Ergenekon konusundaki görüşünü
Milliyet'teki anket üzerinden dün köşesinde anlatan
Ertuğrul Özkök aynı anketi
Hürriyet'in künyesindeki isimlere uyguladı. İşte çıkan sonuç...
HÜRRİYET'in yazı işleri kadrosu, Ergenekon olayına nasıl bakıyor?
Ezelden beri gözünü başkasının evinden ayıramayan, hayatını bir nevi Hürriyet röntgenciliği ile idame ettirebilen bazı meslektaşlarımıza bakarsanız bu
gazeteyi yapanlar "çetelerin varlığına inanmaz".
Gerçekten böyle midir?
Dün bu konudaki görüşümü bütün açıklığıyla yazdım.
Peki öteki
arkadaşlarımız Ergenekon
davasına nasıl bakıyor?
Pazartesi günü oturup, tam bir saatimi buna ayırdım.
Hürriyet'in künyesini önüme alıp, bütün arkadaşlarıma, Milliyet Gazetesi'nde yayınlanan anketteki üç şıktan hangisine yakın olduklarını sordum.
Şıkları bir kere daha tekrarlıyorum:
(1) Dava sürecinde her şey hukuk içinde işliyor.
(2) Devlette çeteleşme var ama, bazı kişileri de gözdağı vermek için davaya dahil ediyorlar.
(3) Bu dava tamamen AKP'nin siyasi bir manevrası.
* * *
Şimdi sıra Hürriyet'i yapanların görüşlerinde:
Yayın Danışmanı Doğan Hızlan, hangi şık olduğunu belirtmeden şu yorumu yaptı:
"Her şeyin hukuki biçimde yürüyüp yürümediğini, dava sonuçlandığında göreceğiz. Ancak davanın bu kadar yaygınlaştırılması, bende siyasileştiği intibaını uyandırdı."
Yayın Koordinatörü Fikret Ercan: "2'nci şık."
Ankara Temsilcimiz
Enis Berberoğlu: "2'nci şık."
İnternet Yayınları
Yönetmeni
Fatih Çekirge: "Devlet içinde bazı çeteleşmelerin olduğuna inanıyorum. Ama
toplum içinde bunun üzerine giderken ölçünün kaçırıldığı izlenimi var." Bu görüş de, 2'nci şık olarak kabul edilebilir.
Bölge Yayınları Yönetmeni
Nejat Seçen: "Kesinlikle AKP'nin siyasi oyunu. Yani 3'üncü şık."
Yan Yayınlar Yönetmeni Ayşen Gür: "Çeteleşme var ama hukuk sürecine de fazla güvenemiyorum." 2'nci şık diyebiliriz.
Yazı işleri müdürleri:
Tufan Türenç: 2'nci şık. Doğaner
Gönen: 2'nci şık. Necdet Doğan: Çeteleşme var, 1'inci şık. Emre İskeçeli: 2'nci şık. Arif Dizdaroğlu: 2'nci şık. Necdet Açan: 2'nci şık.
Kerem Çalışkan: 2'nci şık.
Editörlerin görüşleri şöyle:
Tarık
Devrim: 2'nci şık. Sefa
Kaplan: 2'nci şık.
Serdar Devrim: 2'nci şık. Ayça
Aktan: 2'nci şık.
Orta sayfaları hazırlayan arkadaşımız Cenk Öz de 2'nci şıkkı benimsiyor ve bir de şu gözlemini aktarıyor: "Geçen
akşam, ağır solcu bir arkadaş grubuyla birlikteydim. Onlar da benim gibi düşünüyor."
* * *
Doğan Haber Ajansı Genel Müdürü Uğur Cebeci: "Kesinlikle 3'üncü şık. Yani AKP'nin siyasi manevrasıdır ve Türk hukukuna düşmüş bir bombadır."
Yayın Sahibi Temsilcimiz Hasan Kılıç 3'üncü şıktaki gibi düşünüyor. Yani bu dava, "AKP'nin manevrasıdır" diyor.
Sorumlu Müdür Necdet Tatlıcan: 2'nci şık.
Haber Müdürü Reha Öz: "Daha çok 3'üncü şıkkın doğru olduğuna inanıyorum."
Dış Haberler Müdürü: Nilgün T. Gümüş: 2'nci şık.
Ekonomi Müdürü Vahap Munyar: 2'nci şık.
Spor Müdürü Esat Yılmaer: 3'üncü şık. Yani AKP'nin manevrası.
Magazin Müdürü Selim Akçin: 2'nci şık.
Yurtdışı Yayınlar Müdürü Bülent Mumay: 2'nci şık.
İstihbarat Müdürü Celal Korkut: 2'nci şık.
Görsel Yönetmen Reha Erdoğan: 2'nci şık.
Bölge temsilcilerimizin,
Hakan Tartan (
İzmir),
Sinan Tanyıldız (
Adana) ve Dursun
Gündoğdu (
Antalya) üçü de 2'nci şıktaki düşünceyi kendilerine yakın görüyor. Gece editörlerimizden Nurettin
Oktay 3'üncü, Ankara Temsilci Yardımcımız Faruk Bildirici 2'nci şık diyor.
* * *
Ben görüşümü bir gün önce açıklamıştım. Yani, 2'nci şıktaki gibi düşünüyorum.
Böylece Hürriyet'in yazı işlerinden sorumlu 34 kişinin
Ergenekon davası ile ilgili görüşünü açıkça yazdım.
Bu hesaba göre, 27 kişi, "Çeteler var, ama dava, bazı kişilere gözdağı vermek için siyasileştirildi" diye düşünüyor.
Sadece bir arkadaşımız, "Çeteleşme var. Dava hukuk çerçevesinde yürüyor" görüşünde.
Buna karşılık 6 arkadaşımız, bu davanın tamamıyla "AKP'nin siyasi manevrası olduğunu" düşünüyor.
Gördüğünüz gibi, dağılım, Milliyet'in anketinde ortaya çıkan durumdan farklı.
Ama bu görüşlere sahip insanların çıkardığı gazete, "Ergenekoncu" olabilir mi?
Herkes görüşünü serbestçe dile getirdi.
Hürriyet'i yapanların ezici çoğunluğu şöyle düşünüyor:
"Devletin içine yerleşmiş bazı çeteler vardır. Bunlar mutlaka ortaya çıkarılıp cezalandırılmalıdır. Ama bunu yaparken, sadece düşüncesini söyleyen insanlara, sırf hükümetin hoşuna gitmeyen şeyler söyledikleri için gözdağı verilip, sindirilmeye çalışılmamalıdır. Hukuk siyasi etki altında bırakılmamalıdır."
Dün,
Susurluk çeteleri ortaya çıktığında böyle düşünüyorduk.
Bugün Ergenekon'la ilgili davaya da böyle bakıyoruz.
* * *
Öteki gazetelerde çalışan arkadaşlara da aynı anketi yapmalarını öneriyorum.
Böylece okuyucularımız, gazetelerimizi yapan insanların bu çok önemli konudaki görüşlerini, gazete içinde "
mahalle baskısı" uygulanıp uygulanmadığını öğrenme imkánına kavuşurlar.
Ertuğrul Özkök / Hürriyet