İŞTE ŞOK BELGELER - KARELER
28
Şubat sürecinde, Genel
kurmay 2. Başkanı
Orgeneral Çevik Bir'in yargıya dönük yaptığı yönlendirme çalışmalarının yankıları sürürken, benzer bir
uygulamanın
Diyarbakır'da yaşandığı ortaya çıktı. O dönemde DGM'de görülen bir
davayı yakından takip eden 7.
Kolordu Komutanlığı, sahte
belgelerle davanın seyrini belirlemeye çalışmış, hakimlere istediği yönde karar aldırmak için çeşitli yönlendirmelerde bulunmuş. Ancak
mahkemenin kararı istenen yönde çıkmamış. DGM başkanı ve üyeleri de kısa bir süre sonra tenzili rütbe ettirilerek normal görevlerle
sivil mahkemelere atanmış.
7. Kolordu Komutanlığı'nın yargıya yönelik yönlendirme çalışması,
bölgenin önde gelen ve isimleri
PKK'nın
ölüm listesinde geçen işadamları Selahattin ve Mehmet
Emin Altındağ kardeşlerin,
terör örgütüne
lojistik destek sağlandığı iddiasına dayanıyor. İddialara göre; 5 Haziran 1998 tarihinde Diyarbakır'ın
Kulp ilçesinde düzenlenen operasyonda 6'sı kadın 7
terörist ölü ele geçirildi. Ancak operasyondan 3 gün sonra (8 Haziran 1998 günü) 7. Kolordu Komutanlığı adına Kurmay Başkan Vekili
Albay Erhan Tavşancı, DGM'ye kişiye özel gizli ibareli bir yazı gönderdi. Yazıda, operasyonu gerçekleştiren tabur
komutanlığının 'bulunmadı' dediği halde, çatışmada ölen bir terörist üzerinde çıkan dokümanların incelenmesinde bazı şahıslara ait isimler ile
telefon numaraları tespit edildiği, bunların adli işlemlerde kullanılması talep edildi. Ardından da dokümanda ismi geçen Selahattin ve Mehmet Emin Altındağ kardeşler hakkında dava açıldı.
TUTUKLAMA KARARI ÇIKARTIRMAK İÇİN
7. Kolordu Komutanlığı, belgeyi dönemin DGM Başsavcısı Nihat Çakar'a gönderdi. Çakar, gelen belge üzerinde hiçbir inceleme yapmadan dosyaya koydu. Bunun üzerine iki
sanık, TCK 169, 3713/5 maddesi gereğince 13 Haziran 1998'de apar topar gözaltına alınarak tutuklandı. Ancak mahkeme, 4 gün sonra sanıkların
delil yetersizliğinden tutuksuz yargılanmak üzere tahliyesine karar verdi. Olayı yakından takip eden 7. Kolordu Komutanlığı adına Kıdemli Albay Kurmay Başkanı Reha Şatana
imzası ile 26
Ekim 1998'de Diyarbakır DGM
Cumhuriyet Başsavcılığı'na PKK'ya ait olduğu iddia edilen ve ilişiğinde bir dokümanın yer aldığı GİZLİ ibareli ekli bir yazı gönderdi. Emri vaki bir üslupla kaleme alınan yazıda şu ifadelere yer verildi: "Teröristlerin üzerlerinde yapılan
arama neticesinde daha sonra DGM'ye sevki yapılan örgütsel doküman bulunduğu, anılan dokümanın bir çatışmada ölen teröristin üzerinde çıkmış olması, örgütün lojistik ihtiyaçlarını karşılayan
eleman temin eden ERNK'ya ait mühürle mühürlenmiş olması ve kapsamının
terörle mücadele açısından ivedi müdahaleyi gerektirecek unsurları içermesi nedeniyle Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na…"
OPERASYONU YAPAN KOMUTAN: DOKÜMAN YOK
Ancak 7. Kolordu Komutanlığı'nın gönderdiği bu yazıya karşılık, operasyonu gerçekleştiren Diyarbakır Kulp İkinci Tabur Komutanlığı böyle bir dokümanın olmadığı yönünde görüş bildirdi. Kulp İkinci Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Fevzi Turan imzası ile 4
Aralık 98'de DGM'ye gönderilen yazıda, öldürülen teröristler üzerinde yapılan aramada herhangi bir
mühimmat ve doküman ele geçirilmediği ifade edilirken, zor
arazi şartları ve çatışma bölgesinin şehir merkezine olan uzaklığı nedeniyle de cesetler üzerinde
otopsi yapılmadığı ifade edildi.
DOKÜMAN SAHTE ÇIKMIŞ
Bu arada Diyarbakır DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen yazıda, PKK bölge sorumluları olduğu belirtilen ve Dr. Nasır ve Dr. Ali'den geldiği iddia edilen iki belgede Selahattin ve Mehmet Emin Altındağ kardeşlerin örgüte lojistik destek sağlandığı iddia edildi. Ancak daha sonra belgelerde bulunan imza ve mühürler üzerinde yapılan ekspertiz çalışmalarında bu belgenin de sahte olduğu anlaşıldı.
BERAAT ETTİLER
Yaklaşık bir yıl süren yargılama sonucunda Diyarbakır DGM, Altındağ kardeşler lehine isnat edilen suçlamalarla ilgili inandırıcı delil ortaya konamadığı için
beraatlarına karar verdi. 18 Şubat 1999'da verilen ve
Yargıtay tarafından onanan gerekçeli kararda mahkeme emsal olabilecek bir değerlendirmeye de yer verdi: "Bölgenin özelliği olarak, PKK terör örgütünün
yardım alamadığı şahıslarla ilgili benzeri düzenlemelerde bulunduğu, kimi korucuların benzer girişimlerde bulunarak menfaat temin ettikleri, bölgeden olan vakalardan olduğu için dokümanlarda ele geçen açıklamaların sanıkların örgüte yardım ettiği yolunda ciddi delil olarak ele alınmasını önlemiştir. Bu tür delil olarak nazara alınıp uygulama yapılmaya kalkılacak olursa birbirlerine husumeti olanların aynı yola tevessül edip
iftira yolu ile birbirlerini mahkûm ettirmeleri gibi tutarsız uygulamalara yol açabilecektir."
Gerekçede ayrıca Mehmet Emin Altındağ ve Selalahattin Altındağ isimlerinin PKK'nın ölüm listesinde olduğu, kendilerine ait işyerlerinin taranıp bombalandığı, iş makinelerinin yakılığı da hatırlatıldı.
KARAR VEREN HÂKİMLERİN GÖREV YERİ DEĞİŞTİRİLDİ
Altındağ kardeşler hakkında beraat kararı veren Devlet
Güvenlik Mahkemesi Başkanı
Hakim Ali Çağan, Hakim Kıdemli Albay Tarık Senkeri ve Ali Akyan'ın çok kısa bir süre sonra görev yerleri değiştirildi. Hakim Çağan, Aydın Sulh
Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Hakim Akyan ise Ankara'ya
tayin edildi. Hakim Kıdemli Albay Senkeri ise
istifa etti.
(CİHAN)