Enis Berberoğlu ve MİT'teki kankası
Türk medyasındaki 23 kişilik istihbaratçı gazeteci listesi, son günlerde yeniden tartışılıyor.
Gizli istihbaratçı gazeteciler olduğu gibi açık istihbaratçılar da var. Köşelerini bir Kontr Terör Merkezi gibi kullanır, onlarca görevliyle yapılamayacak operasyonları tek yazıyla yapabilirler.
Susurluk / 28
Şubat sürecinde yazdığı tek yazıyla suyun akışını değiştiren Enis Berberoğlu,
Ergenekon Davası aleyhine pek çok şey söyleyip yazmıştı. Ancak “
altın vuruş” değildi hiçbiri.
Hürriyet’in Ankara Temsilcisi olan Enis Berberoğlu, geçtiğimiz Cumartesi günü nihayet “altın vuruş”unu yaptı ve kılıcını kınından çıkardı.
Bu; Ergenekon Davası’nda çok ciddi bir noktaya gelindiğinin kritik göstergesi.
Berberoğlu’nun “altın vuruş”una geçmeden, sizi Berberoğlu tarihinde bir yolculuğa çıkarmak istiyorum.
Yıl 1997… Ülke Susurluk Kazasının depremiyle çalkalanıyor, Refah Yol iktidarda,
Asker-
Hükümet ilişkileri berbat, Emniyet Özel
Harekat timleri
PKK’ya yönelik operasyonlarıyla halkın gözdesi… Ve Emniyet
İstihbarat Dairesi’nin başına demokratlığıyla bilinen, aynı zamanda da
Mehmet Ağar’la yıldızı hiçbir dönem barışmamış olan
Bülent Orakoğlu atanıyor.
Orakoğlu atandıktan yaklaşık bir hafta sonra, yani 17
Mart 1997 tarihinde bahsettiğimiz yazı geliyor. Enis Berberoğlu köşesinde, 28 Şubat tarihli kritik Milli
Güvenlik Kurulu toplantısı günü, isminin saklı kalması koşuluyla üst düzey bir
emniyet yetkilisinin gazetecilere artık Askeri
darbe olmayacağını söylediğini ve şöyle konuştuğunu yazıyor:
“Üstelik darbe için 167 bin kişilik polis gücünün desteğinin de alınması gerekli. Çok özel eğitim gören, gerilla taktiğiyle savaşan 7 bine yakın özel tim görevlisi var.
Polisin desteği alınmazsa iç savaşa bile neden olabilirler…. Ankara'da herkes bu meçhul polisin kimliğini merak ediyor. Ve bu polis şefinin Bülent Orakoğlu olduğu konuşuluyor. Ama biz ihtimal vermiyoruz. Askerle polisin savaşacağına inanan bir dangalağı 4 bin istihbaratçının başına hiç getirirler mi? O vatan haini polisin Orakoğlu olması mümkün değil. Zaten
Genelkurmay bu polisin kimliğini tespit ederse, savcılığa suç duyurusunda bulunacak. Refahyol'u
ülkesinden çok seven o malum polisin işi çok zor, çok''
Susurluk gündemi ve 28 Şubat’ın göbeğinde yazılan bu yazı,
Türkiye’de asker ve polis arasındaki ipi kopardı.28 Şubat’ın Paşaları Emniyet’i topa tutmaya başladı, Bülent Orakoğlu
hedef tahtası haline geldi.
Orakoğlu defalarca bu sözleri yalanladı ama yazı yazılmış, operasyon yapılmıştı.
Çünkü Orakoğlu o sırada bir şey yapmaktaydı: Darbeyi
Deşifre…
Sözkonusu süreçte Orakoğlu önce
Batı Çalışma Grubu’nu deşifre etmiş, sonra da hazırlanmakta olan darbeyi ifşa ederek çökertmişti.
Orakoğlu, işin sonunda
mavi tulum giydirilip, kelepçelenip, askeri cezaevine atılsa da önemli bir iş yapmıştı. Berberoğlu’nun yazısının kopardığı asker-polis arasındaki ilişkiler ise daha da gerginleşmiş ve Emniyet Özel Harekat Birlikleri’nin dağıtılmasına ve polislerin bütün ağır silahlarının alınmasına varan süreç işlemişti.
Bülent Orakoğlu, Hanefi
Avcı’yla bir
ekip kurmuştu ve bu ekipten nefret eden biri vardı: MİT Kontr
terör Daire Başkanı
Mehmet Eymür...
Nitekim
Hanefi Avcı TBMM Susurluk Komisyonu’nda , Eymür’ün bulaştığı kirli ilişkiler hakkında bildiklerinin tamamını anlatmış,
telefon dökümleriyle YEŞİL’le olan bağlantılarını ortaya çıkarmıştı.
Eymür’ün, Orakoğlu’nu sevmemesi elbette ki Enis Berberoğlu’nun da sevmemesi demekti.
Berberoğlu&Eymür aşkının derinliğine birazdan geçeceğiz ama önce filmi ileri sarıp geçen haftaya dönelim….
28 Şubat’ın en kritik yazısına imza attığını yukarıda okuduğunuz Enis Berberoğlu geçtiğimiz Cumartesi günü Ergenekon Davası’yla ilgili altın vuruşunu yaptı.
Okuyalım: “Ergenekon davasının ekseni artık kaydı. Savcılığın önünde iki yol kaldı: 1) Ya Ergenekon'u darbe soruşturmasına dönüştürürler, 2) Ya da generallerin dosyasını ayırıp Genelkurmay'a yollarlar. Bakalım hangi yolu seçecekler?”
Berberoğlu iki seçenek sunuyor ama aslında ikisi tek seçenek. Hangisinden gidilirse gidilsin Ergenekon Davası’nın kapatılması demek. Berberoğlu’nun,
yol haritası 28 Şubat’taki gibi…
-97’deki darbecilerin karşısındaki Orakoğlu…
-2000’li yıllardaki darbecilerin karşısındaki Ergenekon savcıları…
-Orakoğlu’nu biçen o yazı ve Ergenekon savcılarına yönelik bu yazı…
Ergenekon Davası’nın zamanlaması için “midemi bulandırıyor” diyen Berberoğlu’nun yazısının zamanlaması bu…
İki yıla yaklaşan süredir alt perdeden ilerleyen Berberoğlu’na ne oldu da bir anda bu seviyede devreye girdi?
Berberoğlu, altın vuruşundan sonra Salı günü de NTV’de
Can Dündar’ın programındaydı. Ergenekon Davası hakkında ağır ifadeler, dalga geçme, küçümseme, hafife alma, bulandırma dahil her şeyi yaptı.
Ama konuşmasında önemli bir an vardı; Mehmet Eymür’le ilgili konuştuğu an…
Berberoğlu, MİT’in son açıklamasındaki Eymür’le ilgili vurguları eleştirdikten sonra bir an durmak zorunda kaldı ve “savunuyor değilim yanlış anlamayın” dedi… Devamında ise Eymür’ün Susurluk’taki rolünü övmeye devam etti.
Aslında Berberoğlu’nun Eymür’ü savunması ya da övmesi yeni bir şey değil. Mehmet Eymür’ü
Yeşil’le olan bağlantıları konusunda temize çıkarmak için yazdığı 8 Temmuz 1997 tarihli yazısına, göz atmanız bile yeterli.
Berberoğlu, Salı akşamı NTV’de Mehmet Eymür’ü temize çıkartırken; ertesi gün yani
Çarşamba günü Mehmet Eymür, sahibi olduğu atin.org sitesine yeni bir yazı koydu. Pekçok kişiye ve kuruma karşı eleştiriler sıralayan Eymür, tesadüfe bakın ki yazısında Enis Berberoğlu’nu övüyordu…
Hem de ne övme: “…Mesela Enis Berberoğlu’nun 30
Kasım 2008’de yazdığı,“Önce tarihe bakın” başlıklı yazısı. Ajan gazetecilere, fabrikatörlere, sulandırma, yönlendirme görevi yapanlara, ön yargılılara, tahlil yeteneği olmayan, palavracı
naylon gazetecilere okumalarını
tavsiye ederim... Bir bilgi nasıl tahlil edilir öğrensinler.”
Tahmin edeceğiniz üzere Mehmet Eymür’ün ballandıra ballandıra övdüğü Enis Berberoğlu’nun 30 Kasım 2008 tarihli yazısı kendisi hakkında.
İşte, Enis Berberoğlu’nun aniden Ergenekon Davası’na Hürriyet’ten “altın vuruş” yapması ve NTV’den “yakında hamamcılara, kebapçılara da operasyon yapılacak” biçiminde aşağılaması bu bağlantılardan.
Yani, MİT’in geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamadan…
Ergenekon’un
kilit ismi
Tuncay Güney’le ilgili açıklamada MİT, direkt olarak Mehmet Eymür’ü ve onun kurduğu Kontrterör Merkezi’ni hedef almıştı.
Eymür'ün ismi Ergenekon'a bulaşıyordu... Aslında bunun olacağı belliydi…
3 yıldır Atin.org sitesini yenilemeyen Eymür, geçtiğimiz haftalarda bir anda uykudan uyanmış ve sitesini güncellemeye başlamıştı. Eymür’ün uyandığı anla Berberoğlu’nun uyandığı anın zamanlaması, midenizi mi bulandırıyor; zihninizi mi?
CEVHERİ GÜVEN-AKTİFHABER