Darbe zemini '35'e yasal neşter geliyor
Hükümet,
darbelerin yasal dayanağı olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesinin değiştirilmesi için harekete geçti. Çalışmaya,
Genelkurmay'ın görüşü de alınarak son şekli verilecek
Demokratikleşme yolunda bir dizi adım atan hükümet, askeri darbelerin yasal dayanağı olarak gösterilen TSK İç Hizmetler Kanunu'nun 35'inci maddesine de neşter vurmaya hazırlanıyor. Yılbaşında başlatıldığı öğrenilen çalışmalarda Silahlı Kuvvetler'in,
Türkiye Cumhuriyeti'ni koruma görevinin madde metninde tutulması ancak "kollama" misyonunun değiştirilmesi görüşü ağır bastı. Çalışmalarda öncelikle "yöntem konusu" ele alındı. Yöntem belirleme toplantılarında "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve
Anayasa ile
tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır" şeklinde formüle edilen 35'inci maddenin tamamen kaldırılması veya maddeye
demokrasi ayarı yapılması seçenekleri üzerinde duruldu. Çalışmaların sonucunda 35'inci maddenin, "durumdan vazife çıkarma" biçiminde algılanan bölümünde ince ayar yapılması benimsendi. 35'inci maddede yer alan TSK'nın Türk yurdunu korumasına yönelik ifadenin maddede korunacağı bir formül ağırlık kazandı. Bu formüle göre, maddenin darbelere yasal dayanak olarak gösterilen "Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak" bölümünde değişiklik yapılacak. Edinilen bilgilere göre maddeyle ilgili benzer bir çalışma bir süredir
Başbakanlık'ta da sürdürülüyor. Çalışmaların sona ermesinin ardından Genelkurmay'ın da görüşü alınarak sonbaharda yasal düzenlemeye gidilebilecek. 35'inci madde ile ilgili ilk sinyal, geçtiğimiz yıl Başbakan Tayyip Erdoğan'dan gelmişti. Erdoğan, maddede değişiklik yapılabileceğini belirterek işaret fişeğini ateşlemişti. Daha sonra Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül de bu konuda görüşünü açıklamıştı. Gül, 27
Nisan 2011'de,
Bosna-
Hersek gezisinin dönerken gazetecilerin, TSK İç Hizmet Kanunu'nun 35'inci maddesiyle ilgili sorusu üzerine, şunları söylemişti: "Onlar da değiştirilir. Aslında o maddenin içeriğini ve bağlantılı kısımlarını okursanız, bu tür girişimlere cevaz vermez. Yani bir
hukukçu okursa, durumdan vazife falan çıkarmaz. Ama böyle yanlış algıya yol açtığı için onun yeniden yazılmasında fayda var. Eski hukukumuzun yorumlanması, yanlışa azmettiriyordu. Bu yasaların gözden geçirilmesi ve bu tip problemli noktaların yenilenmesi şart. Gelişmiş demokratik hukuk devletlerinde kriter neyse Türkiye de öyle olacak."
CHP yönetimi de geçtiğimiz dönemde 35'inci maddenin değiştirilmesine yönelik bir çalışma hazırlamış ve şöyle bir değişiklik önermişti: "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini parlamenter demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve Anayasaya bağlı olarak korumaktır."
27 Mayıs ürünü
TSK İç Hizmetleri Kanunu'nun 35. maddesi
27 Mayıs'ta yapılan darbenin ürünü olarak 1961 yılında mevzuata girdi. Daha sonra 12
Mart muhtırası ve 12
Eylül darbesinin yasal dayanağı olarak gösterildi.
12 Eylül darbesinin
Genelkurmay Başkanı Kenan
Evren, 12 Eylül'le ilgili başlatılan
soruşturma çerçevesinde verdiği ifadesinde, askeri müdahalenin meşruiyetini 35. maddeye dayandırmıştı. Evren, "Yönetime el koymayı neyle açıkladığının" sorulması üzerine "O günkü
ülke şartları, anayasal kurumların işlememiş olması nedeniyle İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesindeki yetkiye dayanarak ülke yönetimine el koyduk" demişti.