Ergenekon iddianamesinde, örgütün, çeşitli
operasyonlarda tutuklanan adamlarını cezaevinden çıkarttıkları ileri sürüldü. Ergenekon operasyonu sırasında gözaltına alınan
Emin Gürses’in 3 ayrı yerde geçen ifadesinde tutuklanan 2
astsubayın, Ergenekon tarafından içeriden çıkartıldığı belirtiliyor.
İddianamede ayrıca örgütün
Ümraniye operasyonunda ele geçirilen
bombalarla ilgili tutuklanan
emekli yüzbaşı
Muzaffer Tekin'i de içeriden çıkartmaya çalıştığı, ancak tam bu sırada yeni operasyonların yapılması nedeniyle bunun gerçekleşmediği iddia ediliyor.
İŞTE İDDİANAMEDEKİ ŞOK İFADE
İddianamede yer alan konuyla ilgili bölüm;
“Dediği ve
Veli KÜÇÜK'ün alınması konusunda görüştükleri, bir süre sonra "Tamam da sana bilgi vereyim.
Asker araya .... olaylar .... iki tane astsubayı aldık ya." "Onları çıkardık. Şimdi sıra Muzaffer tamam. Muzaffer'i çıkarma kararı almıştık. ONUN ÜZERİNE BASKI YAPIYORDUK BU İŞLER PATLADI." "Yani Muzafferi içeriden çıkaracaktık, bu işler patladı." "Ama Güler'i bir yere koymaya uğraşıyorum bulamıyorum." "Ancak Veli paşanm Sedat PEKER'e zamanında yol vermesi." "...Sedat PEKERTe ilişkisi olabilir böylelikle." Dediği,”
İddianamede yer alan konuyla ilgili bir başka bölüm;
“22.01.2008 tarihli (saat 17:25) görüşmede " sana bilgi vereyim, asker araya... olaylar... iki tane astsubayı aldıkya, onları çıkardık şimdi sıra Muzaffer' de, Muzaffer' i çıkarma kararı almıştık. Onun üzerine
baskı yapıyorduk, bu işler patladı. Yani Muzaffer' i içerden çıkartacaktık... "
Konuyla ilgili iddianamede yer alan konuyla ilgili bir başka bölüm de şöyle;
"Muzaffer yüzbaşıyı içerden çıkarmak için biz bir girişmide bulunduk, çıkaracaktık içerden, tam çıkarma girişiminin içine girdik bu operasyon patladı şeklindeki konuşmanın daha önce avukatlar ile yaptığı görüşme olduğunu.."
İfadede adı geçen
Muzaffer Tekin, Ümraniye'de ele geçirilen el bombaları ile ilgisi olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştı.
2 ASTSUBAY ATABEYLER OPERASYONUNDA TUTUKLANMIŞTI
2006 yılındaki olayda,
Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı
Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda görevli
Yüzbaşı Murat Eren, Üsteğmen Yakup Yayla ve Astsubay Erkut Taş ile Merzifon Emniyet Müdürü Mustafa Raşit Çavdar ve
Çorum Emniyet Müdür Yardımcısı Cemal Hasan Özdeş'in de içinde yer aldığı çete, Ankara'daki evlerinde çok sayıda bomba ve askeri mühimmatla ele geçirilmişti.
Mayıs 2006
Danıştay saldırısının hemen sonrasında ortaya çıkarılan çetenin,
Başbakan Erdoğan'a
suikast planı dahil çok sayıda
eylem hazırlığı içinde olduğu iddia edilmişti.
Ergenekon soruşturmasına da konu olan
Atabeyler çetesinin asker üyeleri, Askeri Mahkeme'de yargılanmıştı.
GENELKURMAY ASKERİ BAŞSAVCILIĞI ASTSUBAYLAR İÇİN GİZLİ YARGILAMA İSTEMİŞTİ
Genelkurmay
Askerî Başsavcılığı, Atabeyler
Çetesi’ne yönelik operasyonda tutuklanan
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli
pilot yüzbaşı Murat Eren ile astsubaylar Yasin Yaman ve Erkut Taş’ın gizli
yargılanma istemişti. Baş
savcılık hazırladığı iddianamede, zanlılar hakkında Askeri
Ceza Kanunu’nun 131/1. maddesi uyarınca, ‘zimmetli malzemeyi dışarıya çıkartmak’ suçundan 5’er yıla kadar
hapis talebinde bulunmuştu.
Sanık avukatları da
gizlilik talebinde bulununca, Mahkeme heyeti, yargılama konusunun devletin güvenliğini ilgilendirdiğini belirterek, yargılamanın gizli yapılmasına karar vermişti. Mahkeme, ayrıca yargılamanın haber yapılmasına da
yayın yasağı koymuştu.
İDDİALAR ASKERİ SIR OLARAK BELİRTİLMİŞTİ
Daha sonra
mahkemeye gönderdiği yazıda, iddiaların ‘askerî sır’ kapsamında olduğunu belirten savcılık, bu gerekçeyle yargılamanın ‘gizli’ yapılması talebinde bulunmuştu.
Cumhuriyet Savcısı Dilaver Kahveci tarafından hazırlanan iddianamede aralarında 2 yüzbaşı, 2 astsubay ile 2
emniyet müdürünün de bulunduğu 10
sanık hakkında 27 yıla kadar değişen hapis cezaları istenmişti.
Genelkurmay Askerî Mahkemesi’nde yargılanan
tutuklu sanıklar Murat Eren, astsubaylar Erkut Taş, Yasin Yaman
tahliye edilmişlerdi.
AĞCA, ABDULLAH ÇATLI, ORAL ÇELİK VE DİĞERLERİ DE BIRAKILMIŞTI
Ergenekon iddianamesinde geçmiş dönemlerde yaşanan önemli olaylarda adı geçen bazı isimler de tutuklandıktan bir süre sonra ya yanlışlıkla ya da
sürpriz bir şekilde serbest bırakılmışlardı. Bu serbest kalmaların sebebi ise aradan geçen yıllara rağmen bir türlü çözülememişti.
İşte serbest bırakılan o isimler…
MEHMET ALİ AĞCA
İpekçi suikastından idamla yargılanırken 1979 yılında ülkenin en iyi korunan askeri cezaevinden kaçırıldı. Bu kaçırmada devlet görevlilerinden
yardım gördüğü ortaya çıktı. Papa'ya suikasttan 19 yıl İtalyan hapishanelerinde yattıktan sonra
Türkiye'ye getirildi. 5.5 yıl yattıktan sonra 10 yıl daha yatması beklenirken salıverildi.
ABDULLAH ÇATLI
Bedrettin Cömert suikastıyla ilgili olarak aranırken
Ağustos 1978'de Sakarya'da yakalandı, 48 saat sonra serbest bırakıldı.
Şubat 1982'de bu kez MHP davasından aranırken Zürih'te, Mehmet Şener'le birlikte saht
e pasaportla yakalandı, yine 48 saat sonra salıverildi. 1990'da İsviçre'deki cezaevinden firar etti. Türkiye'de serbestçe dolaştı. Susurluk'ta bir polis şefi ve DYP milletvekili ile aynı arabada
yolculuk yaparken
kaza sonucu öldü. Üzerinden dönemin İçişleri Bakanı
Mehmet Ağar'ın imzasını taşıyan
silah taşıma belgesi ve
yeşil pasaport çıktı.
HALUK KIRCI
8
Ekim 1978 günü Ankara'nın
Bahçelievler semtinde 7 Türkiye
İşçi Partisi üyelerinin öldürülme eylemlerinin sanığı olarak hakkında
arama kararı çıkartıldı. 12
Nisan 1988'de Bahçelievler katliamı davasında idama mahkum oldu. 26 Nisan 1991 tarihinde yanlışlıkla (!) serbest bırakıldı.Sonra tekrar aranmaya başlandı. Kırcı firarda iken 1 Ağustos 1992'de
Erzurum'da evlendi. Nikâh şahitliğini dönemin Erzurum Valisi Mehmet Ağar yaptı.
25 Ocak 1996'da
İstanbul'da yeniden yakalandı ve aynı gün firar etti. 10 Ocak 1999'da, İstanbul
terörle mücadele ekiplerinin bir operasyonu ile yakalandı. 18
Mart 2004’de ikinci kez yanlışlıkla tahliye edildi. (!)
MEHMET ŞENER
Şubat 1982'de Çatlı'yla birlikte Zürih'te yakalandı. Uğur
Mumcu, "Şener iade edilirse İpekçi
cinayeti aydınlatılır, yitirilen her saniye önemli" diye yazdı ama değil saniyeler, aylar geçti, Şener yargılandı ve "
delil yetersizliğinden" serbest bırakıldı. İpekçi cinayetini azmettirmekten 20 yıl arandıktan sonra 1999'da gıyabi tutukluluğu zamanaşımı gerekçesiyle kaldırıldı. Yargılanmaktan kurtulmuş oldu.
ORAL ÇELİK
1985'te İsviçre'de Çatlı ve Şener'le birlikte yakalandı. 10 gün sonra serbest bırakıldı. 1986'da bu kez Fransa'da uyuşturucudan yakalandı.
Uyuşturucu ticaretinden bir süre Fransa'da sonra İtalya'da hapis yattı. En son İsviçre'de yargılandı. Meral Çatlı'ya göre "
Abdullah Çatlı'nın ikna etmesi üzerine" 1996'da, yargılanacağını bile bile Türkiye'ye dönmek istedi. Döndükten sonra Malatya'da süren cinayet davasında "Dosyada bir evrakın kaybolması üzerine" tahliyesine karar verildi. Daha sonra
Malatyaspor Başkanı ve
işadamı oldu.
YALÇIN ÖZBEY
Ağca'nın "İpekçi'yi öldüren isim" diye tanıttığı Özbey, Almanya'ya kaçtı. 1993'te uyuşturucudan yakalandı ve yattı. Tutuklu iken kendisine koruma ve yeni kimlik verilirse önemli bilgiler açıklayacağını söyledi. Bunun üzerine bir
İçişleri Bakanlığı görevlisi 1995'te kendisiyle hapiste görüştü. Bu görüşmeye ait teyp bantları daha sonra Oral Çelik'in yargılandığı İpekçi davasında mahkemece istendi; bantların
imha edildiği söylendi. Özbey, bir süre sonra Brüksel'de bir
tren istasyonunda yeniden yakalandı. Ama Türkiye'nin iade talebi gecikince
Belçika, İnterpol'ün aradığı Özbey'i 24 saat içinde serbest bıraktı.TIMETURK