Öyle şey olur mu hiç, Hürriyet de Ergenekon yazar
Bazı arkadaşlar Ergenekon konusunda Hürriyet'e yanlış yere târizde bulunuyorlar. “Hürriyet Ergenekon haberlerini görmüyor” târizi Hürriyet'e tam oturmuyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen Ergenekon konusuna adıyla sanıyla ilk yer veren
gazetedir Hürriyet...
Yıl 2006,
Mayıs ayının 24'ü. Yani neredeyse iki yıl olmuş. Hürriyet'te Toygun Atilla imzalı haberin başlığı “Ergenekon yapılanması”. Haberde sonradan polis tarafından gözaltına alınıp
mahkeme tarafından tutuklanacak hemen herkesin ismi geçiyor. Dört dörtlük bir haber bu.
Danıştay baskınını düzenleyen kişinin Ergenekon bağlantısı da var haberde.
Ergenekon için “Gladio'nun
Türkiye versiyonu” bile deniyor. Okuyalım: “ERGENEKON Gladio'nun Türkiye'deki yapılanması olarak kabul ediliyor. Ergenekon'un faaliyet alanları yurtdışı ve yurtiçi olmak üzere ikiye ayrılıyor. Ergenekon'daki kişilerin, Türkiye'deki mevcut rejimin gerçek hâmisi olduğuna yürekten inandığı belirtiliyor. 'İç düşmanları' pasifize etmek hatta ortadan kaldırmak için yapmayacağı ve yapamayacağı hiçbir faaliyet olmadığı kaydediliyor.”
İki yıl önceki haberi yeniymiş gibi okuyabilirsiniz.
Peki de, arkadaşların “Hürriyet Ergenekon'dan söz etmiyor” târizi bütünüyle yersiz mi? Târizde bulunanlar titiz gazeteciler; nefesleri Ergenekon'da isimleri geçenlerin ensesinde, olayları kılı kırk yararcasına izleyen insanlar... 2006 dolayında Ergenekon'a destursuz girebilen Hürriyet'in şimdilerde tutuk davranmasından mı bu kanaate sahip oldular acaba?
Benim de anlamadığım bir nokta bu: İki yıl önce başka gazeteleri atlatacak cevvaliyette izledikleri Ergenekon haberlerini şimdilerde neden görmezden geliyor Hürriyet
yöneticileri?
Polis-
adliye muhabirleri çalışmıyor mu? Yoksa muhabirlerin getirdiği haberleri mi kullanmıyorlar? İyi de, neden?
Ertuğrul Özkök'ün önceki gün yazdığı gerekçe Hürriyet'i hazırlayanların kafalarının hayli karışık olduğunu gösteriyordu. Okuyalım mı: “AKP yandaşları bana soruyor: / 'Sen AKP'nin kapatılmasını mı istiyorsun?' /
Hayır, asla böyle bir şey arzu etmiyorum. / Bir başka taraf soruyor: / 'Sen Ergenekon soruşturmasına karşı mısın?' / Hayır, karşı değilim. / Tam aksine, gerçeklerin ortaya çıkmasını bütün gönlümle arzu ediyorum. / Ama şunu da yapmıyorum: / Mahkemeleri olumlu veya olumsuz yönde etkileyecek davranışlardan, yazılardan özenle kaçınıyorum.”
Kafa karışıklığı, soruları farklı çevrelerin sorduğunu sanmasından başlıyor. Ak Parti'nin kapatılmasını istediği izlenimi veren yazıları ile Ergenekon'dan uzak durmaya gayret etmesine takılanların Ak Parti'yle doğrudan bir ilişkisi yok.
Taraf gazetesi sözgelimi, oylarını herhalde Ak Parti'ye vermemiş gazeteciler tarafından çıkarılıyor. Taraf soruyor o soruları Hürriyet'e ve yazarlarına...
Mahkemeyi etkilemek istememesi gerçekten asil bir duygu; ancak Hürriyet sayfalarına baktığımızda Ergenekon dışındaki hemen her konuda bu ilkenin geçerli olmadığı görülüyor. Ergenekon haberlerini mahkemeyi etkilemeyecek titizlikte vermek de pekâlâ mümkün; çoğu gazete ve yazar bunu başarabiliyor. Hürriyet hayda hayda başarır.
Bir dostum, “Sağda solda çıkan bazı haberlerde isimlerinin geçmesinin bu suskunlukta rolü olmasın?” diye sordu. Bir ara gazetenin onlarca yazı işleri müdüründen birinin konuşmalarının dinlemeye takıldığını okumuştum. “Yok, o değil” dedi dostum. Meğer gazetenin patronu ile en tepe yöneticisinin isimleri de dolaşıyormuş ortalıkta.
“Yok devenin başı” dedim, ama siz işitmemiş olun.
Gözaltına alınan bazı kişilere
Aydın Doğan sorusu yöneltildiğini ben de duydum da, onun sebebi ülkemizin en büyük medya patronunun cömertliği sanıyordum. Zorda kaldığında Cumhuriyet gazetesine kâğıt vermek, reklâm desteği çıkmak gibi cömertlikler... Hayır, öyle değilmiş; çok daha ciddi sorular sorulduğu dostumun kulağına gelmekteymiş...
Ya yönetici-yazar? Dostum “Şato, bir kadın yazar, güdüme girmek, e-
mail” sözcükleriyle cümleler kurdu, hiçbirini anlamadım. Tek anladığım, mesleğimizin medar-ı iftiharı olan Hürriyet yöneticisinin adının da bu olayla ilgili olarak geçmesi oldu...
Ara sıra “McCarthycilik yapılmasın” uyarısında bulunmasının sebebi bu olmalı.
Aydın Bey veya Ertuğrul Bey'in karanlık işlerle bir ilintileri olacağını sanmam. Boşuna telâşlanıyorlar, beyhude yere tedirgin ediyorlar kendilerini. Bu ülkede herkes bir başkası hakkında her şeyi söylüyor. Ciddiye alınacak şey var, alınmayacak şey var!
Hürriyet tutuk davrandıkça söylentiler alıp başını gidiyor. Sakınılan göze çöp böyle batar işte.
TAHA KIVANÇ/YENİ ŞAFAK