığının çok önemi kalmayacak. 

HSYK’nın yaptığı işleri Adalet Bakanı eliyle bizzat hükümet yapacak. 

İşte mesele çok basit anlatımıyla bu. 

Bundan sonra kuvvetler ayrılığından, yargı bağımsızlığından söz edilip edilemeyeceğine şimdi siz karar verin.

twitter/aakadiroglu
<< Önceki Haber Hükümetin yapmak istediği olay aslında budur! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER