İstanbul 13. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen ikinci
Ergenekon davasının 118'inci duruşmasında İbrahim
Şahin, Hasan
Atilla Uğur,
Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay'ın da aralarında bulunduğu 18
tutuklu sanık ile tutuksuz sanıklardan Tanju Güvendiren ve Adnan Bulut hazır bulundu.
Tutuklu sanıklardan eski
Başkent Üniversitesi kurucu rektörü Prof.Dr. Mehmet
Haberal, eski
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.
Fatih Hilmioğlu, eski Jandarma
İstihbarat Komutanı
emekli Tuğgeneral Levent Ersöz,
Oğuz Bulut ve İbrahim Özcan duruşmaya katılmadı.
Mahkeme Başkanı Köksal
Şengün, önceki oturumda tutuklu sanık Fatma
Cengiz'in
savunma ve çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından bu duruşmada tutuklu sanıklardan
İbrahim Şahin'i çapraz sorgusuna devam edilmek üzere sanık kürsüsüne çağırdı. Üye hakimlerden Sedat Sami Haşıloğlu'nun sorularıyla Şahin'in çapraz sorgusuna başlandı. Başkan Şengün, işitme sorunu olduğu ve kulağına taktığı bir cihaz sayesinde duyabildiği belirtilen İbrahim Şahin'e, "Eğer size söylenenleri duyamazsanız söyleyin tekrar edilsin." uyarısında bulundu. Şahin'in uyarıyı anladığı şeklinde bir tepki vermemesi nedeni ile Başkan Şengün, bu uyarıyı birkaç kez tekrarlamak zorunda kaldı.
Haşıloğlu, "Sanıklardan Fahri Kepek, sanık
Fatma Cengiz'in dayısı Mustafa Yaş'ın evinde düzenlenen bir toplantıdan bahsetti. Bu toplantıyı Fatma Cengiz de önceki gün yapılan çapraz sorgusunda teyit etti. Bu toplantıya kimler katıldı?" diye sordu. Şahin bu soruya, "Bütün suçum MİT'çilere güvenmekti. 3
telefonumu da dinliyorlarmış. Bana hep 'Az kaldı, sabret.' diyorlardı. Meğer beni kandırıyorlarmış." diye
cevap verdi. Haşıloğlu, "O zaman daha MİT'çiler konusu yok. Fatma Cengiz'in, sizin üzerinizde bir itibarı olduğu görülüyor. Bu itibarın nedeni nedir?" diye sordu, Şahin bu soruyu da "Sanırım 2004 ya da 2005 yılıydı.
Kayseri ve
Erciyes TV'lerde yaptığım konuşmalarda Hakkari'de bir polis memurunun tarafından kaçırılması ve Musul'a giderken şehit edilen 5 Özel
Harekat görevlimiz konularını anlattım. Bu 5 görevliyi öldürmekle kalmamış bir de kılıçlarla kesilmişlerdi. Ayrıca Fatma Cengiz'in MİT'çilerle olan diyaloğu, patronu olan Asuman isimli kadın vasıtasıyla başlamıştır. Bu kadın zaten MİT görevlisi birnin eşi. Sonradan da boşanmışlar." diye cevapladı.
İki kez sormasına rağmen bir sorusunun cevabını alamayan hakim Haşıloğlu, "Savcılık ifadenizde Fatma Cengiz hakkında, 'Palavracının biri, kendini büyük göstermeye çalışan ve ben ona kesinlikle güvenmiyorum." gibi ifadeler kullanmışsınız. Oysa sizin ve Fatma Cengiz'in
mahkemede verdiğiniz ifadeler çok farklı bir görüntü sergiliyor. Sizin Fatma Cengiz'e itibar ettiğiniz, hatta nereye git dese gittiğiniz, gel dese geldiğiniz görülüyor. Bekle dediği yerde de bekliyorsunuz. Nedir Fatma Cengiz'e yönelik bu itibarın sebebi?" diye aynı soruyu tekrar sordu.
Bu soruya kısmen de olsa cevap veren Şahin, "Ben savcılık ifademi kabul etmiyorum." dedi.
Hakim Haşıloğlu'nun, "Fatma Cengiz'e MİT'çilerden dolayı mı güvendiniz?" sorusuna ise Şahin, "Kayseri'ye gittiğimde beni
radyoda konuşturacaklardı. Ben radyo olmaz dedim ve bunun üzerine Erciyes ile Kayseri TV'lerde konuşturdular.
Kuzey Irak'ta Türk askerlerin kafasına çuval geçirilmesi ve Kuzey Irak'ta yaşanan
terör olaylarının
Türkiye üzerindeki etkilerini anlattım. O zaman moralimin ne kadar bozuk olduğunu size anlatamam." şeklindeki alakasız açıklamalarla cevap verdi.
Üye hakim Haşıloğlu, "Yaptığınız bir telefon konuşmasında Fatma Cengiz'e '
Mesut Yar da bizden mi?' diye sormuşsun. O da 'Evet tabii ki bizden, ne demek.' diye cevap verdiği görülüyor. 'Bizden mi' kelimesiyle ne kastettiğinizi açıklar mısınız? diye sordu. Sanık Şahin ise böyle bir görüşme yaptığını hatırlamadığını söyledi.