Müdahil avukatlar tarafından yapılan birleştirme talebi üzerine araştırılan iki
dava arasındaki fiili bağlantının, 24
Aralık 2010'da Özel Yetkili
Cumhuriyet Savcısı
Zekeriya Öz'e konuşan gizli tanığın ifadeleri ve adliyeye gönderilen CD ile ortaya çıktığı belirtiliyor.
Bunun üzerine gözaltına alınan 9 kişiden,
cinayetlerin işlendiği dönemde Malatya Jandarma Alay Komutanı olan emekli Albay Mehmet Ülger'le, İnönü Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olan Ruhi Abat'ın da aralarında bulunduğu 7 kişinin tutuklanması, bağlantıların delili olarak gösteriliyor.
İki davanın birleştirilmesine yönelik ilk somut adım,
Zirve Davası'nın görüldüğü Malatya 3. Ağır
Ceza Mahkemesi tarafından
Kasım 2008'de atılmış,
Ergenekon İddianamesi dosyaya eklenmişti.
Ardından ortaya çıkan 'Kafes Eylem Planı'nda Hrant Dink, Rahip Santoro ve Zirve Cinayeti'nden 'operasyon' diye bahsedilmesi üzerine davaların birleştirilmesini isteyen müdahil avukatları, yeni gelişmeler üzerine artık taleplerini yüksek sesle dile getiriyor.
Müdahil avukatlarından Orhan Kemal
Cengiz, 18 Ocak 2010 tarihinde savcı
Zekeriya Öz'e, katliamın
Kafes Eylem Planı çerçevesinde ve 'Ergenekon' bağlantısı konusunda araştırma ve
soruşturma yapılmasına dair taleplerimizi içeren dilekçe sunduklarını anımsattı.
İki davanın birleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Cengiz, "Şimdi konu Zekeriya Öz'de. Bilindiği gibi geçen hafta Zirve Davası ile ilgili başlatılan operasyonda 7 kişi tutuklandı. Aynı kişiler 2008'de bir
ihbar mektubu üzerine yine gözaltına alınıp serbest kalmıştı. Ancak şimdiki delillerle tutuklanmalarına karar verildi. Bundan sonra davaların, hem
sanık hem de davacı hakları açısından, aynı zamanda usul ekonomisi için birleştirilmesi gerekecektir. Çünkü aynı konuda iki farklı davanın farklı yerlerde sürdürülmesi düşünülemez. Bununla birlikte sağlıklı bir soruşturma yürütülemez." dedi.
Müdahil avukatlarından
Erdal Doğan da cinayetlerle ilgili davanın son 3 yıldır
Poyrazköy ve Ergenekon gibi davalarla bağlantılı olduğunu her duruşmada söylediklerini hatırlattı. Doğan, "Bugünkü gelişmelerden de anlaşıyor ki sayın Öz'ün daha önceki araştırmalarıyla birlikte bu soruşturmayı derinleştirdiği görünüyor. Hatırlanacağı üzere
rahip Santoro,
Zirve Yayınevi ve Hrant Dink cinayetleri, Kafes Eylem Planı'nda birer operasyon olarak zikredilmekteydi." şeklinde konuştu.