Avukatı aracılığıyla iletilen dilekçede, bu yayınlarda masumiyet karinesinin ihlal edildiği belirtildi. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasının ardından Hizmet Hareketi’ne yönelik başlatılan karalama kampanyası, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşındı. Fethullah Gülen Hocaefendi, kendisi ve Hizmet Hareketi’yle ilgili hakaret ve iftira dolu yayınlar yapan ‘Medyagundem.com’ adlı internet sitesi hakkında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Hocaefendi’nin avukatı Nurullah Albayrak tarafından yapılan başvuruda, bu haberlerle Anayasa’nın ihlal edildiği ve iftiralara karşı yargı yolunun tükendiği belirtildi. “Mahkemelere yapılan en tabii hakkımızın kullanılmasına, yazının basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile ret kararı vermiştir.” denilirken nefret söylemi teşkil eden somut ifadelerin ifade özgürlüğü kapsamında olmadığı vurgulandı.
Fethullah Gülen, avukatı Nurullah Albayrak aracılığıyla ‘medyagundem.com’ internet sitesinde 25 Mart 2014’te yayınlanan ve ahlâk dışı ifadeler bulunan haberin yayınının durdurulması için Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştu. Mahkeme, başvuruyu basın özgürlüğü gerekçesiyle reddetti. Bunun üzerine avukat Albayrak, Asliye Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi verdi. Ancak Ankara 20. Asliye Ceza Mahkemesi’nin de itirazı reddetmesi üzerine iç hukuk yolları tüketildi. Bunun üzerine AYM’ye bireysel başvuru seçeneği gündeme geldi.
Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi aracılığıyla AYM’ye sunulan bireysel başvuruda, haberle Anayasa’nın 38. maddesindeki ‘suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz’ ve ‘suçların şahsiliği’ ilkelerinin ihlal edildiği vurgulandı. Başvuruda, “Müvekkilim hakkında bir soruşturma olmamasına rağmen yurtdışında operasyon yapmak suçlamasında bulunulması ‘masumiyet karinesinin’ ihlal edilmesine neden olmuştur.” denildi.
AYM’ye yapılan başvuruda, yayınlarda ve meydanlarda kullanılan dilin nefret söylemi boyutuna ulaştığı vurgulandı. “Bu söylem tarzının ifade özgürlüğü boyutunda olmadığı ve engellenmesi gerektiği açık olmasına rağmen, mahkemenin basın özgürlüğü kapsamında değerlendirme yapması doğru olmamıştır.” denilerek, mahkeme kararının yanlı olduğunun altı çizildi. Başvuruda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin nefret söylemi tanımı ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına atıf yapıldı. Başvuruda, Anayasa’da yer alan masumiyet karinesine riayet etmenin sadece mahkemeler için değil diğer kişi ve kurumlar bakımından da bağlayıcı olduğu hatırlatıldı ve “Adaletin sağlanması amacıyla müvekkilimin Anayasa’nın 6. maddesinde yer alan haklarının ihlal edilmiş olduğuna karar verilmesini vekil adına arz ve talep ederim.” denildi.